şakşakçılığın, iyi yapıldığında, ne kadar işlevsel olabileceğinin göstergesidir. bir dönem akp'yi neredeyse "vatanı satmakla" itham eden bu adam, vahiy gelmişçesine dönüşmesinin ardından başbakanlık başdanışmanlığı görevine getirilmiş. ne diyelim bu modellerin başucu vecizesi " bal tutan parmağını yalar". sende yala bakalım parmağını yiğit bulut.
birkaç yıl önce muhalif konuşmalar yaparken herhangi bir faydasını görememiş bunun sonucunda ani bir dönme hareketi ile has yalaka haline gelmiş kişidir kendileri. yalamaya başladıktan sonra önlenemez yükselişi başlamış ve son haberlere göre başbakanın yalakalıktan sorumlu başdanışmanı olacaktır.
Ne çok seveni varmış meğerse... Hiç bir entry'de yemediğim eksiyi yedim ilk entry'den sonra. Bu adamın ekonomiden anlamadığını iddia edenlerden değilim, böyle birileri var mı onu da bilmiyorum. Kemalistim ama vasat da değilim. Bir çokları gibi bu adama takıntılı olmamın sebebiyse iktidar dalkavuğu olmasındandır. Hatta bir üst mertebeye çıktı ama henüz Türkçe sözlükte buna uygun bir terim bulunmadı. iktidar yanlısı olabilirsin, başbakanı çok seviyor ya da takdir ediyor da olabilirsin. Siyasi ideolojin de bu yönde olabilir. Ama eğer gazeteciyim diye ortalığa çıktıysan yapılan onca haksızlığa da söyleyecek bir çift sözün olmalıydı. Yöneticisi olduğun medya grubunda TV'lerdeki tartışmalara bile taraf olmamalıydın. Şamil Tayyar bir tartışma programında muhalif bir konuğa saldırdıktan sonra mahkemeye verilmek istendi. Habertürk kanalı'ndaki programın sunucusu dava açan şahsa "olanı biteni gördüm, size yapılan büyük saygısızlık. Adli kurumlara başvuracak olursanız tanıklık yaparım." diyor. Aynı sunucu ertesi gün bu şahsı arayarak "Genel yayın yönetmenimiz Yiğit Bey bu gibi konularda taraf olmamıza izin vermiyor" diyerek kibarca tanık olamayacağını dile getirir. Ama aslında taraf olmuştur bile. Yapılan bir haksızlığa karşı menfaatini düşünerek susuyor, arkanı dönüyor ya da görmezden geliyorsan taraf olmuşsundur zaten. Yiğit Bulut fanları bunu açıklayabilirler mi? Bu ülkenin en büyük dertlerinden biri bu zaten. eleştiriye kimse gelemiyor. Başbakanın "ya taraf olursun ya da bertaraf" demesinin altında yatan anlam da bundan başka değil zaten. Yiğit Bulut vicdanına karşı rahatsa biz ne desek boş zaten. Kendi içi rahat etmemeli ilk önce. Şamil Tayyar Ahmet Hakan, Ruşen Çakır gibi tamamen değil zaman zaman muhalif olan isimlere bile saydırıp saldırdıktan sonra AKP Gaziantep milletvekili oluyor. Onu kollayan Yiğit Bulut da Başbakanlık Başdanışmanı. Yani körler sağırlar birbirini ağırlar. Şimdi kimse yok bu adam ekonomiden şöyle iyi anlıyor, böyle iyi anlıyor martavallarına girmesin o yüzden. Ekomist olmasından ya da ekonomiyi ultrasüper anlamasından dolayı o görev verilmedi kendisine. Fedailer aranıyordu, gücü olan fedailer... Kendisi de bu grubun içindeydi. Yeni görevine de bu yüzden geldi. iktidar göreve getirdiği kişilerde yaptığı işe göre uygunluk arama gayreti içinde olsa "Atatürkçü olmayı hakaret sayarım" diyen Türköne'yi Atatürkçü bir kurumun başına getirmezdi...
akif bekinin müstesa yerini dolduracak yegane kişi olması sebeiyle doğru tercihtir kendisi danışmanlık.bu entry ciddi şekilde ironi temellidir tabii ki de.
Hükümete yakın herhangi bir gazetede yakın bir zamanda iş bulacağı herkesçe tahmin edilen, ama başbakanlık başdanışmanı olacağı hiç kimse tarafından tahmin edilemeyen eski gazeteci, yeni başdanışman.
çok iyi hatırlıyorum bu adam hükümetin dış yatırımcılar için açtığı olanakları yerden yere vuruyordu.
şimdi başbakan danışmanı olmuş.
hemde zamanında eleştirdiği özelleştirme ve ekonomiyle ilgili konulardan sorumlu.
biri yazmış değeri henüz anlaşılmamış köşe yazarı diye. gülsem mi ağlasam mı pek karar veremedim. tam bir ironi içindeyim. bu adama köşe verenin kendisindek pek farkı yoktur kanımca
eskinin hızlı kemalisti, sonranın milliyetçisi, bi dönemin ulusalcısı, az sonranın kapitalisti, şimdinin başbakanlık danışmanı, yeni ulemamız buyurmuşlar ki:
''faiz haramdır''
dağılalım arkadaşlar... noktayı koymuş....:)
yiğit kardeşim, semazen bile senin kadar dönmüyor be...
dünyanın en hızlı dönen ve umreden yeni dönmüş hacı sakalı ile kendisine güldüren, ne kadar islamcı kanal varsa geze dolaşa bitiremeyen eskinin hızlı milliyetçisi, ulusalcısı filan.