bir bey sokakta bir kız görürür, ondan çok hoşlanır, cesaretini de alır ve kızın yanına gider:
-pardon beraber yürüyebilir miyiz?
-....
adam utanmaz, şansını tekrar dener
-beraber yürüyebilir miyiz?
-...
kadından 2. kez de cevap gelmez, tam bırakacakken, hayatımda bu fırsatı tekrar bulamam der ve son kez atlar
-pardon, bayan ama sizinle biraz konuşmak isterdim...
güzel yüzlü kadın durur, adama döner ve
-ula it olu, it, pokumu yiğ, side lou? (dumurlar dumuru !!!!!!?!?!?!?)
ders: insanların konuşma şekli, dış güzelliği kadar önemlidir.
çıkmaz sokakta olan evden arabayla çıkmak isterken sokakta asfalt yaması yapıldığını görürsün. arabadan inip çalışan işçiye yaklaşırsın:
- Bunu günün bu saatinde yapmanız şart mı? Görüyorsun ki çıkmaz sokak. Gece yapsanıza. Ben nasıl çıkıcam burdan.
- Ağbi bizde öyle dedik. Çıkmaz sokak kimse çıkmaz dedik.
ardı sessizlik.
bir kız kişisi ve bir erkek kişisi konuşmaktadır. erkek kişisi kız kişisine yabancı dilinin çok iyi olduğunu belli etmek istemektedir. kısaca iki ukala kişinin konuşmasıdır.
Lucky number slevin(lns) ile arkadaşı(a) ilk defa chat'e girmektedir ve chat jargonundan bihaberdir cafeden asl pls ile konuşmanın başlatılabileceği öğrenilir ve olaylar gelişir.
lns :Asl pls
karşı taraf:18m
a :ne 18 metre mi?
lns :harbi lan ne diyo bu?
a :yaz lan 80 metre
ve 80m yazılır karşı taraf ooo dede der tarafımızca ne dediği neden öyle dediği anlaşılmaz *
iki arkadaş yemekte konuşurlar.
-saçın ne kadar hoş olmuş.
-aa cidden mi? ya yok kızım berbat. çok dağınık.
-işte o dağınıklığı güzel. benim saçım sikilsem öyle olmaz.
-poahahahaahahaahah
müdür randevu alınması için prof. dr. bilmem kim in telefon numarasını verir , dancerinthedark numarayı çevirir uzun süre çalan telefonu bir hanım açar diyalog şöyle gelişir ;
dancerinthedark- iyi günler efendim prof. dr. bilmem kim in muayenehanesi mi ?
telefondaki ses - hayır değil bak o kadar da koşturdun beni telefona ! çaat düt düt düt.
dancerinthedark - ??? ( yarılsam mı yarılmasam mı ? )
o: napıyosun?
a: bişey yapmıyorum.
o: ne demek bişey yapmıyorum?! boş boş duvara mı bakıyorsun?
a: evet.
o: boş boş duvara bakmak da bir şey yapmak değil midir aslında. eğer öyleyse neden bir şey yapmıyorum diyosun.
a: felsefik bir ayısın sen.
g : abi kızı görcen çok uzun saçları var
s : ne demek çok uzun saçları var.
g : görcen beline kadar geliyormuş. ölçmüş 68 cm imiş.
s : o kadar da uzun değilmiş.
g : ne demek abi 1 metrenin üstünde saçları var.
s : ırghrgh!?
g : tamam sustum. ben yatıyorum.
salca: abi bak şifren 1111111
abim: büyük küçük farkediyor mu?
salca: yok abi farketmez..rakam zaten o büyüğü küçüğü sorun olmuyor. hepsinin boyu aynı..
bayan bir diş hekimi arkadaşım ile, ilaç çalışmaya gelen bayan bir ilaç mümessili arkadaşım arasında geçen dialogtur:
mümessil: seda hanım, majezik 100 mg, analjezik antienflamatuar olup....
seda: hııı, yahu tamam bırak majeziki yüz kere anlattın be canım, her gün da yazıyoruz kutu kutu, bırak sen onu da yau saçını nerde yaptırdın, nefis olmuş ver bakim şu kuaförün adını.
mümessil: hıı! hay allah ya bitireydim, neyse veriyim bari.
burda komik olmuyor ama ortamda herkes kopmuştur.*
yeni komple bakımdan çıkmış bir erkek * arkadaş ile bir kız arkadaşın diyaloğu...
erkek: nasıl olmuşum?
kız: çok homoseksüel (metroseksüel demeye çalışıyor) olmuşsun...
herkes: muha ahahahha....!!!
kız: ne oluyor yahu? (acaba kötü bişey mi söyledim?)
herkes: yok bişey yok yok... muha ahahaha...
- oğlum henry'nin açıklamalarını gördün mü ?
+ yoo görmedim ne demiş
- tigana hep zulüm yapmış adama.. henry bir ara kendisini öldürmeyi düşünmüş
+ hadi yaa.. keşke zamanında öldürseymiş
- puahahahaha
kıbrıs'ta çok yoğun çalışılan (her gece 2-3 gibi) bir çalışma temposunun (sanırım 26. günüydü) akşamüstü... kafa zaten olmuş höşmerim gibi... x müşteri cepten phyxius'u arar... hiç hal hatır, nerdesin falan sormadan direk konuya dalar ve olaylar gelişir...
müşteri: programı açamıyorum çok acil gelmen lazım... hem zaten yeni bir eleman aldım ona da eğitim vermen lazım... ben: aaa merhaba abi iyilik ya sende ne var ne yok... koşturuyoruz işte abim yaw... hemen mi geleyim? müşteri: bir saat içerisinde gelmen lazım (hala lazımlı falan konuşma) ben: (gayet sakin) peki abim... şimdi ben girnedeyim... burdan 1 saat havaalanı... ordan 1 saat 15 dakika istanbul... ordan 30 dakika pendik... ordan 45 dakika yalova... ordan da 1 saat bursa... ne etti abim benim... dur sen yorma kendini ben hesaplayayım... yaklaşık 4,5 saat yapıyor... sen beni bekle fabrikada ben 5 saat sonra sendeyim canım abicim benim... müşteri: haaaaa! iyi akşamlar diliyorum sana... kolay gelsin... ben: sana da canım abicim... en güzel günler senin olsun...
bob adlı ingiliz hocamızın benle birlikte yedi kişiyi disipline götürmesi, ardından müdüre bizi şikayet etmesi(bu arada ingilizce hocamızda adamın söylediklerini türkçeye çevirip müdüre aktarıyordu).
+(ingilizce hocası bob)
+diz sütudints ar distörbing me.ay dont vant diz sütudints in may kılas.espeşilli dis van(parmağıyla beni göstermesi ve birden türkçe konuşmaya başlayarak) espeşili dis van iz manyak ogli manyak .
ve müdürde dahil herkesin yarılması.
