gök gürültüleri şahitti oysa...
ıslak kaldırımlar... tenha, günahkar sokaklar...
birikinti de yıkadı ellerini, çakısını katlayıp cebine koydu.
ıslak ellerini üzerine sürerek bir sigara yaktı...
derin derin çekti.
bir şey diyecek gibi oldu.
hiç bir şey demedi.
sisler arasında ıslık çalarak yürüdü.
kayboldu.
bir kez bile ardına bakmadı.
tövbekar şairin ardından bakakaldım.
az önce bir şairdi sadece.
kimsesiz ve sessiz.
maktül yerde, sopsoğuk.
akabinde sirenler, sorgular.
derin sessizlik,
şiirler ve hayaller.
hepsi mazi,
hepsi anı.
hepsi sır!
bence yanlış bir düşünce. kazalar falan genelde yağmurlu havalarda oluyor galiba ama güneşli havalarda da hiç suç işlenmiyor değil. benim telefonum çalındığı gün hava güneşliydi sonra yağmur yağmıştı galiba.