yıllar önce 3 ayrı ülkeden çağrılıp gitme imkanım olmuştu ama gitmedim. salaklık işte. neyse şimdi kolay gidilen vasat ama huzurlu ülkelere gözümü diktim. kesin gideceğim.
hangi birini sayayım... zamanında "o"nunla konuş(a)madığımamı, çekmem gereken eziyeti zamanında çekmediğimemi, aklım yerine kalbimin sesini dinlediğimemi,.. hangisi?
olması istenen ama olmamasına sebebiyet vermek, yada olmasının istenmemesi ama olmasına sebebiyet veren sözlükteki kişilerin yanlış yaptığını düşündüğü davranışlardır.
Açıkçası şuan hiçbir pişmanlığım yok. Bir tane söylemem gerekiyorsa o da şu olabilir: keşke onu en son gördüğümde ona açılsaydım (artık onu unuttuğum için pişmalık sayılır mı bilemeyeceğim.)
aslında pişmanlıklar gelecek korkusunun geçmiş versiyonlarıdır. gelecek nasıl henüz gelmemişse, geçmiş de zaten geçmiştir. ölenle ölünmez, gidenle gidilmez. kaldı ki pişmanlık insana bir öğreti aracından başka bir şey değildir. yaşadığınız o kötü olay veya yaşamadığınız o iyi olay her ne ise, sizi bir değişim sürecine itecektir. 'dönüşeceğiniz kendiniz' hakkında bir karar vermeniz gerekir. bunu kabul ederseniz süreç başlar. eğer kabul etmezseniz, kendine acı çektirmekten zevk alan yıpranmış insanlar kervanına katılırsınız.
pişmanlık bir sonuç değil sebeptir. bitiş değil başlangıçtır.
bunun bir vicdan rahatlatma operasyonu olmadığını da sürecin içinde anlıyorsunuz.
En az bi 6 ay naberi gelmeyen adam hep mutlu ol diye mesaj atıyo pardon da musmutlu olacağı belirsiz yıllarımı ayrı bunun seni artık hiç ilgilendirmiyor oluşunu ayrı yapıyım diyemiyosun tabi. Sağol diyosun yine de. Ah işte keşke diyebilsen.
düşünmeden ağızdan çıkan pek çok söz ve dikkatsizce yapılan ani davranış.
bir de liseye, hatta ortaokula başladığımdan beri matematiğin üzerine eğilip kolay kaynaklarla falan başlayarak geliştirmemiş olmak. (gerçi o zaman kolay kaynaklar ve fasiküllerle başlama fikri aklıma da gelmiyordu.) * ama yine de matematiğin isteklerimi çalmasına izin vermedim.
hani öyle tek bir iki pişmanlığım da yok elbet. şu anki bilince sahip olsaydım, eskiden de daha sağlıklı beslenirdim mesela en basitinden.
keske iyi dostlar biriktirecegime dolar biriktirseydim amk, şimdiye asure ağaoğlu idim.
edit: alttaki çokbilmişin (iyin komik yanı kendisi entry çalıyormuş nickaltına bakın) eleştirisini yeni gördüm. Otonuyormuş. Siktir git o zaman tutan mı var? Arkadaş günde 80 -90 entry giriyorum; bunların en az %80'i 90'ı kendi fikirlerim yazılarım, çoğu da zaten siyasi ekonomik. Ha onlar da ordan burdan okuduklarımın sonucu. Toplasan da iki üç tane komik bulduğum twit mesajını buraya taşıyorum. Onlar da atla deve şeyler değil, geyik geyik laflar. Bunu aldığım kişi de zaten başkasından alıp yazmıştı. Ne kadar meraklısınız ben Amerikayı keşfettim demeye. Twitter herkese açık bir ortam. Belki onun ilk kaynağı benim o kız veya adam benden yürüttü? Şimdiye kadar twitter'da birbirinin sözlerini paylaşıp da birbirinin tepesine aa benim sözümü çalmışsın diye binen kimseyi görmedim; o kadar fikir yazılıyor burada herkes mandıra filozofu mu da kendi fikirlerini evde ommm diye tasarlıyor? oradan buradan okuduklarını gelip sözlüğe konduruyor bir iki de kendi yorumunu katıyor.