yaran olaylar

entry2148 galeri87
    1884.
  1. 18 nisan 2015 cumartesi günü aöf sınavım var ve babamla birlikte verilen adrese gidip okul arıyoruz. babam önümüze gelene adres soruyor. sınava dakikalar kalmış, belki de yetişemeyeceğim. ona buna sorarken şapkalı bir amcaya camı açıp okulu sordu. amca da '' kaç kere söyleyeceğim bilmiyorum '' diye dedi. 2. kez sormuş adama. ben gülmeye başladım. babam sus kızım zaten sinirliyim dedi. 2 dakika geç kalsaydık sınav kaçıyordu. son anda yetiştik.
    4 ...
  2. 1883.
  3. Vatan borcununu uzun uzadıya ödediğim yıllarda doğunun ücra bir köşesinden ankaraya sevk edilen zihinsel engelli bir kardeşimizin yanında refakatçi olarak seyahat ediyordum. istikamet ankara gata idi. çeşitli zorluklarla Ankaraya vardık. bir gün beklememiz gerekti o sırada ankara soğuk olduğundan hastalandık hem üşüttük hemde ishal olduk. bir pansiyona yerleştik çocuğun durumu ağırlaşıyordu ve bana emanetti. hemen ishali kesmesi adına muz, leblebi vs aldım ye dedim aslanparçası bunları duşa girdim çıktım daha sonra zihinsel olarak biraz uçuk olan emanetime hadi bakalım sende gir sıcak bir duş al kendine gel dedim zihinsel engelli olduğu iddia ediliyordu ama bence değildi sadece davranışlarını kontrol etmekte zorlanıyordu ve ne yapacağını kestirmek zordu. Neyse kendisi girdi duşa kapıyı kilitledi içeriden öğürme sesleri geliyor evladım iyimisin aç kapıyı diyorum, yok oralı olmuyor.

    Sesler artıyor bana emanet olduğu için endişeleniyorum. Sesler artıyor. kapıyı kırma derecesine geliyorum ki kapıyı açtı.
    bir de baktım Lavabo silme kusmuk dolu! Aman Tanrım dedim!
    Evladım diyorum neden buraya kustun klozete kussaydın ya! Lavabo tıkanmış boşaltmak için gereç yok. Koku desen artıyor, sanırsın ki köpek ölmüş.
    Tuvaleti yıkamak için kullanılan fırçanın içine konduğu kabı gördüm sonra ve mecburen dedim ki bunu kullanarak tuvalete boşaltalım.

    Kendisi beni kırmayarak bu görevi üstlendi ama lavabo pert. neyse yıkandı çıktı yorgun düştü çocuk birşeyler yedirdim uyudu. iki ayrı yatak var ben pencere kenarındaki yatağa geçtim pencereyi hafif araladım kokudan telef olmayalım diye. Derken sızmışım sabah oldu Kokuya uyandım allahım bu nasıl bir koku kalktım kokunun kaynağını arıyorum. Çocuk uyuyor, açtım yorganını, adam uyurken yatağa sıçmış ya! ishaliz tutmadı demekki uyurken koyverdi. Varan iki yatakta pert. hemen toparlandık yıkandık çıktık kaldığımız yerden bir daha gelmemek üzere. Birşeyler yedik ve gataya gitmek üzere yola koyulduk. yolda başladı yine öğürmeler ankara metrosundayız karşımızda bir kız oturuyor metro hafif kalabalık ve ben düşünüyorum, şimdi bu lök diye kızın üzerine sıcacık kussa ne bok yeriz acaba diyorum. Derken öğürmeler sıklaştı millet bize bakıyor ben terliyorum. Bende isalim karnıma ağrılar giriyor bu kusarsa bende travma etkisiyle bulunduğum yere sıçarım herhalde diyorum. Derken patır kütür kustu adam ama ortaya, kısa düştü allahtan millet çığlık çığlığa ayyyk uuuuuk iğrenç filan diyor cık cık cık sesleri yankılanıyor. Ben gülmeye başladım sinirlerim bozuldu ilk durakta indik temizlendik. Bu başıma gelen olayların küçük bir kısmıydı. Devamı reklamlardan sonra sözlük.
    8 ...
  4. 1882.
  5. cimri bir patronum var benim, kuruşun hesabını yapar. bi gün elektrik faturası geldi, çıldırdı bizimki.

    - bundan sonra klimayı çalıştırmayacaksın!
    - ölelim mi soğuktan?
    - ölün lan bana ne, faturadan haberin var mı!
    - tamam sinirlenmeyin, ikikat giyeriz olur biter
    - ha şöyle, yerden toplamıyoruz parayı akıllı olun.

    içimden "ben sana yapacağımı biliyorum" dedim. dışımdan he he diyip kandırdım, insafa gelip 20 derecede çalıştırmamıza izin verdi. her sabah işe gelince 30 dereceye ayarlayıp, kumanda da 20 derece gösteriyorum. ortam sıcacık, her gün keyifler tavan. aylardır böyle kandırıyorum bu geri zekalıyı, bir kez bile kıllanmadı. ay sonunda faturada değişiklik olmayınca köpürdü, mecbur gitti ödedi. her gün kumandayı kontrol ediyor ama bir bok çaktığı yok, içerde 30 derece sıcaklık var hamam gibi.

    klimayı kıstık hala nasıl bu kadar fazla fatura geliyor diye diye kafayı yedi, iş arkadaşım bile olayı çakmadı lan.

    - ne güzel sıcacık burası eheehe
    - patronumuz düşünüyor bizi (sinsi sinsi gülüyorum)
    - sence niye bu kadar fazla fatura geliyo?
    - bilmiyorum herhalde kazıklıyorlar bizim patronu (anlamlı bir bakış atarak)
    - bunun nasıl olduğunu arasın bence, bulur belki ha?
    - bulur tabi (ahahaa arasın dursun pezeveng nah bulur)
    10 ...
  6. 1881.
  7. Okullarda istiklal marşını okutan öğretmenler bütün öğrenciler bana baksın ister.hepsinin gözünün içine bakmaya çalışır.

    Bu takıntısı hat safhada olan bir öğretmenimiz vardı zamanında. Tüm sınıf birleşmiş onun 5 metre sağındaki atatürk büstüne bakmıştır. 3 sefer tekrarlattı baktı olmuyor sıra dayağına çekti.
    4 ...
  8. 1880.
  9. yeşil kart zamanı, mahallede millet birbirinin yeşil kartını alıp hastanenin yolunu tutar. ablanın biri doğum yapacak acele ile komşunun kartı alınıp hastaneye varılır. biraz incelemeden sonra doktorun tepkisi ''ya siz tavşan mısınız 40 günde bir doğuruyorsunuz?''
    17 ...
  10. 1879.
  11. evimizin önüne açılan börekçiye ilk zamanlar soğuk bakmıştım. ancak bir süre sonra ara ara uğramaya başladım.

    gel gelelim 25 yaşlarındaki börekçi eleman çok ilginç bir insandı.

    bazı sabahlar son derece asık suratlıydı ve nemruttu.. "günaydın", "iyi günler" dememe asla yanıt vermezdi. yüzü hep yerdeydi... kimseyle göz göze gelmezdi. ama böreği güzeldi işte. güler yüzlü olmasa da olurdu.

    bazı sabahlar ise güleryüzlü olmasa bile saygılı ve konuşkandı. dükkana girer girmez "günaydın" ya da "hoşgeldiniz" derdi. böreğimi uzatırken "buyrun efendim" derdi. bazen müşterilerle şakalaşırdı. hayret ederdim.

    sizin anlayacağınız, adamın bir günü bir gününe uymuyordu.

    iş öyle bir duruma gelmişti ki, artık fal tutmaya başlamıştım. adam sinirliyse günüm kötü geçecekti. iyi tarafına denk geldiysem her şey güzel olacaktı. "acaba bu sabah nasıl" diye sırf meraktan daha sık börek almaya başladım. işyerinde elimde leş gibi kokan kıymalı börek, "dünün en beğenilen entryleri"ni okuyordum. iş arkadaşlarım "sen börek sevmezdin" deyip duruyorlardı. bense börekçiye hayret ediyordum.

    ta ki o güne dek.

    o sabah yine kahvaltı yapamadığımdan börek almaya karar verdim. evden hızla çıkıp börekçide aldım soluğu. içeri girince sinirli bir şekilde taaak taak diye börek kesen bizim elemanı gördüm. canım yine sıkıldı. bu sefer bambaşka bir suratsızdı. "bana bir porsiyon kıymalı" dedim. yüzüme bile bakmadı. o, böreğimi keserken tam arkamdan başka bir ses duydum:

    "hoşgeldin abi, nasılsın?"

    dönüp baktım.

    adam ikizmiş lan!
    20 ...
  12. 1878.
  13. hocanın doğum günüymüş, karşılaşınca kız arkadaşlardan biri
    - hocam doğum gününüz kutlu olsun.
    + sağolun çocuklar, biz sizler için varız.
    - evet hocam, biz olmazsak bir hiçsiniz.
    +!!??

    (hoca şaka kaldırabilecek bir insandı. aralarında geçen bir olaya atıfta bulunmuş arkadaş. biz haberi olmayanlar yarıldık haliyle.)
    2 ...
  14. 1877.
  15. üniversitede ev arkadaşımıza bir şaka yaptık. gece arkadaşın birine karabasan gelmiş hepimizi uyandırdı heyecanlı heyecanlı anlattı bir saat. dinlerken diğer ev arkadaşı bunun anlattıklarına kendini çok kaptırdı. kendi yaşadı resmen olayı.

    ertesi gün bu gece saat 3 gibi uyudu. eski tip çift kişilik karyolalardandı yatağı. diğer arkadaş da gidip onun yanına yatı. o uyuyuncaya kadar kadar bekledi ve bana mesaj attı.

    yavaşça odasına girip yatağın altına girdim. bir elimle alttan yatağa vururken diğer elimle yorganı üstlerinden çektim.

    bu uyandı. önce yanında yatan kişi yapıyor zannetti. öyle olmadığını fark edince önce ona yumruk attı sonra önce odadan sonra daireden çıkarak merdivenlerden 2. kata kadar bağıra bağıra kaçtı bu. apartmanı ayağa kaldırdı korkudan. 3 gün gülmüştük onun o haline.
    12 ...
  16. 1876.
  17. çalıştığım projedeki yürüyen merdivenden çıkan yaşlıların çığlık içinde düştüklerini gördüm, kosarak yardıma gittim kaldırdım sonrasında yaşlı amca

    sizin yaptığınız merdivenin taa burdan köye kadar amına goyayim demesi güldürdü.
    8 ...
  18. 1875.
  19. Fethiye sahilde dolaşırken Mesut abi sigara içecekti. Baktık çakmak yok. Karşıdada berduş tipli bi dede vardı. Yolladı beni çakmak isteyim diye.
    -dede ateş var mı?
    +valla yiğenim 76 Yıldır varda söndüren yok.
    10 ...
  20. 1874.
  21. barmenlik yaptığım dönemler sinan adında çok sevdiğim garson bi abi var. 7 tane arjantin bira siparişi verdi, doldurdum biraları tuttu saplarından götürüyor. 4 tane bi elinde, 3 tane diğer elinde gidiyor. giderken birden '' ananı sikim, ananı sikim, ananı sikim '' diye bağırmaya başladı. ama bağırırken yılan gibi kıvrılıyor. vücudundaki bel hattı asena gibi aynı. biralar yerlere dökülüyor. mekandaki tüm gözler sinan abide. yalnız biraları götürdüğü masa da patronun masası, ankara'dan misafirleri gelmiş, onları ağırlıyor. hepsi kodaman adamlar. sinan abi ana avrat söve söve, biraz da döke saça biraları bunların masaya koydu. biralar yarım. sinan abinin üstü başı hep bira. patron dahil tüm masa da sinan abiye bakıyor. sinan abi de bunlara bakıp son bi '' ananı sikim'' deyip elini cebine attı ve telefonu çıkardı. meğer telefon titreşimde kalmış, bizim sinan abiyi de aradıkları için huylanıp sövmüş. '' pardon patron tikliyim de '' dedi sinan abi. patron gülerek cevap verdi. tikine sahip çık sinan. .
    o günden sonra telefon kılıfı aldı kendisi. ne olur nolmaz.
    20 ...
  22. 1873.
  23. ersen martin'in trabzon anısı.

    trabzon'a transfer oldum, daha yeni olmuşum, o nedenle otelde kalıyorum. akşama doğru canım bir şeyler çekti, aradım dedim ki bir meyve tabağı getirir misiniz? bana boş bir meyve tabağı getirdiler, o anda anladım trabzon'a geldiğimi...
    9 ...
  24. 1873.
  25. Bir keseresinde annem zorla alışverişe götürmüştü çiçek alacakti 2 saat boyunca adını bile bilmediğim kırmızı çiçekleri olan bir bitki seçmeya çalıştı hepsinin tek tek köklerini inceledi ve sonunda karar verdi bu olsun diye tam kasaya giderken beni çağırdı ve vazgeçtim beyaz orkideyi alcam dedi o günden beri o fişi hep sakalarım.
    4 ...
  26. 1872.
  27. markette alışveriş yapmış kasada ürünlerimin geçmesini bekliyordum. küçük bir çocuk otomatik kapının önünde kapıyı açmaya çalışıyordu. çok küçük olduğu için görmüyordu ve kapı açılmıyordu. kapı açılmayınca da çocuk sinirleniyordu. gülümseyip kapının önüne gittim açılsın diye; açılmadı. markettekiler bana güldü bu sefer.
    not:sensör bozukmuş.
    edit: boyum 1.90.
    11 ...
  28. 1871.
  29. Alkolden ehliyet kaptıran arkadaşın ehliyetsiz halde ve yeniden alkollü olarak polis tarafından durdurulup kendisine yeniden ehliyet sorulunca verdiği cevap;

    "Amına koyduklarıma bak sanki verdiler de geri bide soruyorlar"
    7 ...
  30. 1870.
  31. ayağına giydiğin pantolon olayım denilen kızın arkasını dönüp iyi de ben her gün o pantolona iki ayağımı birden sokuyorum demesi.

    yıllardır gülerim.
    2 ...
  32. 1869.
  33. Baba oğul arabayla şehirde gezmektedirler. Şehrin kalabalik caddesinde belediye başkanı şehrin babası diye kocaman afişlerde yazılı büyük boy resmini sağa sola astirmistir.

    Çocuk babasina dönüp "baba bu adam kim"dediğinde babası şöyle der,

    "Şehrin anasını siken adam bu adam işte."

    Dipnot: birebir yasanmistir.
    13 ...
  34. 1868.
  35. 3-4 sene önce üniversite zamanı, evde yiyecek bir şey bulamayınca dışarıda yemek yemeye karar verdik. çıktık dışarı ben bir fikir attım ortaya 'şurda köfteci vardı, eve yakın hem, ordan yiyelim hemen' bizimkilerde olur deyince koyulduk yola. mekana vardık, önden atladım ben kapının girişindeyim hemen;
    -abi iyi akşamlar, ne var yiyebileceğimiz?
    bu arada dayımız, bir elinde televizyon kumandası bir elinde sigara koltuğunda oturmuş televizyona bakıyor. içerisi duman altı, göz gözü görmüyor artık neredeyse. zaten küçücük bir dükkan. içeride çek yat var düşünün nasıl bir ortam olduğunu. neyse adam döndü bana, hiç istifini bozmadan;
    -köftem var yiğenim, yapalım hemen.
    bu sırada arkamda bizim çocuklar sırıtıyor, kıkır kıkır sesler çıkartıyorlar. ne olduğunu anlamak için döndüm onlara, gözleriyle televizyonu işaret ettiler. bunun üzerine bende baktım televizyona, dükkan sahibi porno izliyormuş meğer, bildiğin hardcore hemde. içimden oha deyip, adama döndüm. artık adam yüzümün halinden anlamış olacak ki, kanal değiştirdi. ama bunu yaparken o kadar normal ki her şey, sanki kanal d'den atv'ye geçiyor pezevenk. tabi haliyle durmak imkansız orada artık, gerisi şöyle oldu;
    -abi tavuk yok mu?
    +kalmadı yiğenim,
    -kalmadıysa sağol gidelim o zaman biz!?
    +köftem var ama çok güzel, bişeyler yaparız.
    -yok sağ..
    +sen yedin mi benim köftemi hiç?
    -abi dışarı tavuk yiyelim diye çıktık, teşekkür ederiz.
    +....

    olayın ardından uzun uzun güldük, kısa bir süre sonrada kapandı o dükkan.
    6 ...
  36. 1867.
  37. arkadaşın kıza ayağına giydiğin pantolon olayım demesi üzerine kızın iyi de ben hergün o pantolona iki ayağımı birden sokuyorum demesi
    üzerinden yıllar geçti hala gülerim.
    0 ...
  38. 1866.
  39. Haftada 3 büyük rakı , sayısız bira , ölüsü günde bir paket sigara içen bir abimiz biraz önce " çayı tek şeker içiyordum artık şekersiz içecem , biraz dikkat edecem " dedi. öylece yüzüne bakabildim sadece.Leyla ile Mecnun sahnesi gibiydi.
    5 ...
  40. 1865.
  41. ofiste 1 buçuk muz kalmış dünden.
    4 kişiyiz, arkadaş ben bölüştürürüm diyerek geçti mutfağa.
    1 bütün muzu 3'e bölmüş, kalan yarımı da kendine almış.
    sırıta sırıta verdi bize 1/3 parçaları.
    "ben yaparım dedim size, bende adaletsizlik olmaz" diyerek kasılıyor bir de.
    tam kendine ayırdığı yarımı yiyecekken muzun iç meyvesi kabuğundan çıkıp yere düştü.
    gülmekten öldük tabi.
    işte ilahi adalet. *
    5 ...
  42. 1864.
  43. Atatürk'ün kurduğu partinin kürtçülük yapması bir zamanlar bozkurtlu afiş bastıran partinin şimdi kürtçü olması.
    0 ...
  44. 1863.
  45. üretimde çalışan 1'i operatör 3 ağır trakyalı arkadaş o hafta gündüz mesaisine dönmesinin şerefine bir değişiklik yapıp(!) akşam içmeye karar verirler. içlerinden birinin ufak dökük bir teknesi vardır. alalım nevaleleri akşam tekirdağ sahilden açılıp denizde piizlenip keyif yapalım derler. hazırlıklar tamamlanıp denize açılırlar. keyif muhabbet gırla giderken 3 kişi 1 lt rakıyı bitirip kelle başı 5'er tane cila için alnınan biralara geçerler. kafalar scotch brite sünger gibi olmuştur. laf, ortadoğunun siyasal iktidarsızlığı, dinler arası diyalog, fed'in faiz kararları filan derken ( yersen ) cinlere şeytanlara geliyor. diyaloglar şu şekil;

    + mümün! cinler var diüler be adaş
    - varsa gelsin be adaj. gelsinde sokuvereyim ayağımı ağzına.

    + aga 1 trilyon versem şeytana parmak atar mısın bea ?
    - sen bana 10 bin lira ver babanı bile sikerim be olm.

    + şiişt bak bi. kızan cinler varmıştı geçen sene bizim ağırda. atların saçlarını örerlermiş.
    - abe atları sikerken gözüne güzel görünsün diye sen yapmışındır be onu. bilüz senin ayvanseverliğini.

    gece gece teknede bu tarz seviyesiz bir ortam varken o sırada tekirdağ limanında başka bir hareketlilik vardır.

    bir kaç ay sonra kurban bayramı olduğu için gemilerle anguslar gelip, kamyonlara yüklenmektedir. kamyona yükleme esnasında anguslardan bir kaçı ortalığı karıştırıp denize atar kendisini. hepsi çıkarılır ama bir tanesi hariç. limandaki ışıklardan korkup açığa doğru yüzen angus, o an için denizin ortasındaki tek ışık ve hareket olan kahramanlarımızın teknesine doğru yüzer.

    tüm bunlardan habersiz trakyalı kahramanlarımız alkol komasından bir seviye öncesinde, stabil ve derin bir şekilde cin, şeytan ve yaratıklar muhabbetine devam etmektedirler.

    oraya kadar can havliyle soluksuz yüzen angus, sessizce tenkeye yanaşıp yardım dilercesine son kuvvet boynuzlarıyla tekneyi hoplatıp, var gücüylede denizin ortasında "mööaaööaööa" şeklinde haykırır.

    o ana kadar hayatlarının hiç bir anında dinle kitapla işi olmayan elemanlar allahın 99 ismini ezberden sayıp fonda şol cennetin ırmakları ilahisiyle kendilerini suya atarlar. biri hariç. o da o anın şokuyla bayıldığı için olduğu yerde yığılıp kalır. çok geçmeden ayılıp denizde sıçırttıra sıçırttıra kaçan elemanlara döner;

    + mümün sikem ciğerlerini. hani yoktu bea şeytanlar.
    + çü be amuğagoduğum yaratığı çü.
    + eşşeesemiallhünimeliddin (potporik dua)

    tarzı haykırışlarla ortalığı ayağa kaldırır.

    sahil güvenlik bunları denizden toplar. bir kaç gün rapordan sonra fabrikaya geri dönerler.

    genel müdür canı sıkıldığında bunları yanına çağırtıp hikayeden kısımları bunlara anlattırır.

    çay molalarının efsane sorusu;

    + mümün ne kescen bu kurban bea ?
    4 ...
  46. 1862.
  47. ipekgorgun un cinsel tekliflere maruz kaldığını haykırmasıdır yeniden.
    4 ...
  48. 1861.
  49. geçenlerde maça gittim sözlük. maçı izliyoruz falan önümüzde ki kadının telefonu çaldı. açtı konuşmaya başladı işte. o sıralarda gol oldu. tabi bütün tribün, bütün stat gol diye bağırdı, sevindiler falan.

    bir baktım kadın kızgın gözlerle bize ve etrafa bakıyor. sonra tribüne bağırarak,

    + pardon ama telefonla konuşuyoruz şurda susar mısınız?

    dedi. evet evet dedi bunu. bir futbol maçında gole neden gürültüyle sevindiklerini sordu * *. sonra telefonla konuşmaya devam etti. dedi ki,

    + aa hayatım artık kimsede terbiye kalmamış.

    tribün şaşkın, taraftar şaşkın, bizler şaşkın... sustuk oturduk sözlük. *
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük