Kuşkusuz konu söylenecekler değil, onunla söyleyen dışında ilişki kurması istenen bağlamsal ve insani ögeler. Öylesine şeyler hepsi. Öylesine'den üstünü yoktur nedende de yöntemde de, derdi kedi kumuyla doldurduğu yastıkta uyuyan güzel bir polonyalı kız.
Gelecekteki sevgiliye not; bir haritamız olsun, yol götürsün biz gidelim. Keşfedeceğimiz her yer bize yoldan kalan bir yadigar olsun. Hatıralar biriksin, biz birikelim. Sahibi değil yoldaşı olalım birbirimizin; yolu paylaşalım, yolculukta birleşelim, bu yol bitmesin; varmayalım..
Eğer ruh eşi, doğru kişi ya da artık adı herneyse varsa ben direkt onu tanımak ve geriye kalan herkesle en ufak vakit kaybı yaşamak istemiyorum.
Ha eğer böyle bir kişi yoksa da eğer yine kimseyle karşılaşmak istemiyorum.
Kendimce ufak bir isyandı, teşekkürler ve iyi geceler...
Aynı kötü habere aynı eksende duygu refleksi veren ve aynı çözümü sunan insanlar, bu dünyadaki izdüşümünüzdür. Kaybından korkacağınız insanlar tam da bu kişilerdir.
" insan kendinde olmayanı sever", safsatası tamamen açgözlülük prensibiyle şekillenmiş dayatmadır. insan, duygudaşını sever, zekasına cevap veren beyni sever, merhamet ikizini sever. insanın "öteki yarım dediği kişi", tanrının tembellik yaptığı bir günde, "kes-kopyala -yapıştır"la doldurduğu boşlukta ete kemiğe bürünen ruhun ta kendisidir.
m.ulu da sadece altta küçük çıkıyor.
arada bir hesabıma biri giriş yapıyor sanırım. yeni tasarıma dönüyor. kafam güzelken şifremi mi dağıttım ne yaptım.
akışta "bir sabah" diye başlayan başlık gördüm. aklıma hemen muhteşem bir eser düştü, bir sabah bakacaksın ki bir tanem, sadri alışık diyor ya tiradında, "madem ki hepimiz günün birinde çekip gideceğiz..." , öyle ama, sanki gitmek kalanlara ayıp olur gibime gelir. yine de senedimiz yok, kimin ne zaman gideceği belli değil, lakin biliyorum ki , giderken fonda çalan şarkılar vardır, biri de işte bu bakınızdaki şarkıdır.
Dışarıdan vur patlasın çal oynasın gibi görünse de, beş para etmez hayat yaşıyorum. Masalarda geçen bir ömür ne kadar güzel olabilir?
Daha bir kız çocuğum olmamış.
El iyisi olmaktan bıktım. Güzel görünmekten, tiril tiril giyinmekten.
Kulağımda sevdiğim şarkılardan biri, gözlerimi kapatıp uzun zaman sonra hayalini kuruyorum.
Burdan gitmişim, bana zarar veren herkesi ve her şeyi sessizce terk etmenin hafif mutluluğu ve rahatlığı var üzerimde..
Mevsim bahar, belki de en sevdiğim ay mayıs.
Her şey bitmiş, tüm üzüntüler, beni inciten ihtimali bile olan ihtimaller..
Belki de ömrümün son günüymüş gibi yaşayacağım o dingin ve sakin huzura kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Kendimle beraber sadece..
Son kez umut ediyorum allah'ım, son kez..
Yüreğimin de yaşamımın da kavgasının bittiği bir son.
hayatımın dönüm noktasına ulaşmama çok az kaldı. ya önümdeki duvarları bir bir aşıp her şeyi arkamda bırakacağım ya da geçmişimden dolayı eskiyip bu hayattan bir an önce kurtulmak için dua edeceğim.
Mutlu değilim. Olacağıma karşı en ufak bir inancım yok. Öyle ya insanın mutlu olmaya dair inancına bir ilham kaynağı gerekir ve ben tüm kaynaklarımı tüketmişim. Belki de hiçbir zaman olmamıştır. Kendimi kandırmışımdır. Artık kalıplaşmış mutluluktan bile vazgeçmem gerekiyordur. Belki de beceremiyorumdur. Kendimi bulamamışımdır. Bulmaya dair umutlarım da bitmiştir. insan bu kadar karamsarlığın ve bilinmezin içinde kendine ne kadar iyi gelebilir ki? Kendine iyi geleni nerden bilebilir? Kendini kandıracak ve inandıracak gücü nerden alabilir? içindeki acıyla var olmuş ruhunu mutluluk yalanına nasıl inandırabilir?
Bunaldım.
Çevremin geniş olması sebebiyle insanların beni aracı kişi olarak kullanması beni cidden bunalttı şu bir haftadır. Biri kuaför için beni arar, biri fotoğraf çekimi. Benim bir işim olsa koşturan olacak mı hiç bilmem. Ulan tamam ayarlıyoruz da saatine kadar ben ayarlıyorum. Ben tanıştırıp aradan da sıyrılamıyorum.
Ne yaparsanız yapın, ne kadar çabalarsanız çabalayın peşinizi bırakmayacak bir gerçek. gün boyunca hissettikleriniz, hesap verdikleriniz, kendinizi yetersiz hissettikleriniz babanızın siz yedi yasındayken düşündükleriyle aynı olacak.
Artık bu gerçeği kabullenerek yaşıyorum. Bunun ferahlığıyla ama ben bu hayat için mi bunlardan vazgeçtim demiyorum.
insanların fütursuz saldırılarına göğüs geriyorum. Sessizce kafa sallayıp onaylıyorum.
Bir yerden sonra çabalamak yetmiyor. Kabullenmek gerekiyor.