Tek öğrendiğim şey kimseye güvenmemek oldu şuan kendime bile güvenmiyorum.
acı işte insanın iliklerine kadar işleyen şey işte üşüme krizine sokan insanı. kafam iyi değil şuan .
ailenden başkası ayak bağı. bi yerden sonra ailen de ayak bağı haline geliyor. ne varsa sende var. pc başında sigara-şarap, tenha bir yerde yapıştırılan bi üçlü yanında viski, hayatın tek gerçeğidir. gerisi fasa fiso. hiçbişeyin bi sike yaradığı yok. meyhanede tanıdığım gerzek bi filozof vardı. güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır demişti. hayatıma bir sürü güzel kadın girdi. hepsi de ağzıma sıçtı.
insan bedeni fanidir yani vücudunuza fazla güvenmeyin. herşeyi yaparım deyip 3 günlük arkadaşlar uğruna aileniz ve daha yakınlarınızdan uzak kalmayın. herşey bir anda kaybolurken umarım yanınızda olur birileri.
Insanlarin onca lafina ragmen yasayarak ogrenmeyi tercih eden kisinin ogrendikleridir. Yigitlige bok surdurmemek icin onu uyaran kisinin hakli oldugunu bildigi halde hakliydin demez ama dersini aldiktan sonra ayni hatayi yapmaz. Yasananlardan ogrenilenler kalicidir kolay kolay silinmez.
banka kuyruğunda arkandaki güzel gözlü kızla konuştuysan ve cidden hoşlandıysan ismini öğren. Kykda kaldığını bilmen ve onun değil arkadaşının adını bilmen ona ulaşabilmene yetmez.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
insan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Koyver gitsin, nietzsche’nin sıkça dediği gibi “amor fati” yaşanılan şeylerden ders çıkarılacak bir şey yok. Karşımıza sürekli farklı problemler gelecek bu dünya böyle bir yer maalesef.