bugün

(bkz: yarmadı)
Kurgu ilginc, senaryo basit ama yarmayan olaylardir.
Universite 3.sinifin 1.donemi kiz arkadasta kalmaktan derslere giremiyorum.Fakat ilginc bir sekilde yerime imza atan birisi var. Dersi alttan alan bir arkadas samimiyetimiz olmamamsina ragmen yerime imza atiyormus.
2. donem basladi. Kiz arkadastan ayrildim derslere daha motiveyim. Bu arkadas 3 hafta gelmedi. Onun yerine imza atiyorum. Ertesi sabah bolume gelince bir baktim herkesin gogsunde arkadasin fotografi var :(
(bkz: amk adam ölmüş nasıl yaran olay bu)
Kız arkadaşta kalıyorumdan sonrasını okumadım . Zira olay gerçekçiliğini yitirdi .
bugün metroda yanımda oturan yaşıtım bir hatunun kucağındaki sübyanın "babbaaaaaaaaaağ" diye boynuma atlaması.
Uzun yıllar önce olduğu için ve bayağı bir eski sevgilim olduğu için anlatmak istiyorum.
Normal seks hayatımızdan sıkılmıştık. Bir farklılık istiyorduk. Aklımıza duş fantezisi gelmişti. Ve bir gün öğrenci evimizin küçük duş kabininde bunu yaşamaya karar verdik. Ama nasıl olsa öğrencilere yaptık diye veresiye yapılan sanki ikinci el gibi olan öğrenci apartımızın tabiki duş kabinide çok dandikti. Ve sıkış sıkış başladık eylemi gerçekleştirmeye. Dakikalar sonra eylemin vermiş olduğu yoğun enerjinin akabinde plastik duş kabininden ikimiz birden duş kabiniyle beraber çıktık. Tabi yoğun bir gürültü koptu. Dakikalar sonra kapı çalındı. Karşı dairede kalan memur amca ve iki üç komşuyla beraber kontrol amacıyla gelmişler. Ben zar zor pantolon filan giydim. Üst baş mahvolmuş. Kapıyı zar zor açtım nefes nefeseyim. Söyledim ufak bir kaza olduğunu önemli bir şey olmadığını tabii inanmadılar. Nasıl inansınlar pantolon doğru dürüst giyilmemiş. Saçım ıslak. Velhasıl kelam bundan sonra bu fanteziye dandik duşlarda tövbe etmişimdir.
Bir şeyi yaparken iyice hesaplayın.
Sözlükten bi yazara instagram hesabımı söyledim sabah.. önce cevap gelmedi, herhalde dedim yoğun.. akşama da unuttum gitti. Biraz önce aklıma geldi, bi bakayım napmış diye profiline girdim hesabını sildirmiş.. ulan ya.. bilsem böyle olacağını göndermezdim. Sözlüğü bir yazardan ettik iyi mi? : )
sözlükten bir yazara naber lo dedim akşamıleyn.. önce cevap geldi.

dedi:

wagner lo.

dedim herhalde kafa sayko.

akşam unutmadım. zira geceye yakındı zaman.

ecük önce aklıma geldi. noluyo hayırdır amk dedim.

profiline enfekte ettim. hesabını yokettirttittitrmiş.

üehaynnn hüloleheğaaayn yeaa dedim. bilsem böyle olacağını.

falan fülüt.

yarıldık mı?

hayır.
Bizim arkadaşın babası sevabına camide pilav dağıtacak. biz de arkadaşa yardıma gittik. Ben bir taraftarıyım onlar karşı tarafta cuma çıkışı dağıtıyoruz pilavı. Bir tane abi geliyor pilavı dağıtırken bizim yardıma gelen arkadaşa soruyor.

- bu ne pilavı?(ne amaçla yapıldı ,biri öldü onun hayrı falan mı amacında soruyor.)
+...(cevap yok arkadaş dodge lamaya çalışıyor abiyi)
- bu ne pilavı kardeşim?
+...
-kardeşim bu ne pilavı?
+(adamın ısrarına yenik düşer arkadaş ama yoğunluktanda kafa gitmiştir.) abi... bu... pirinç pilavı.
Aslolan fenerbahce dir: Az önce mirgün cabas'la konuştum. Aslında konuşmamışım.
görsel
Anaokuluna giden 4.5 yaşındaki kızıma okula giderken elbise, etek giymesini yasakladım. Rahat rahat eşofman giymek varken!
3 gün dayandı 4. Gün “anne ben iskoçya’ya taşınacağım” dedi.
Şehirler arası otobüs yolculuğu. gece 11-12 suları. her zamanki gibi koltuğu iyice yatırıp gözlerimi kapatır kapatmaz tatlı tatlı uyumayı beklerken işler istediğim gibi gitmiyor...

hemen yanımdaki koltukta cam kenarında büzüşmüş yirmili yaşların başında bir çocuk var. otobüse bindiğinden beri telefonda konuşuyor; belli ki sevgilisi. Mevzu giderek malum muhabbete dönüşmeye başlamış. benim bu konuşmaları duyacağımı düşünerek çekinip kulaklık takarak devam ediyor. yarım metre ötemdeki telefondan bet sesli kız arkadaşının söyledikleri duyuluyor çünkü. kulaklıklığı taktıktan sonra kızın söyledikleri duyulmasa da kendi fısıltıları net bir şekilde duyuluyor. göz ucuyla bakıyorum; bir elini de bacaklarının arasına almış kendinden geçerek sohbeti sürdürüyor...

"Öhööö, hım hımm evet aşkım, orayı öpücem aşkım, sonra aşağı inicem... otobüsteyim aşkım, o yüzden yüksek sesle söyleyemiyorum... ığğhh... evet aşkım, öyle öpücem aşkım... ne? Hım hımmm onları da öpücem aşkım, ikisini birden... ığğhhh... sen ne yapacaksın aşkım? Anlatsana... Hıııı aşkım tam orayı, orayı evet! Iıhhhhh!!!"

ne oluyorsa o an oluyor işte. çocuk ani bir irkilme ile telefonu elinden düşürüyor, kulaklık yerinden çıkıyor ve telefondaki kızın sesi bir anda hoparlörden duyulmaya başlıyor...

"sikini öpücem bebişiiiiim, yumurtaları da öpüceeeeem(yumurta???), sonra ağzıma boşaltacaksın çeşmeniiii(çeşme???), mmmmm ne de tatlı içinin kaynayan suları(edebiyat yapıyor!!!), hepsini içicem şarıl şarıl(oha eleman litrelerce boşalıyor!!!), aşkımmmm? orada mısın aşkım??? Aaaalooooo bebişiiiiimm, orda mısııaaaan??? otobüste asılmıyorsun dimiiieeeaaa??? hihihihihi..."

Çocuk bacaklarını kendine doğru çekerek bana doğru dönüp sıçtık bakışı atıyor, henüz uyumamış olan birkaç insandan utanma, şaşkınlık ve kınama homurtusu ve hemen önümüzdeki ihtiyar amcadan o unutulmaz sözler geliyor...

"heeeyt bee!!! Ulan bizim zamanımızda sevdiğimiz kızı değil öpmek, muhallebicide elini tutmak için bile aylarca bekliyorduk. şimdiki çocuklar telefonda sikiyorlar mübarek!!! o değil de bu cenabet oğlan yüzünden kaza yapacaz kesin. rabbim, bok yoluna gitsek de bizi cennetinle şereflendir; eşhedüenlaaaaaa..."
görsel
görsel
18 yıllık gözlükçüyüm. 7 yıl kadar önce Kadının biri şikayete geldi. Artık Yaptığım gözlükle ilk aldığı gün kadar net göremediğini söyledi. Numarasının değişmiş olabileceğini söyledim. "2 ayda numara mı değişir hemencecik" diye sordu. 2 ayda numara değişmez. ilk aldığında net görüyorsa doktor hatası da olmaz. Gözlüğü istedim. Atölyede ayarına falan bakmak istedim. Gözlük olmaktan çoktan çıkmış, 4 çeşit yemek veren tabldot lokantasına dönmüştü. içeride Silip geri verdim. "hah gene oldu ne yaptın" dedi. "sildim" dedim. "AA bunu da mı silmek lazım" diye atar yaptı.
2 sene önce öğrenci evimize yerleştikten sonra emlakçı erkan abi bize uğradı, oturdu muhabbet ediyoruz, gayet neşeliydi adam, "sigara yakabiliyor muyuz arkadaşlar" dedi, nezaketten "tabi tabi" dedik. Adam çakmak isteyince içeriden getirdi arkadaşım, yalnız bu çakmak da benim önceki günlerde gaz ayarını bozup 20 cm filan ateş çıkarmasını sağladığım bi çakmaktı, klasik tokai çakmaklara çok kolay yapılabiliyor bu, yavaş çekim video yapmak için kullanmıştım.

Arkadaşım çakmağı getirdi, ben onun o çakmak olduğunu anlayıp "huopp abi dikkat" diyene kadar adam faşşş diye çakmağı yaktı.

Ağzında sigarayla "hossikt.. Ononu" diye alev alan saçının ucunu söndürmeye çalışan Erkan abinin sağ gözünün kirpikleri ve kaşının yarısı yandı. "ya abi kusura bakma tam söylüyodum" filan dedim, kızamadı da öyle telefondan yüzüne bakıyo ne olmuş diye, biz de o sessizlikte birimiz "kğğk" dese patlatıcaz. Erkan abinin tadı kaçtı tabii, biraz sonra kalktı.

Kapıyı kapattığım gibi dördümüz yastıklara bağıra bağıra yerlere düşe düşe güldük, valla ayıp oldu adama ama hala gözümün önüne gelince kahkaha atıyorum.
Yaşanıldığında yaran, yazıya dökülünce aynı atmosferi yaratmayan olaylar silsilesidir.
insanı ortadan ikiye yarar.
yaşlarımız 16 17 filan civarı, lisedeydik. yaşadığımız yerden uzakça sayılabilecek bi yere gittik 3 kişi, eğlendik falan filan dönüş otobüsünü kaçırdık son saatte hareket edecek olanı. napalım napalım düşünüyoruz çok fazla paramız da yok. biri sokakta yatalım diyor, biri otostop çekelim diyor, ben açalım kıyafetleri deniz kenarına yatak ne güzel fışır fışır diyorum ama hiçbiri olacak şeyler değil. belediyenin personeller için yaptığı prefabrik ev gibi şeyler var 1 oda 1 banyo filan bir şey. oranın görevlisiyle konuşmaya gittik aramızda en iyi laf yapan ben olduğum için "siz susun ben halletcem şimdi her şeyi geceyi yatakta geçircez" filan diyorum zerre inandıkları yok ben de dahil. neyse adamın yanına gittik zabıtaydı kendisi, ilk işi veli sormak oldu reşit olmadığımız için. babamı arattırdım filan temiziz diye. adam esrarkeş misiniz hırsız mısınız ne bileyim diyor sonuçta. neyse eşyaları bıraktık e saat de daha akşam 9 çıkıp biraz daha gezinelim dedik adam da büyük bi ciddiyetle "saat tam 10da burda olcaksınız gözümün önünden kaybolmayın" dedi, dalga mı geçiyor ciddi mi anlamadık. saat 10da geldik tekrar yatakta muhabbet ederiz filan diye çekirdek filan aldık. zabıta işte uyarıyor "gözümün önünden kaybolmayın giderken bana haber verin" filan diye. bu arkasını dönüp gidecekti bizimki yalakalık yapcam diye "tamam amirim" dedi bizi bi gülme aldı ne amiri amına koyim zabıta adam ben de korkanın çocuğu olmaz deyip "tamam komutanım" dedim ondan sonra bu bi arkasını döndü dedim boku yedik gene dışarda kalcaz. benim poşete uzandım "abi sigara içer misin" diye, "ben aldım zaten içinden" dedi o sırada deli gibi gülmeye başladık ama ben de diğer arkadaşım da amirime gülüyoruz hala. neyse adam gitti gece yatıyoruz filan sabaha kadar dalga geçmiştik "orgeneral gece kontrole gelir lan yere izmarit atmayın", "kabile şefine saygısızlık etmeyin" vsvs güzel bi geceydi vesselam.
bununla bağlantılı bir de şey var o gün tam delirmiştik zaten. ertesi günü gideceğiz zabıtaya haber verelim bi de anahtarı teslim edelim dedik eşyaları filan topladık her şey tamam ama adam yok. etraftakilere sorduk nerde bu diye, deniz kenarındaymış. söve söve adamın yanına kadar gittik ayakkabılar kum doldu filan "keşke anahtarı oraya bi yere bıraksaydık niye girdik buraya" şikayet dolu bi 30 saniye oldu. adam denizin kuma vuramadığı en son noktaya gelmiş öylece dikiliyor altında şort var üstünde de siyah bi tişört. üniforması mı sivil tişört mü ayırt edememiştik o sıra. "abi sağol her şey için biz gidiyoruz anahtarı veriyim şöyle" diye uzattım, bön bön bakıyor bize. ondan sonra "görmüyo musunuz yüzüyorum nereye koyim anahtarı dümbükler, gidin içerdeki birine teslim edin" diye hönkürmesin mi, allahım adam gerçekten deli miydi bizle dalga mi geçiyordu hala bilmiyorum.
Üniversitede 3 günlük tanıdığım bir elemanla eve çıkmam. Eve çıktığımız ilk gece tanımadığımız bir amca"nın rakı sofrasına davet edilmemiz, içtikten sonra yolda yürürken bu amca ile ev arkadaşımın belediye kuyusuna düşmesi, yolda duran arabanın bunlara yardım etmesi daha sonra rakı içtiğimiz amcayı eve getirmemiz. Ev sahibi ile rakı içtigimiz amcanın daha önceden kanlı bıçaklı olması (ev sahibi zamanında satır çekmiş kasap oluyor kendileri) ev sahibi, ev arkadaşım ve rakıya davet eden amca tartışırken benim bir yandan tuvalette istifra etmem. Tüm bu olayların üstüne ev arkadaşımın babasının da bizim eve sarhoş gelmesi.. arkadaşın babası mahalledeki dügüne gidip orda dağıtılan biradan içiyor(rahatlığa bak amk) daha sonra ev sahibinin olayları yatıştırıp herkesin dağılması. Uyudum rahatladım en sonunda. Ve bu vukuatın ilk günden olması 2. Gün bu böyle olmaz deyip 3. Gün başka eve çıkmam.
komşunun antalya'dan yeğenleri gelmiştir bayramlaşmak için. evde kalabalık bir kadro var. herkes neşeli eğlenceli. antalya'dan gelen yeğen ele avuca sığmıyor. çok hareketli kerata. dayılar da aynı evdedir. işte bu hareketli ele avuca sığmaz velet, ali ismindeki dayısı için bir şiir yazmıştır. okumak ister. bitirdiğinde herkesi gülmekten komaya sokan ama ali dayıyı kıpkırmızı yapıp yerin dibine geçiren şiir ise şöyledir efendim; ali dayı, dayıların dayısı, koca dağların ayısı asfdghjklgfrde.
ilkokulda sınıfımızdan biri yan sınıftan bir kızla kavga ederken sinirden çıldırmıştı, vuramıyor da kız diye, herhalde en büyük küfürü etmek isteyip küfür bulamadığından "kainat orospusu" demişti kıza.

Olay sonrasında çocuğun adı kainat orospusu kaldı.