1966 da üniversite ikinci sınıftayken, tek başıma 2.5 ay otostopla avrupayı dolaşmış, danimarka'daki gençlik kampında okul boyamış, fransa'dakinde kilise tamiratında çalışmış, hamburg'da bizim işçilerin yatakhanesinde misafir edilmiş, yugoslav şöförle kızarmış kurbağa bacağı ve tatlı şarap içmiş, avusturya katcberg dağında soğuktan titreyeek araba beklerken karşı otelden elinde tepsi ile gelen kızın ikram ettiği konyağı içerek ısınmış, almanya'dan fransaya tek araba alabilen bir nehir salı ile geçmiş, gece benzinceye serdiğim uyku tulumundaki uykumdan sabah köpeklerin suratımı yalamasıyla uyanmış, paris'de fransız arkadaşımın düğününe katılmış, almanya heilbron'da camdan çizme içine konan ve elden ele dolaşan birayı son bitiren olma yarışında zil zurna sarhoş olmuş,........vb. yurda dönüşte o zamanlar akşamüstü çıkan ve 15 kuruşa satılan "son" gazetesine bu anılarımı satıp, aldığım parayla kendime, o zamanların en havalı mağazası olan "galeri edip"den takım elbise, gömlek, kravat, çorap, kemer, mendil, ayakkabı ile tam bir kıyafet düzmüştüm.
Eğitim uzmanına gidip, "istifa edeceğim" deyip, kadınla vedalaşıp, vedalaştıktan sonra da yine yanına gidip, "Vazgeçtim, kalıyorum" dedim. Dün yaşandı. Kadın çok bozuldu ya. Kim bilir hakkımda ne düşünmüştür. *