bugün
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız14
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba19
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- geldi yine deli10
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- aleyna tilki8
- askerliğe veda gecesi8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı18
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga10
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi21
- magicovento17
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- jose mourinho62
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz10
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- magicovento cesurluğu17
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
bir yıl boyunca aynı ortamı paylaştığınız ama hiçbir zaman hatun ya da erkek gözüyle bakılmazken yokluktan "aslında fena değilmiş,olur mu olur" diye cümlelerin kurulmasıyla başlar.
internette oluşabilecek bir durum olmaması.
Yakın arkadaşın gösterdiği sıcaklığı,sevgiyi yanlış yorumlayarak hoşlanılması durumu.
(bkz: vazgeç gönlüm)
(bkz: mazoşizm)
Hayaller dünyasıdır.karşılıklı olabilme ihtimali düşük durumdur.karşına çıkan ilk güzel kız/yakışıklı erkekten hoşlanarak biten bir durumdur aynı zamanda.
Bahar mevsiminin gelmesiyle; bir yıldır birlikte takıldığın, çizim ödevlerini yaptırdığın, makarna gibi saçların var ulan! diye dalga geçip, o sözcük, cümle içinde öyle kullanılmaz diye sürekli ezdiğin hatunun aslında ne kadar güzel olduğunu fark etme sürecinden sonra oluşan durumdur. (bkz: tehlikelidir). (bkz: evde denemeyiniz) *
bir an önce bu durum itiraf edilmelidir. vereceği tepkiye göre ya daha fazla yakınlaşılır, sevgili olma yolunda ilerlersiniz ya da o sizi hÂl arkadaşı olarak görüyordur, araya mesafe koyar, arkadaşınızdan olursunuz. iki ucu boklu değnek aslında.
kendi mevzuma gelince;
günlerdir bir hint klibindeymişçesine anlam veremediğim bir neşeyle devam ettiğim hayatımın, arkadaşımdan hoşlandığımı anlayarak içine edilmesinin hikayesidir bu.
hani çok yakın değildi ama arkadaşdı be! çok da tatlı kızdı hani, böyle gülünce falan... (ne diyorum ben hÂl ya!) neyse uzatmadan anlatayım. sahiden de bir hintli klibinin içindeydim son günlerde. mutluydum sanki, saçma bir neşe içerisindeydim anlayacağınız. sonra arkadaşımdan hoşlanmaya başladığımı anladım. yine de onun fotoğraflarına uzun uzun bakarak duygusal müzikler dinlemem bunu ispatlamaz.
neyse işte ortak arkadaşlarımla konuşuyorum. böyle tavırlarımda bir değişiklik farketmişler. ''aşık mısın?'' diyorlar, ''bilmem, sanırım.'' diyorum. ''kime?'' diyorlar, belli etmemeye çalışıyorum. sonunda anladılar (herkes müneccim be kardeşim) ben de ilk onlara itiraf ettim. aslında o zamana kadar ciddi ciddi hoşlanmamıştım, sadece düşünüyordum. o konuşmadan sonra bi daha acaba dedim ve bunu itiraf etmeye karar verdim. arkadaşımdan hoşlanıyordum. ben buna hÂl inanamamış olsam da çevremdekilerin bunu böyle biliyor olması belki de beni konuşmaya zorladı. yoksa haftaya unuturdum muhtemelen. (süre de değişiklik olabilir tabii)
gittim konuşmaya. birlikte yürürken ona bir anda bunu itiraf ettim. bir beklentim yoktu, amacım sadece bunu ona söylemekti. sonuçta böyle birşey yokmuş gibi devam etmek ikiyüzlülük olmaz mıydı? bunları ona anlattım ve ona sordum; ''senden hoşlanmaya başladım. sence bu duygu durumu devam mı etmeli, yoksa bunu unutmalımıyım?'' falan filan... o çok şaşırdığını ve benden böyle birşey beklemediğini söyledi. hakkı vardı hani, ben de kendimden böyle birşey beklemezdim.
velhasıl (sözde) arkadaş kalmaya karar verdik. ama mutlaka araya mesafe koyacaktır. ama bir insanın hiç tanımadığı birinin sadece yüzüne bakıp ondan hoşlanmasındansa; arkadaşından, huyunu suyunu bildiği birinden hoşlanması daha doğal değil mi?
işin garibi reddedildim fakat ne buna ne de arkaşımı kaybettiğime üzülebildim. ben de bi gariplik var galiba. hani reddedilmek değil de arkaşımı kaybettiğime biraz üzülmeliydim sanırım, olmadı şimdi. belki de kaybetmemişimdir. aslında neden kaybedecekmişim ki? ondan hoşlandığım için mi? ülen bu bahar ayları insanı fena yamultuyor.
ama severim yani, çok iyi biridir.
neyse işte konuştuk ve hint klibiymiş gibi başlayan hikaye klasik bir türk klibi olarak sona erdi. ne zaman şaşırsam, hüzünlensem kafamın içinde cam kırığı sesleri olur. ama bu sefer ben de anlamadım ama ''güzel günler göreceğiz çocuklar'' çalmaya başladı. hade hayırlısı...
kendi mevzuma gelince;
günlerdir bir hint klibindeymişçesine anlam veremediğim bir neşeyle devam ettiğim hayatımın, arkadaşımdan hoşlandığımı anlayarak içine edilmesinin hikayesidir bu.
hani çok yakın değildi ama arkadaşdı be! çok da tatlı kızdı hani, böyle gülünce falan... (ne diyorum ben hÂl ya!) neyse uzatmadan anlatayım. sahiden de bir hintli klibinin içindeydim son günlerde. mutluydum sanki, saçma bir neşe içerisindeydim anlayacağınız. sonra arkadaşımdan hoşlanmaya başladığımı anladım. yine de onun fotoğraflarına uzun uzun bakarak duygusal müzikler dinlemem bunu ispatlamaz.
neyse işte ortak arkadaşlarımla konuşuyorum. böyle tavırlarımda bir değişiklik farketmişler. ''aşık mısın?'' diyorlar, ''bilmem, sanırım.'' diyorum. ''kime?'' diyorlar, belli etmemeye çalışıyorum. sonunda anladılar (herkes müneccim be kardeşim) ben de ilk onlara itiraf ettim. aslında o zamana kadar ciddi ciddi hoşlanmamıştım, sadece düşünüyordum. o konuşmadan sonra bi daha acaba dedim ve bunu itiraf etmeye karar verdim. arkadaşımdan hoşlanıyordum. ben buna hÂl inanamamış olsam da çevremdekilerin bunu böyle biliyor olması belki de beni konuşmaya zorladı. yoksa haftaya unuturdum muhtemelen. (süre de değişiklik olabilir tabii)
gittim konuşmaya. birlikte yürürken ona bir anda bunu itiraf ettim. bir beklentim yoktu, amacım sadece bunu ona söylemekti. sonuçta böyle birşey yokmuş gibi devam etmek ikiyüzlülük olmaz mıydı? bunları ona anlattım ve ona sordum; ''senden hoşlanmaya başladım. sence bu duygu durumu devam mı etmeli, yoksa bunu unutmalımıyım?'' falan filan... o çok şaşırdığını ve benden böyle birşey beklemediğini söyledi. hakkı vardı hani, ben de kendimden böyle birşey beklemezdim.
velhasıl (sözde) arkadaş kalmaya karar verdik. ama mutlaka araya mesafe koyacaktır. ama bir insanın hiç tanımadığı birinin sadece yüzüne bakıp ondan hoşlanmasındansa; arkadaşından, huyunu suyunu bildiği birinden hoşlanması daha doğal değil mi?
işin garibi reddedildim fakat ne buna ne de arkaşımı kaybettiğime üzülebildim. ben de bi gariplik var galiba. hani reddedilmek değil de arkaşımı kaybettiğime biraz üzülmeliydim sanırım, olmadı şimdi. belki de kaybetmemişimdir. aslında neden kaybedecekmişim ki? ondan hoşlandığım için mi? ülen bu bahar ayları insanı fena yamultuyor.
ama severim yani, çok iyi biridir.
neyse işte konuştuk ve hint klibiymiş gibi başlayan hikaye klasik bir türk klibi olarak sona erdi. ne zaman şaşırsam, hüzünlensem kafamın içinde cam kırığı sesleri olur. ama bu sefer ben de anlamadım ama ''güzel günler göreceğiz çocuklar'' çalmaya başladı. hade hayırlısı...
yanlış meyillenme. zira hoşlanma işi şişede durduğu gibi durmaz maazallah sevişmeye falan gidebilir.insan hiç arkadaşını siker mi? daha da kötüsü insan insanı siker mi?
Normal arkadaşken sorunun olmadığı , rengini belli ettiğin zaman ortalığın karıştığı bir durum.
kesinlikle arkadaşlığın bitmesiyle ve sizin göt gibi ortada kalacağınıza delalettir. eğer gerçekten değer verdiğiniz bir arkadaşsa o kişi sizin için asla açıyı değiştirmemek gerekir. tecrübeyle sabittir.
niye olmasın. olabilir, ama iyice düşünülüp taşındıktan sonra dışarıya yansıtılmalıdır.
sürekli aynı ortamda bulunuluyorsa eğer acı verici bir durum olmalıdır kanımca.aynı mesafeyi korumak bir zaman zor olabilir.
(bkz: kavak yelleri)
Olabilir, hele arkadasiniz cok samimiyse, sizi cok iyi taniyorsa en iyi sevgilinizi yapar.
kesinlikle herkesin başına gelen, gelmesi muhtemel durumdur.
gelirse kolay gelsin efendim. zor bir durum.
gelirse kolay gelsin efendim. zor bir durum.
başıma gelmiştir efendim. allah kimsenin başına vermesin çok kötüdür çok. o bana hala arkadaşça bakarken bense ona farklı bir gözle bakıyordum. hayır herşeyi geçtim bir daha asla doğru düzgün konuşamadık.
Sıkıntıdır. Hoşlandığınızı söylediğinizde "ben seni arkadaşım olarak görüyorum" cevabını sıkça duyabileceğiniz durumdur. Bir insanı en çok acıtan yakınındayken uzak olan insandır. Mesafeler elbet kapanır ama bu mesafe asla kapanmaz.
kadın erkek yakınlaşmasının doğal bi sonucudur.
Önce Kardeişm diye başlayıp sonra aşka dönüşünce ben buna kardeşim demiştim şimdi çıkma teklif edemem deyip belkide yıllarca içinde saklanılacak olan duygu.
Hikayedir o "ben seni arkadaşım olarak görüyorum" lafı. Erkekle kızdan dost olur mu, olur. Ama biri mutlaka aşık olur ve mutlaka içinde saklar.
"Kardeş ayağı göt ayağı" felsefesini bile bile uygulamaktır.
çok kötü bir durumdur.insanı fena halde ikilemde bırakır.artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.ne eskisi gibi arkadaş kalınabilir ne de sevgili olunabilir.
eger gercekten yakınlık derecesi ilerlemişse an an vurup da gidebiliyor. bazen hoşlandığınızı sanıyosunuz bazen yok ya olmaz diyosunuz. artık o anların sıklıgına baglı gelecekteki adımlarınız.
(bkz: kevaşelik)
güncel Önemli Başlıklar