samimiyet eksikliğinin bolca hissedildiği dizi. her sahne, her karakterde yapaylık var sanki.
halbusi bir burhan altıntop yetiştiren, her sezon inat eder gibi bir oyuncu eksiltirken, yeni gelen bir oyuncuyu sevdiren senarist ve dizi ekibi, yalan dünya'da bu sıcaklığı ve yaratıcılığı ekrana taşıyamadı. lost'un çakması olarak kayp adında bir diziyi bu oyuncularla çeksen, eminim daha izlenebilir olurdu.
Son bölümündeki ali ağaoğlu taklidi güldüren dizidir. yalnız zorlama olmuştur biraz. ayrıca masa üzerindeki ekmeğin de yere atılması ayrı bir sıkıntılı durumdur.
ilk gazla güzeldi fakat sonra gazı kaçan kola gibi oldu gitti. şimdi geçen cuma oturdum izleyim dedim sabrettim gülünecek yer aradım az zorladım kendimi yok arkadaş kalmamış gazı gitmiş su olmuş. tadı tuzu yok. ayrıca o açılay rolündeki ablamız harbi bayıyorsun rolün suyunu çıkartma ya. göz yoruyorsun, kulak tırmalıyorsun.
o ses turkiye ve karadayinin altinda kalsin da yayindan kaldirilsin diye mi p.tesiye alinmistir acaba. hanim teyzelerimiz ve agir abilerimiz karadayidan , yeni yetmelerimiz o sesten vazgecmeyecektir.
seviyorum, gülüyorum bizde yapılan iyi işlerden daha ne diyeyim; sadece cuma olduğu için izleyemiyordum pazartesiye alındıysa süper olmuş.
bu arada leyla ile mecnun dışında her şeye gülüyorum: himym, the big bang theory vs. ama yalan dünya bizden işte kabul edin izliyorsunuz o kadar.
olay örgüsü, konuları izletiyor ama yeterince komik olmuyor bu dizi. olamıyor. bir sürü karakter var, hepsi güzel karakterler ama karakter yoğunluğundan her birine bölüm başına 3-5 dakika düşüyor oynayacak, taş çatlasın 10 dk. müzikal kıvamına gelmeden ne zaman toparlayacak acaba ya da toparlayacak mı acaba? bu kadar karakter nasıl toparlanır, zor. şimdilik sırf okan çabalar'ı izlemek için izliyorum. bir de derya karadaş'ı izlemek büyük keyif veriyor, o kadar.