bugün

dünya ekonomisi sıkıntıdayken türkiye ekonomisinin 2010 yılında yüzde 8'lik büyüme performansı sergilemesini beğenmeyen kişidir.

türk halkının tamamının gösterdiği ekonomik performası partilere yamamak isteyenlerin oyununa gelmiştir.

bu işin akp'si , chp'si , mhp'si yoktur.

sadece akp'liler mi üretim yapıyor , ihracat yapıyor.
(bkz: benim mahsülüm öldükten sonra mı)
asgari ücretin 600 lira, açlık sınırının da 846 lira olmasındadır.
okullar açıldı çocuklara harçlık lazım, önümüz kış kömür lazım. kiraydı faturaydı derken cebinden çıkması gereken paranın aslında cebine hiç girmemiş olduğunu anlayan insandır büyümeyi beğenmeyen. kağıt üzerinde rakamlar azalıyor ya da artıyor. onun için fark eden bir şey yok, çünkü hep yarı çıplak geziyor.

daha bir ekmeğin fiyatından haberi olmayanlar da der ki ''aa bak selincan ekonomimiz % 8 büyüyormuş ne kadar güzel, gelişiyoruz, büyüyoruz.''
(bkz: bsg çay koy)
(bkz: bak elin oğlu yüzde 20 büyüyo sen daha say yerinde).
chp li olması muhtemeldir. böyle ekonomi iyileşince , güçlenince , dünyada ilk 10 a falan girince "yalan yeaa benim cebime paramı giriyor hem? abd var o oynuyordur rakamlarla" ama düşük çıksın? saniyesinde "işte ekonomi battı , hükümet beceriksiz , istifa etsin bik bik bik" tipik zihniyet.
beğenmeyenleri kaale almamak gerek. önemi yoktur zira...
(bkz: baz etkisi)
büyümenin sadece patronlara yaradığı bu gezegen içerisinde, bizi pek de alakadar etmeyen durum. ekonomik büyümelerin sadece devlete yaradığını, küçülmelerin ise her zaman ki gibi halkın cebinden kesildiği bu güzel ortam, insanları çileden çıkarmalıdır.
geçen sene %10'luk küçülmeden sonra bu büyümeyi beğenmeyen, e para girişi olmadığı için de bu durumdan yakınan insandır.. ama bazı yobaz, zaman gazetesinden başka bişey okumayan cahil kesim bunu başarı olarak görür.
ne ekonomi ne iktisat bilen, birilerinin dolduruşuyla bir şey söylediğini sanan cahil halkımın cahil söylemlerinden bir tanesi.
gençlerin pek farketmedikleri, büyüklerin geçmişi unutmak istemeleri böyle bir durum doğuruyor. bundan 12 sene önce asgari ücret 14 milyondu. bir bilgisayar ise 700 milyondu. cep telefonu 200 milyondu. dev ekran bir televizyon 1 milyardı.

14 milyona ne bilgisayar alabilirdiniz, ne cep telefonu ne de televizyon. şimdi asgari ücret 500 milyonun üzerinde ve insanlar televizyon alabiliyor. bir bilgisayar hala 700 milyona alınabiliyor, cep telefonu 200 milyona alınabiliyor, dev ekran televizyonlar 1 milyara alınabiliyor. fiyatlar aynı kalırken, eskiden insanların sadece küçük bir kesimi bu aletlere sahipken şimdi yaygınlaşmış olmasını görmemek kör olmayı gerektirir. büyüme olmaması için senelerdir birşey almıyor olmanız lazım. çocukluğunuzdan bu yana harcadığınız kalemler değişmemişse o zaman büyümeden bahsedilemez.

bir zamanlar lüks tüketim malzemesi sayılan birçok şey şimdi normal görülüyor. büyüme olmuyor demek insanların sahip olduğu eşyalarda hiç artış olmuyor demek olur. kaçınız geçen sene boyunca hiçbir şey almadınız ve hayatınızda birşeyler değişmedi...

büyüme için rakamlara inanmıyorsanız etrafınıza bakın. tüketiminiz artmışsa büyüme vardır.
o büyüyen sizin ekonominiz kardeşim hikaye okuma diyende insandır oldukça haklıdır..
ekonomiyi insanın sindirim sistemine benzetirsek eğer. yer içer sıçarsın, sıçtığın birikir büyür. aha sana üretken ekonomi. ihracatını da yaptınmı? yaptın. ekonomi büyüdü mü? büyüdü dimi.

bizim şu an yaşadığımız büyümede içe sıçmaktır. yer içer sıçarsın. ama içe doğru. ekonomi büyür mü? büyür. nereye doğru? içe doğru. sonuç. kabızlık,karın ağrısı. barsak deformasyonu.
yüzde 8 büyüdüğümüzü sanan insandan 1 adım öndedir.
muhtemelen 2002'den sonra Türkiye'ye gelmiş insandır.
geçen sene yüzde kaç küçülme olduğunu hatırlayan, türkiyedeki büyümenin, sıradan vatandaş açısından asıl etkilemesi gerektiği şeyin işsizlik seviyesi olduğunu bilen ancak bunun kesinlikle gerçekleşmediği, bu yüzde 8 olan sözde büyümenin önemli bir kısmının şişirme gsmh hesaplamalrından geldiğini bilen, bu büyümenin sanayi sektrönden ziyade hizmet sektöründen geldiğini bilen insandır.
bu büyümeden gelen rahatlamanın sadece zenginler için işe yaradığını bilen insandır.

kriz olsa da zengin kazanıyor büyüme olsa da.
(bkz: dış ticaret açığı)
(bkz: işsizlik)
uyusunda büyüsün ninni
uyuyunda uyuyun ninni.
ev ekonomisine katkısı olmayan büyümeyi neyleyim.Allahın domatesi olmuş sana 2 TL. büyüdük değil mi şimdi ? işssizliğe bak açlık sınırına bak anlarsın büyümeyi uyu sen daha güzel insan.
beyninin her iki tarafını da kullanan zeki insandır. elindeki kalemi "ben bu kalemi nerede unuttum" diye arayan tiplerden değildir. "bak lan yüzde sekiz büyümüşüz hacı vay be" deyip uyumaz. "ulan nerde bu büyüme o zaman" der.
bugüne kadar bu ülkede iyi olan ne olsa beğenmeyen insandır. allah'dan sayı olarak azınlıktalar da her seçimde kaybediyorlar. bu ülkede çoğunluğun aklı başında en azından...
büyüğü sevenlerin anlamayacakları insan.

"herşeyin büyüğü iyidir " değildir sevgili şakirtler. zehirli mantar olarak yetiştirildiğiniz o ışık evlerinde abilerinizin çükleri arasında tercih yaparken elbette büyüğünü dileyebilirsiniz kendi ağız zevkiniz; ama iş ekonomiye gelince ya da diğer şeylerde alıştığınız üzere büyük olan iyi değildir her zaman.

büyüme bizim gibi bir ülke için %5-6 da kalması en iyisidir. unutmayın ki 1929 ekonomik buhranı sırasında üretim sonuna dayanmıştı, bütün depolar doluydu ama satın alan kimse yoktu. bu hastalık gibidir aniden herkes satın almamaya başlar.

ekonomi diyince dengelilik gerekir. bir sene önce %14 küçüldü isen öteki sene %50 büyürsen oh be diyen adam aptaldır mesela bu aynı şekilde %8 için de geçerlidir.

amerikan ekonomisi büyüdüğü için sıçtı 2009 da. çünkü üretim yok tüketim muhteşem. para hep sanal. ama bir yerlerde birileri o parayı o digitalize sistemden çıkartıp birilerine nakit olarak vermek zorunda eninde sonunda.

yani büyük olanı çok seviyorsunuz anlıyorum ama sadece nurcu yetiştirme çiftliklerinde abinizden isteyiniz büyük olanı.
(bkz: yüzde 8 lik büyüme ilizyonu)
ufak bir hesap yapacak olursak,

geçen seneki %13 küçülme ile 100 den 87 ye düşmüşsek. ve bu senenin ilk yarısında da %8 büyümüşsek geçen seneye göre yaklaşık 90 dayız demektir. yani hala 10 birim zarardayız.

(bkz: end of the story)
herşeyin bilincinde olan, ufak tefek oynanan numaralara kanmayan insandır.

yeni verilere göre açlık sınırının 812 TL, yoksulluk sınrının da 2644 TL olarak hesaplandığından bir haber olan kişinin %8 lik büyümeyi bir marifetmiş gibi anlatması da fıkra kadar komiktir.
o kadar çok büyüdük ki patlayacağız yakında. cebimdeki para büyümedikten sonra kağıt üzerindeki büyümeyi bi taraflarına soksunlar çok afedersiniz. yahu akıl var mantık var. 580 lira asgari ücret, açlık sınırı 812 tl. yoksulluk sınırı 2644 tl. hiç mi beyniniz basmıyor. bu kadar mı at gözlüklerinize sadıksınız, çıkarıp atmıyorsunuz. nerede büyüme ? nerede refah seviyesindeki artış ?
(bkz: bsg)