battlestar galactica klasiği. ama hep karşımıza çıkar bu sahne.
bir telsiz konuşması sırasında, karşı tarafa, orjinal: do you read me? türkçe çeviri: beni okuyor musun???
ulan aç kitabı bak, o "beni duyuyor musun" anlamında. sallasan tutar.
t bag telefonda birileriyle ispanyolca konuşmaktadır. fakat çeviren şahıs ispanyolca bilmemektedir. o an ekranda beliren yazı içtiğimiz kolayı ağzımızdan, burnumuzdan püskürtür.
I am Legend filminde "Beni sana Allah gönderdi" diyen bir kadına, "Ne tanrısı... Tanrı yok" diye cevap veren smith'e çeviren elemanlar cümlenin altına "Haşa de ulan" diyerek ayar vermişler...
ozellikle japonca ve cince filmlerin altyazilari cevirileri super sacma oluyor nasil olsa fazla bilen yok "bi cinlik yapayim da akillarini alayim bu dili ben 10 senede cozdum sizde bunu cozun totoslar" diye bir egosu mu var cevirmen arkadaslarin bilmiyor fakat hepsini esefle kiniyorum..
is this a penis picture?
(o bir peniz mi?) *
1917
(1997) ***
art+politics=power
(sanat+nezaket=güç) *
bir süre insanların saçma şeyleri sırf pahalı diye aldıklarından bahsettikten sonra
what am i doing wrong
-you dont charge people enough
(insanları yeterince suçlamıyorsun) **
işin asıl komik yönü bunun divx falan değil orijinal bandrollü dvd altyazıları olmasıdır.
söz: you saved me again (beni yine kurtardın)
çeviri: beni yine kaydettin
söz: you are fired (kovuldun)
çeviri: yandın sen dostum!
söz: fire in the hole (bomba patlamak üzere)
çeviri: delikte yangın var
söz: yanlış yazmış olabilirim : give me the magazines from glovebox (bana torpido gözünden şarjörleri ver)
çeviri: bana şu eldiven kutusundan dergileri ver
söz: hotdog yiyelim mi?
çeviri: sıcak köpek yiyelim mi?
aslında bu dublaj:
söz: ateş , su , toprak , hava
çeviri: ateş , su , dünya , hava
(bkz: oha)
edit:
(bkz: earth)
yav orda elementleri sayıyor anla işte toprak diyor orda
söz : horses (atlar)
bu söz söylenirken ekranda atlar da görünür ama maalesef.
çeviri: fahişeler