T- Demek arabanı satıyorsun markası ne?
A- Scirocco.
T- Çörokiler iyi ya (cherokee jeep diyor)
A- Yok onlardan değil, bu scirocco zaten cip değil.
T- Yaa...görmemişim ben. Nasıl bi şey bu?
A - Ya işte Renault Clio gibi, Golf gibi hatchback spor böyle. Volkswagen'ın arabası.
T - Volkswagen'ın mı? Ya hatırlayamadım oğlum gösterse?
A- Tabi amca gösteririm.
T- Kurbağadan mı bahsediyorsun acaba?
A - Kurbağa (burada yazar bi an şaşırıp kendi arabasının mı kendinin mi kurbağaya benzetildiğini anlamaya çalışıyor)
T - He hani kurbağa vardı ya koca gözlü sonradan yine çıktı.
A - Onedir amca ya benim araba kurbağaya benzemiyor bak ayıp konuşuyosun.
T- Ya olm senin araba değil ya. Bak şu öndeki kurbağa.
Gösterdiği araba da Volkswagen Beetle yani nam-ı diğer kaplumbağa.
10 sene önce istanbul'da üniversiteyi kazandığım ilk zamanlar, her yeni öğrenci gibi bizim de şehri keşifle geçiyordu günlerimiz. okul avcılar'daydı ama ben ablamın okulu anadolu'da olduğundan haftaiçi okul yurdunda kalıp, haftasonu ablamın yanına geçiyordum, kadıköy'de takılıyordum. bir haftasonu avcılar'daki yurttan pek çıkmayan arkadaşları, kadıköy'e çağırdım, gelin buraları da görün diye. barlar sokağı'ndan hafif aşağı sallanıp bay yengeç'in karşı sokağına girdik, yavaş yavaş yürüyüp mekanlara bakıyoruz.
arkadaş: oha olm mekana bak ne büyük?
ben: nerede lan? (sağa sola bakıyorum)
arkadaş: olm nasıl görmüyon lan, kocaman yazmışlar 'cafe rağa'.
ben: ------- (sessizlik, şok olma, irkilme ve hayvani bir patlama) ahahaha.
ben: lan koca caferağa spor salonuna hayvan, cafe rağa dedi ya laa!!!
okul bitene kadar ne zaman kadıköy'de toplanacak olsak, 'cafe rağa' önünde buluşalım geyiği dönerdi.
Dün iç giyim satan mahalle arası bi yerde denk geldiğim diyalogdur. Dükkan sahibi kadını 2 senedir bilirim, çorap don almaya hep gittiğim için her gidişimde sohbet ederiz. Yine bi iki bi şey aldım ödeme yapmak üzere iken bi adam geldi. 40lı yaşların sonlarında, üstü başı pek iyi değil muhtemelen işçi falan. Çalıştığı yerin yan apartmanında yabancı uyruklu bi kadin varmış, laf arasında dün doğum günü olduğunu söylemiş hediye almazsa ayıp olurmuş, bizim satıcıdan yardım istiyor. Neyse bi şey seçtik yabancı uyruk falan denince tabi satıcı kadın döşedi seksi geceligi. Adam benden de içine bi not yazmamı istedi ama bi yandan da sürekli sevgilisi falan olmadığını komşuluk hatırı için hediye aldığını söylüyor. En son aldı paketi çıkarken şu cümleyi kurdu:
- valla ben sikmiyom o kadını benim değil zaten hediye bu.
esnaf : şu son 2-3 sene çok sıkıntı çektik ama bitti çok şükür.
ben : ne bitti abi tam olarak?
esnaf : 2-3 sene bitti işte, 4. seneye girdik..
ben : hmmm..
eniştem biraz acemice ve hızlı araba kullanır. ön koltukta binersin arka koltukta inersin o derece. ufak bir seyahat sonrası amcam sitem ederek;
- ne çektirdin çocuklara
ne kadar doğru bilemem ama müşteri temsilcisi olarak çalışan bir arkadaşım başıma geldi diye anlatmış idi;
- iyi günler kredi kartı başvurunuz için aramıştım sizi...
- tabi buyrun.
- mesleğiniz nedir acaba?
- hayat kadını...
- ıı özel sektör yazıyorum ben!?
- o da olur.
istanbul'a geldim sınav muhabbetine. 4 saat ingilizce cebelleşmesinin ardından eniştenin dükkanı arıyorum. indim bahçelievler'de uzak biraz ama yüreyeyim dedim güngören meydanına. bildiğimden de değil ama. yoldan geçen bir yaşlı amcaya sordum yeri;
- merhabalar. güngören meydanı ne tarafta kalıyor?
+ uzak orası.
- ne tarafta kalıyor?
+ dolmuş var bak sarı yazılı.
- yok abi yürüyerek gideceğim. ne tarafta kalıyor tam olarak?
usulca eli cebime gitti. bende bakakaldım.
+ tamam evladım. al şu parayı dolmuşa bin.
- !? yok teşekkü
+ al tamam açsan daha para vereyim.
- !? abi yürümek istiyorum bende ondan sordum.
+ tamam olur genç adamsın. zoruna gitmesin delikanlı. ben esnafım burada. yürünmez oraya.
- !?!?
mk adamı ikna edemedim lan. 5 lira kaldı elimde. yolun karşısına geçip dolmuş bekliyor gibi yaptım. adam yürümeye devam edince bende tarif ettiği tarafa yürüdüm dasdasdasdas
kız bi sınava girecektir. sınav yazılı ve önlü arkalı soru cevap şeklinde. kızın sınavdan iyi alacağına dair herkeste zaten beklenti yüksek seviyede.
sabah çay sigara muhabbetinde kız günaydır der ve:
ben: nasıl geçti sınav?
kız: güzeldi önlü arkalı yaptım. arkasız 69 aldım.
irademe hakim olamayıp istemsizce gülmeye başladım. ortamda başka biri daha gülmeye başladı. diğerleri anlamadı detayı.
kız: noldu neden gülüyorsun ki?
aferin sana arkasız 69 iyi bir skor!