yarın kargom gelicek sabahın 10'unda bam bam bam kapıya vurucaklar ve ben tek gözüm kapalı şekilde kargocunun listesine imza atıp kargomu alıcam. sonra kargoyu bir kenara fırlatıp saat 1'e kadar uyumak istiyorum. evet bunu söylemek istedim.
ama gibi davranmam. Nabza göre şerbet veririm. En çok kendime saygı duyarım. Yanımdakinin kıymetini bilirim. Kimseye köpek olmam. Yok öyle 3 köfte 25. Hatalarımı görüp, doğrularımı es geçenin dünyasını sikeyim.
Yıllar evvel, giymelere doyamadığım bir kazağım vardı.
O kadar seviyordum ki, giydiğimde " ne de afili oldum " deyip, aynalara gülümsediğim bir kazaktı.
Eskimesin, başına birşey gelmesin diye dikkat eder, özenle yıkar, kuruturdum.
Şimdi dolabımın en metruk bölümünde, melul melul bana bakıyor, artık giymiyorum, demode buluyorum, Nasıl da abartmışım bunu diyerek, ilgisizce bakıp geçiyorum.
Zamanla Sıradan geliyor işte herşey.
Olmazsa olmazım dediğimiz, asla vazgeçemem sandığımız herşeyden böyle vazgeçebiliyoruz.
Günün hangi saati olursa olsun oğullarıyla bağıra çağıra kavga etmekten çekinmeyen karşı komşumun alt kata yeni taşınan böğüren komşuları şikayet etmesi de çok komik gerçekten. Apartmanda hiç mi normal insan olmaz arkadaş...
Kimseye anlam yüklememek en güzeli. Hiçbir davranışın, sözün altında fazladan bir iyi niyet aramamak en temizi. Sevdiğin kadar değil görevin kadar arkadaşlık etmek en rahatı. Her şeyi dozunda yaşamak, herkese belli bir mesafeden bakmak benim bundan sonraki hayatımın tek düsturu.
Her ruh her bedene oturmuyor muhsin. Yaradılış sırasındaki ruh dökme işleminin beton dökme işlemi ile karıştırıldığına dair şüphelerim var. Sanırım bu kainat gibi bir yapı işleminin ardından yaratılmamızla ilgili muhsin. Keşke kainatın ardından zımpara yaratılsaydı da ruh bedene dökülmeden önce biraz pürüzleri giderilseydi. Neyse muhsin, biraz sallanalım da ruhumuz otursun bedene. Hadi bakalım.