bitiminde, geçen fotoğrafları her gördüğümde ağlamaklı olduğum dizi. izlemesem de bitişini yakalayıp, insanların fotoğraflarına bakmak ayrı bir zevk benim için. kimin fikri bilemiyorum ama gerçekten içten ve etkileyici olmuş.
fitne, fesat, fucur... ne ararsan var. boyle aile mi olur? bir tane akli basinda kadin yok. yine en akillilari cevriye hanim. hayir kadinlar deli ama erkeklerde bu delilerin pesinde.
bir de carsamba aksamlari yayinlanip, sampiyonlar ligi maclarini murdar etmis dizidir. soyle agfiz tadi ile bir mac izleyemedik koca sezon. her carsamba aksami evde savas cikti. bitmiyor kurtulalim...
dizi baştan aşağı bir şaheserdir efendim.
ailecek izliyoruz bi babam izlemiyo. o lost hayranı. açıyo bilgisayarı, altyazısız izliyo bir de. bende babam iyice entelleşti diyorum. ama hak verdim babama.
bu dizide senaryo bakımından aynı lost dizisi gibi. dugusallık buram buram. o kadar yani. bence zaten lost dizisinden etkilenmişler ya da prison. ama kesinlikle yabancı dizilerden etkilenmişler. süper bir dizi. her gün izliyorum.
bu gün de izleyeceğiz. alt komşumuzda hayranı. her gün geliyor o da. onunda kocası heroes izliyormuş. o da alt yazısız izliyormuş. herneyse bu akşam ağlayacağız yeniden hepberaber. çiğdemde çitleriz, yanında çay içeriz. çok mutluyum şu an. mükemmel dizi.
leylanın ölümüyle bitmesini istediğim dizi. hatta oğuz öldürsün mümkünse. bir karakter bu kadar mı itici olur. necla da sümsük, tamam ailecek onun tarafındayız ama insan bi kere de "beni o adamla zorla evlendirdiniz" diye sayıklıyodun elinden gidince mi kıymetli oldu, tecavüz etti bana dedin arkasından her allahın günü adamın koynunda aldın soluğu falan der ya.
ferhunde ye bitiyorum.
--spoiler--
ferhunde: ev çok küçükmüş. 2+1, 1 odayı sayma zaten 1+1. çok pahalı.
ev sahibi: ee ona göre fiyat söylüyoruz.
ferhunde: ne kadar istiyosunuz siz şimdi?
ev sahibi: 265.000 ytl. pazarlıksız
reşat nuri güntekin'in romanı. güzel bir senaryoyla diziye uyarlanmış ve izlediğim tek dizi haline gelmiştir. oyuncular rollerinin hakkını fazlasıyla vermektedir. kaynana cevriye diziye fazlasıyla renk katmaktadır.
su hayat'da kendinden baska birisini düsünmemeni ögreten dizi. en büyük örnek ferhundedir. esi hapise girdi hic takmiyor. gelecegini yavas yavas zengin birinin yaninda kuruyor iyi valla. isi yirtmis. patronunu gözüne kestirdi tutugunu kopardi. helal olsun diyoruz.
ama yine'de bence bir kadin icin cok utanc verici bir kisilik ferhunde. ne kadar basarsada tutugunu koparmaya yine'de hic bir seyi kendi becermiyor kadinligini kulanip yine bir erkege bagli olmayi tercih ediyor, zengin birini bulup onun parasinin üstüne yatmayi tercih ediyor. tabi su dünyada zor baska türlü paraya yaklasmak ama yine'de.
su leylayida bir dövdürseler birisine. allah'im ne uyuz insandir bu ne kendini gökten inmis melek sanan bir kisiliktir bu. necla senin kocani ellinden aldiysa sen kardesininde zamaninda sevgilisi oldugunu bile bile ona yaklasmistin. kendin ettin kendin buldun. ali riza amca bir evire cevire dövse sunu oh rahatliyacagiz hep beraber. bu fahriye hanim'da cok uyuz haa. insan kadini izlerken bile yoruluyor stress oluyor. aman sus aman konusma, siz konusmaya konusmaya bu duruma geldiniz bilmiyormusunuz?
Cem'de bence denemeli neclayla. Necla leyla gibi degil hatalarindan ögrendi. bu yüzden bence denemeliler. tek üzüldügüm konu neclaninda cok gicik bir kaynanasi olur cem ile evlenirse. yazik ama ne yapcaksin. gülünü seven dikenine katlanir.
yaprak dökümünden bu hafta bu kadar, insani bir fragman bile bu kadar meraklar icinde birakan ulan bir carsamba olsada izlesek diye düsündüren dizidir bu. bitince ne yapacagiz bilmiyorum.
dün yayınlanan bölümünden sonra entry girilmemesini sözlük yazarlarının tepkisi olarak nitelendirdiğim dizi. ferhunde'nin patronunun koynuna girmesi herkeste soğuk duş etkisi yaratmış gibi. üzülmeyin bu kadar oğlum, gerçek değil sonuçta, takmayın kafaya. tamam benimde içim gitti, bende üzüldüm, ne yalan söyleyeyim kıskandım ibneyi, boğazlayasım geldi, havuzunda boğmak istedim, sonra ''problem çıkar en iyisi evi ateşe vermek'' dedim ondanda vazgeçtim ''intihar süsü verin şu godoşa yani olmasada olurdu'' diye hayıflandım senariste, tansiyonum düştü, bayılmışım...
üniversite ortamını gösteren her sahnede nedense gitar çalan uzun saçlı bir çocuk vardır.
üstelik o şahıs bugün gitarla modern talking in ölümsüz eseri you re my heart you re my soulu sallaya sallaya söylemiş, bizi üzmüştür.
o şarkı gitarla çalınır mı?
hadi çaldın sözleri sallamasaydın.
ayrıca leyla'ya allah belanı verecek kuduruk der, cem'in gözlerinden öperim.
sonunda uzata uzata tüm kadınların kerhaneye, tüm erkeklerin hapishaneye düşeceği dizi.
bu kadar uzatmayın. adamın kemiklerini sızlatmayın. o adam o romanı sizin gibilerin trajedisini göstermek için yazdıydı...
haydi ağlayalım moduyla televizyon karşısında bekleten, mutluluk ve hüznün birbirini kovaladığı bir reşat nuri güntekin dizisi. her bölümünde, herkesin gerçek hayatta fazlasıyla karşılaştığı olaylar zinciri mevcut.
diziyi izlediğim de aslında en problemli tipin halil ergünün canlandırdığı karakter olduğunu düşünmekteyim. zira ev halkının her biri ayrı telden türlü gariplikler içerisindeyken evin babası duruma sürekli üzülmekte fakat hatanın kökenin kendisinde olduğunu bir türlü görememektedir. bu çocukları yetiştiren bu baba olduğuna göre, insan artık kendi davranış kalıplarını ahlaki görmeyi bir kenara bırakır ve benim bu ahlak anlayışımın neresinde hata var diye iç muhasebe yapar. bu nedenle dizinin en zayıf yanı bence birbirinden acayip kadınları ya da erkekleri değil, bu babadır!
ferhunde'nin haftaya bu sezonun ikinci dayağını hayriye hanımdan yiyerek iyice şamaroğlanına döneceği dizi. üstelik de o asıldığı, asılmakla kalmayıp daha başka şeyler(!) de yaptığı kasıntı herifin yanındayken. bu nasıl bir göt olmaktır yarabbim! kadının tüm karizması sıfırlandı be!
ayrıca bu ali rıza bey bir hafta da felsefik konuşmalarından birini yapmadan dursun sofrada, o salak kızları da babaları konuşurken ağızlarını ayırıp hayran hayran onu izlemesin (sanki babalarının sözünü çok dinliyorlarmış gibi). yapmacıklar sizi.