cok büyük, ayri bir iskencedir. "artik son uzatmam, bundan gayri memlekete dönim de yapim askerligi" diyerekten konsolosluga gidilir. askerlik islemleri icin gerekli belgeler önce zaten telefonla su sekilde konusulup hazirlanmistir.
- alooo askerlik uzatacaktim da, .. (söz bitmeden)
+ ha tamam sen maas bodronu, pasaportunu kap gel.
- baska bisi lazim deg... (söz bitmeden)
+ yok yok, sen gel biz uzatiriz.
konusmasina uyarak gidilir. danismada;
- askerlik uzatacaktim.
+ pasaportun yaninda mi?
- evet.
+ git ilk sayfadan iki tane, en son sayfadan bi tane fotokopi cek gel!
- maas bodron veya calisma belgen yaninda mi?
+ evet.
- git onu tercüme ettir gel!
+ yanlis mi anladim, tercüme mi?
- evet. kardesim arayip sormuyorsunuz, sonra burada cile cekiyorsunuz. bak suradan cik 150 m ileride solda bitane büro var, orada yaptir gel hadi kardesim. (sanirim komisyon alacak, 3 kisi önden gönderdigi kisilere de ayni sekilde dedi ve hatta arkadaki kisiler de oraya yigildilar) *
tercüme islemini gerceklestirmek icin, belli basli miktarda bir ücret ödenir ve ayrica zaman tabi.
tercüman amca etrafindakilerle sohbet ettiginden, gözlüklerini bi türlü dogru bir sekilde takamadigindan, 3 kisinin isini 3 saat icinde bitirdiginden sira ancak ögleni bulur.
tercüme bitmistir, evraklar hazirdir, sira alinir ve beklenir. sira esnasinda uyuklamak cabasidir.
sira gelir ve memur beyin "kardesim fotokopi cekmesini bilmiyor musunuz? adam gibi cekin su fotokopileri" fircasi üzerine sinirlenen vatandas "memur bey, sizin gibi her gün fotokopi makinasi ile hasir nesir biri olmadigimdan, bu sekilde olmasi dogaldir, buyurun siz cekiverin, vatandasa hizmetinizi görelim." lafinin üstüne bir bardak su icip, islemleri bir an önce tamamlayan memur haric baska kimseye laf sokamadan dötüne baka baka geri dönen vatandasin cilesidir.