etrafımdaki insanlar arttı, hiçbir zaman çevremde fazla insan istemedim, bir iki olsa yeter diyordum. ama işte o bir iki kişi dediklerim gitti. elbet herkes birgün gider diye avuttum kendimi. sonra yalnız kalmaya alıştım. uzun bir süre yalnız kaldım. istemediğim, izin vermediğim insanlar hayatıma girmiş. ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, dara düştüm. kalp kırmayı sevmiyorum, fakat ne yapacağımdan habersizim. umarım giderler...
Sözlükteki bazı gerzek başlıklar.
Zigot terk misiniz?!
Beyninizi, kuştan ödüç mü aldınız?!
Nedir bu kreş çocuğu kıvamı başlıklarla, sol frame' i kirletme sevdası?!
Lan olum gidin bir iki sayfa birşeyler okuyun, spor yapın, hobi edinin, insana benzeyin, bir nebze saygı duyalım len!
Püüüü!
Edith Piaf:
Teker arabanın ayağıdır.
Motor uçağın kalbidir.
Çatı evin saçıdır.
Bunlar ne salak salak başlıklar !!
Az önce koşa koşa bakkala gittim malum hava buz bi sigara aldım iyi günler deyip çıkacaktım ki adam yapıştırdı lafı "Hoca Hanım iyi yatıyorsunuz heeeee"
-amk herifi bi sana dert olmamıştı aman eksik kalma, diyemedim.
Takintilar. Mesela birisini seversin o seni sevmez yok illah seveceksin der ve bela olur başa. Bir diğer durum ise sevmediğin bir durumda iki arada kalmak şöyle ki ikiside arkadaşın o diyor takılma onunla öteki diyor takılma onunla ama ikiside kardeşin gibi adamlar. Sonra bunların arası bozulunca böyle demeleri inanılmaz sıkar.
Haberleri izlemiyorum izleyemiyorum. Ne zaman izlesem resmen sinir krizi geçiriyorum. Dizileri de izleyemiyorum saçmasapan birbnirinin benzeri kalitesiz diziler. Tartışma programı da izleyemiyorum birbirine saygısı olmayan oturup da iki düzgün cümle kuramayan kendine ait belli bir duruşu düşüncesi olmayan insanların şovundan ibaret hepsi. Kısacası televizyonu hayatımdan çıkardım. insanlardan da soğudum. Cahillik almış başını gidiyor ve herkes halinden memnun. Soğuduğum o kadar çok şey var ki bunlar canımı fazlasıyla sıkıyor.
daha sabahın köründe yüzünün yarısı yanmış bir kız çocuğu görmek. ulan keşke sıfatsız suratım yanık sakat olsaydı da o kız çocuğu sağlıklı olsaydı. nasıl olsa ben bi boka yaramıyorum onun daha görecek ne kadar güzel günleri olacaktı be. sabahtan beri o kızı düşünüyorum. ne hissediyor acaba? nasıl canı yandı o duruma gelirken. offf offff.
Beynimin öldüğünü hissediyorum. Hani güvercinler çok yem yerse çatlayıp ölür ya işte beynim de bir güvercin gibi. O kadar çok bilgi yükledim ki beynime şu kısacık hayatta. O kadar çok bilgi, sır, travma, yaşanmışlık. O kadar çok tıkadım ki beynimi, artık en iyi bildiğim şeyleri anlatamaz hale geldim. Sanki beynimdeki bütün düşünceler birer tilki oldu, dolaşırken kuyrukları birbirine dolaşıp düğüm oldu. Beş sene önce böyle değildim ben. Üniversitede doçentlere, profesörlere ders anlatırdım çatır çatır. Şimdi öylesine bir dershane hocasının karşısında dersimi istediğim gibi anlatamıyorum. Her şeyi unutuyorum, dilim tutuluyor sanki. Dün bir tane hastalık adını hatırlamak için tam 20 dakika beynimi zorladım mesela. Bitiyorum ama bitmek istemiyorum. Çok yoruldum ama bu hayatta sönük kalmak istemiyorum. Hayatımın toz pembe hayallerim gibi olmasını beklemiyorum ama toz olmasını da istemiyorum.
Bugün arkadaşın köyüne gitmiştim, orada bir ineğe acımasızca vuran yavşak bir adam canımı sıktı.
Ben: Dayı yeter vurma şu ineğe, vurma. Vurma !
Köyden bir adam: Haketti o. Hep sürüden ayrılıyor salak inek.
Ben: Sürüden ayrılıyorsa akıllı inektir o dayı.
Köyden bir adam: ??!?! Len amına koyyım siz de boşuna üniversite okumuşsunuz.