bütün insanlığın ortak noktasıdır. yer yüzündeki herkesin gerçekleştirdiği bir eylemdir. kaçış yolu bulamadığında başvurursun ya da mutlu olmak için belkide başkasını mutlu etmek için. kimse yeterinde dürüst değildir. hiç kimseye yalan söylemeyen birisi varsa şayet, o da mutlaka hayatı boyunca en azından bir kaç kez kendine yalan söylemiştir.kim ne kadar ezilir altında bilinmez tabii hiç umursamayanı da vardır çünkü burada vicdan denen mekanizma devreye girer ve biz onun sesini istersek duyarız!
en acıtan örneklerinden biri, deli gibi aşık olduğunuz ama sizin olmayacağı belli olan kızın "bana karşı hala beslediğin şeyler var mı?" diyerek, alttan alta "olmasın" der gibi sorduğu sorusuna telefonda "öyle birşey yok" diye cevap vermek olan iştir. Ne kendinizi ne de onu kandırabilmişsinizdir ve doğrusunu söylemeyi göze alabilecek durumunuz yoktur.
kimin ne sebepten söylediğini neler yaşadığını en yakınları dahi tam olarak kimse bilemeyeceği için hemen bir yargıya varılmaması gereken eylemdir. buna mecbur kalan bırakılan insanlarda vardır..
karşındaki insana "sen malsın, bak şimdi bende seni kandırıcam" demektir. yahu gün gibi yalan söylüyorsun işte, birde bunlar yüzlemeye de gelmez. sinirlendim bak.
- yalan söylüyorsun!
- yalan mı, sen bana yalancı mı diyorsun, ya sen benim hakkımda nasıl böyle düşünürsün, nasıl inanmazsın, lütfen artık konuşmayalım. ***
kerizdim bende, he yedim, he çok doğrucusun.
renk valöründeki tonuna bakmadan topundan nefret edilmesi gereken şeydir. pembesi kırmızı ve ya morciverti olmayan, renge bulanarak masumlaştırılma çabasına girişilen yanlış haslettir. yalanı hayatın normal bir parçası olarak gören kişiler büyük ihtimal pinokyodan nasibini almamıştır.
sanattır. herkes beceremez. kimisi eline yüzüne bulaştırır kimisi alemi kandırabilir. Esasında kötü olmasına karşın bazen gerekir, örneğin hasta birisine moral vermek için.
insan oğlunun en büyük hastalığı. bir de inkar edenler vardır ki hiç çekilmezler. insan kulağının duyacağı en büyük yalan ''ben hiç yalan söylemem'' cümlesidir.
- oğlum camı sen mi kırdın, doğruyu söyle bana
+ ben kırmadım anne, valla bak ben kırmadım.
- oğlum bak, sen vurmuşsun topa. doğruyu söyle bir şey yapmayacağım söz.
+ yemin ederim, taso çarpsın ki ben kırmadım.
- yalan söyleme bak yiyeceksin şimdi şepeşilleyi haaa...
+ yanlışlıkla kırdım ya ne bağırıyon?
bende tersi oluyordu hep. korkunun gözünü seveyim. bu arada bu hikayeden annemin victor hugo okuduğu sonucuna vardım.