en azından özür dilenmiştir. herkes hata yapar, kimse yapmadığını iddia edemez. ancak bazılarının hataları küçüktür, bazılarının hataları büyüktür. büyük bir hata yaptıktan sonra özür dilemek yüzsüzlük olarak görülse de işin aslı öyle değildir. bir hata yapıp farkına varan her insan özür dilemelidir. dilemezseniz elinize ne geçer? hiçbirşey. özür dilerseniz kaybedebileceğiniz de birşey yoktur. ama yurdum genci özür dilememeyi gururlu olmak saydığından, hatalarını görmemeyi büyük bir erdem saydığından özür dilemez. sıçarım lan böyle anlayışa!
yaptım, ben de yakın zamanda büyük bir bok yedim. hem de gerçekten benim için farklı olan bir insana. bir daha benimle görüşmek istemediğini söyleyen bu insan, özrümün sayesinde şuan konuşuyor benimle. ama hala acısını çekiyorum, süründürülüyorum. haksız mı? değil. sonunda tamamen geçecek umarım kızgınlığı. sözlük kusura da bakma artık bu biraz itirafa döndü ama olacak o kadar.
hatalar, bok yemeler insanlar içindir. yenen bok sonrasi vicdan denen acayip şeyden sesler gelir. vicdandan gelen sesler sonrasında bu bok yiyen insan evladı özür diler. pişmanlığını dile getirir. burada samimiyet sözkonusu olabilir. samimiyet olmadan adet yerine gelsin diye dilenen özürler eşeğin bilemem neresindeki kelebek gibidir, ampul gibidir.
yaşayan bir örnek için :
(bkz: ercan saatçi)