üniversiteyi, yüksek lisansı anne evinde bitirip iş için uzaklara * gittiğinde, kimseyle yaşamaya cesaret edememe sonucu yaşanan hede.
temizliği, kirayı, her gün yemek yapma derdini, faturaları her şeyi geçtim, hapşırdığında "çok yaşa" diyen biri olmaması, hastalandığında kendi kendini iyileştirmeye çalışmak * kadar koyan başka hiçbir şey yok...
Çok istediğim bir durumdu lisedeyken, gerçekleştiği an itibari ile 6-7 yıl doldu. Ilk 3-4 sene hayat güzel hersey istedigim gibi ozgur ve rahattim.Şimdi her eve gelişimde bomboş odalari geziyor, bir kardeş gıcıklığı anne sıcakligı baba agırlıgı arıyorum. Dilediklerimize ve dilendiklerimize dikkat edelim.
Haftanın 3-4 günü yalnız yaşayan biri olarak tuhaf bi duygu diyebilirim. Hele bir de kalabalık bi ailede büyüdüyseniz cidden tuhaftır. Arada ağlayası geliyor insanın ama onun dışında iyi hoş.
Pek de iyi değildir. Bir süre sonra sıkmaya başlar. Hele küçük bir şehirde iseniz hapishane hayatı yaşarsınız. Ömrünüz hızlı geçer, fakat her gün aynı şeyleri yapmaktan yaşamamış gibi olursunuz.
Dünyanın en güzel şeyidir.
ilk başta aidiyet hissediyorsun.
Sen o eve aitsin.
Evdeki her şey senin kontrolünde.
insana güçlü hissettiriyor.
Hayatının hükümdarı olduğunu o küçücük kalene girdiğin an hissediyorsun.
Kendini güvende hissediyorsun.
iş hayatına atılmadan önce kesinlikle herkesin denemesi gereken bir şey.
Ayrıca,
Dünyanın en güzel yerine gitsen de yeryüzündeki en huzurlu yer her zaman için evindir.
yaklaşık 4 senedir yaşadığım hayattır. genel olarak güzeldir, kitap okumayı, film izlemeyi seviyorsanız her zaman uygun sessizlikte bir ortamınız vardır. ayrıca ayaklarınızın üzerinde durmak, özgüveninizi yükseltir.
ancak kazın ayağı her zaman öyle değildir; işlerin inatla ters gittiği zamanlar çoğunlukta olabiliyor. bazen işleri yapacak başka birinin olmaması problem olabiliyor. örneğin yeni taşındığım evime internet bağlatmak 3 ayımı almıştı, -işyerim 1 saatlik izin alırken bile problem çıkardığı için- doğalgaz kartımı kaybettiğimde 2 hafta boyunca yeni kart çıkaramamıştım, neyse ki yaz mevsimiydi.
bunların dışında karanlıktan korkuyorsanız elektrik kesintisi düşüncesi bile kabus olabiliyor.
bir süre sonra yüksek sese tahammülünüz kalmıyor.
en kötüsü de aileden birinin bir süreliğine yanınızda kalıp gitmesinden sonra çöken yalnızlık hissi.
hepsinden öte, bir kediyle ev arkadaşı iseniz, gayet mutlu geçinip gidersiniz, güzeldir.
Her yiğidin harcı olmayan durum, hele ki büyük şehirlerden birinde yaşıyorsan. ciddi anlamda sorumluluk alabilecek kişilerin bu yola baskoymasini öneririm, eğer 'yok arkadaş, ben yemekti bulasikti camasirdi faturaydi ev kirasiydi kendimi kasamam!' diyorsanız size ailenizle mutluluklar dilerim. takdir edersiniz ki herseyin bi bedeli var.
yaklaşık 6 aydır izmir de gerçekleştirdiğim olay. çok rahatım fakat rahatlıktan evi toplamıyorum bazen çok dağılıyor. kişiliğimi etkilemeye başladı çoktan. istanbuldan gelen birisi olarak kalabalığı curcunayı severdim ama artık kaldıramıyorum eve kaçmak istiyorum bazen. yurtta kalmaktan veya 3 - 4 arkadaşla aynı evde kalmaktan çok daha avantajlı. masraflar sanıldığı gibi çok çok farklı değil 3 kişi kalan insanlara göre. 3 kişiye elektrik faturası en az 100 lira gelir bana 30 tl gelir kış değilse. en iyisi 2 kişi yaşamaktır bence hele 2. kişi sevgilinse tadından yenmez.
varolmanın dayanılmaz hafifliği, kendi kendine yetinebilmeyi öğrenme, kimseye muhtaç olmamanın güveni,kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabilme, birey olabilme, insanlara ihtiyac duymadan sevebilmektir.
ama en önemlisi; eve adımını atar atmaz tüm elbiselerini çıkarıp genelikle sadece baksırla evin içinde dolaşma, dans etme, cıplak yatağa girme gibi avantajlarının yanında başta saydıklarımın hiçbir önemi yok.