askerlik yaptığım tümen karargahı g3 şubesi.
bir gün genelkurmay'dan yapılan denetleme anı ise bana göre marjinalliğin zirve yaptığı andı.
zaten şube hollywood bulvarı gibiyken bir de karşımda dönemin edok komutanı, kolordu komutanı ve tümen komutanı üçlemesiyle karşı karşıya kalınca insan yarın olacağına pek inanamıyor.
tabii yarın oldu. hatta üstünden 6 seneden fazla zaman geçti.
ergenlik çağındayken bir arkadaşın "içeride kızlar kum kum!" diyerek zorla götürdüğü bir disco!
ben kızı falan geçtim içeride dişi sinek bile olduğundan şüpheliyim. bir takım adamlar ellerinde tombul şişe efes bira; dale, dale don dale eşliğinde halay çekiyordu!
Yaklaşık on yıl önce, öğrenciyken harçlık çıkarabilmek için "gerçek kesit" adlı tv programında amatör olarak oyunculuk yapmıştım. Çok ciddi bir sahnede kamera arkasında güldüğüm için oyunculuk kariyerim sadece 3 bölüm sürdü. Ama o set, çekimler, oyunculuklar... anlatılmaz!
Çocukken annemin evde düzenlediği bol teyzeli, kadınlı, yemekli altın günleri.
Bu kadar çok kadının aynı anda konuşup yine de anlaşabildikleri başka bir yer yoktur. Ağzımda kek parçası Aval Aval yüzlerine bakıp dururdum son hız dedikodunun ortasında. Hele sonlara doğru göbek atılma aşamasına geçilirdi ki başıörtülü namazında niyazında tonton bildiğiniz Teyzelerin içinden Nez çıkardı!
5 nesil devam eden kan bagına sahit oldugum ortamdır benim icin.
Ananemin annesi-ananem-annem-ablam-ablamın kızı
Cok garip gelmisti bana o atmosfer kendimi inception filminde gibi hissetmistim bug icinde kaldım sanmıstım.
aga bizim kartalda yan yana iki tane mekan var. birinin adı 'the mekan', diğerinin adı 'club kaçamak'.
dışardan varoş bir yer oldukları belliydi sırf meraktan girdik içeri arkadaşlarla. pezevenk kılıklı abiler çıktı direk karşımıza bayanlı diyor yemek diyor falan. biz içeri girer girmez eskortlar arkada ayaklandı dans etmeye başladılar falan. çok gerildim kaçtım direk. ama mekan isimleri cok marjinal bence.
15 temmuz sonrası gazi Osman paşa da meydan da caminin önünde 1-2 kez katıldığım (hatunun sayesinde, gitmek isteyince elimiz mahkum biz de gittik) demokrasi nöbeti kadar marjinal bir ortam hayatımda görmedim.
Daha önce yaş kararları ile Ordu dan atılan subaylara destek çıkan, cemaat tarikat üyesi insanların tasfiyesine "bu ordu dinsiz, din düşmanı" diyen tanıdığım insanlar bunları (darbe yapan cemaat mensupları için) bunları ordu dan atmak yetmez asmak lazım gelir diyordu.
Sarıklı cübbeli şalvarlı sakallı (tanıdığım biri) daha önce demokrasi de neymiş, şeriat varken demokrasi savunmak kâfirlik derken demokrasi halkın oyu diye nutuk atıyordu.
Türklük de neymiş, türk bayrağı da ney hepimiz Muhammed'in ümmeti oluruz. Sancak-ı şerif bizim bayrağımız, bu çaput bizim bayrağımız olamaz diyen insan türk bayrağı sallıyordu.
Evet, tartıştığım ve ben fetö deyince "günaha girme, ehli sünnet bir insana lakap takamazsın" diyen insanlar (komşularım) fetöye kütür ediyordu.
Caminin önünde ki banklara oturup bir sigara yaktım ve kendi kendime "bir musibet, bin nasihat den evlâdır" diye tebessüm ederek onları izledim.
Bir arkadaşım yaz aylarında bir tüpçüde çalışıyordu. Kamyonetle evlere tüp bırakıyoruz. Yani baktığın zaman tuhaf bir durum yok. Dedi bana yardım eder misin? Dedim tüp elime mi yapışır, neden olmasın.
Yazlık bir beldedeyiz ve ben tüpün bu kadar ekmek peynir gibi satılan bir şey olduğunu bilmiyordum. Akşama kadar sipariş bitmedi, yemek yiyemedik öyle diyeyim. Gece 1’e kadar sürdü ve saat gece 2’de hala tüp isteyen vardı.
Gitmediğim ev, görmediğim ev hali kalmadı. Donla karşılayanlar mı dersin, sabahın köründe zil zurna sarhoş olanlar mı dersin, sana it muamelesi yapıp yürüdüğün yerlere arkandan gözünün önünde çamaşır suyu dökenler mi dersin ne ararsan vardı. Dedim arkadaş ben bir daha yokum sana uğurlar olsun burda ayrılıyor yolumuz.
Arkadaşlar ben 2 yıl önce gönüllü olarak ilkyardım kursuna gittim. Gerçekten enteresan bir ortamdı. 50 yaşındaki kariyer sahibi abilerin uygulamalı eğitimde boğulma numarası yapıp yerlerde debelenmesini hâlâ unutamam. Ayrıca bu kariyer sahibi abilerden biri hemlich manevrası yaparken sen bana değdiriyon mu tartışması çıkmıştı.