Lavobaya girerken, duş alırken, uyurken kapıları kapatmama alışkanlığı edindiren eylem. En güzeli de yere düşen saç tellerinin sadece size ait oldugunu bilmek. En kötüsü ise bir kaç günlüğüne dahi olsa biriyle yaşanıldığında bu duruma tahammül edememek olsa gerek.
Yemek yerken, bulaşık yıkarken, ortalığı toparlarken, otururken kısacası her anında bir ses duymek istiyor. Müzik albümünde binlerce şarkı oluyor. Eski arkadaşlarını veya bunun gibi sözlüklerden müzik arıyorsun çünki tüm müziklerin hepsi onlarca defa dinlenilmiş oluyor.
Hep bir ses duymak istiyorsun. bir arkadaşını bulduğun zaman saatlerce konuşabiliyorsun.
Rahat olduğu kadar zordur. Hasta olduğunuzda ateşinizi kontrol edecek, bir çorba yapacak, ilacını içtin mi diyecek kimse yoktur. Bunalım zamanlarınızda baş düşmanınızdır. işin bir de artı kötü yanı şudur ki ister istemez alışırsınız ve ne aile yanında ne de bir ev arkadaşıyla rahat edemezsiniz. Tekrar aileyle yaşamak çok zor gelir. Özellikle çocuklu evlere gittiğiniz de tahammülsüzlüğünüzle tanışırsınız. Bir yandan da kafanızın rahat olduğu özellikle yalnızlığı sevenler için bütün olumsuzluklara rağmen paha biçilmezdir.
7 yıldır yalnız yaşıyorum. Dediklerinizin hiçbirine anlam veremedim. Yahu niye duvarda silüet falan görüyorsunuz ya da pet şişe sesinden korkuyorsunuz? Ruh hastası mısınız?
3 yıldır yazları hariç yalnız yaşıyorum. Ki en güzeli de budur gürültüsüz, sıkıntısız, rahat. Ne onun gürültüsü, nede misafiri var. Sadece kendi istediğin kimseler, kendi istediğin zamanda evindeler. Her şey nizami, düzenli, hijyenik. Yan yana 2 bardak görünce hangisi az önce içtiğim benim bardağımdı demiyorsun, gözüne güzel geleni alıyorsun.
Lavobaya girerken, duş alırken, uyurken kapıları kapatmama alışkanlığı edindiren eylem. En güzeli de yere düşen saç tellerinin sadece size ait oldugunu bilmek.
insanların merhametsizliğine,ayıplarına ve de kötülüklerine alışmaktır
Yalnız yaşayan insanın kendi hayatında kuralları vardır.
Politika misali sınırları ve duvarları vardır.
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular misali hayatına herkesin yaptığı gibi kolay kolay birisini sokmamaktır.
Arada sırada nefes alışımı kontrol eden dostlarım vardır der.
Onlar da zaten cenazede taputumu taşıyacak 3 bilemedik 5 sadık yegane arkadaş.
Ancak bu adamlar bile yalnız adamın dost kavramına girmiş midir ? işareti.
Zordur yalnızlığı seven insanları kabul edip sevmek.
Kendimden bilirim.
Kitaplar sayesinde hayranlık duyup daha sonradan çekilmez ve hayatına girilemeyen paçozun teki olduğumu görünce popoma tekmeyi basarlar.
Pek iyilik yapıyorlar bana.
Selam ile...
Çok kısa bir dönem yaptığım ve ne güzel bir şey ulan bu dediğim durum. Nerede çokluk orada bokluk sözünü yaşayarak gördüm. Aynı ortamda her yeni insan yeni bir problem anlamı taşımaya başladı benim için. Hatta hayatımı 20-25 insanla sınırlandırıp geri kalan herkesle merhaba , iyi günler , kolay gelsin den öteye iletişim kurmamak huzur kelimesinin tanımı olarak geliyor bana. Ne yazık ki şu şartlar altında benim için imkansız. Ama çok isterdim gerçekten yalnız yaşamayı. Kimsenin hiç bir işine karışmadan kimse de bana karışmadan öyle kendi kendime yaşamak. Arada sırada da sevdiğim bir kaç kişiyle bir araya gelip güzel vakit geçirmek. Onu da öyle abartmadan yani. Kısaca yalnızlık çok iyidir. Hele ki benim gibi kalabalık ortamlardan bıkmış insanlar için büyük nimettir.