su an bulunduğum yer deniz kum güneş sessiz sakin bi plaj insan sesi yok ruhum yaşlı benim zaten gelemiyorum öyle muzikli yerlere beachlere falan zaten param da yok ama mutluyum huzurluyum su an bulunduğum yerde önemli olanda bu değil mi zaten?
kayıkhanedeki tahta iskele. ama gece gidiceksin, sokaklarda kimseler yokken. en ucuna oturucaksın. insan kendini denizin üzerinde öylece oturuyormus gibi hissediyor.
Sokakta bulup eve zor bela taşıdığım ve artık penceremin önünde duran tek kişilik koltuğumdur. iki mum yak, bi kahve ya da şarap, sonrası dünyayı koyvermişlik.
Sevgilinin Dizleridir elbette. Bir çimen tarlasında onun dizlerine uzanıp gözlerini kaparken insan huzur dolu bir uykuya dalar ister istemez. işte o an bulurum onu.
odamdır efendim. yılda iki defa doğrudan güneş alır sadece, hiçbir şeyi görmeyen arkabahçeye bakar. lambası genelde bozuktur. merak eden arkadaşları beklemekteyiz.
bakın tam babişkocu kız gibi görüneceğim alakam yok sözlük. hatta çok nadirdir. belki nadir olduğu için güzeldir.
babamla öyle yakın ilişkilerim yoktur zaten şimdi de çok az görüşüyoruz. ama bir deniz, bir sinop, bir gemi, bir ödevlerimi yaptıktan sonra yattığım soğuk havadaki sıcak yatağım kadar huzur vermişti. babamın kollarında hakkaten gerçekten dibine kadar anlamıştım huzur ne demek diye. böyle çok kısa bir an oluyor pek uzun sürmüyor ama anlıyorsun. anlık da olsa aha böyle bir şeymiş demek diyorsun.