gora ve özellikle arog saçmalığında çıta o kadar düşmüştü ki cem yılmaz'ın aslında hokkabaz ve herşey çok güzel olacak kalibresinde filmler yapabildiğini unutmuş ve karşımızda, tıpkı şahan gökbakar gibi, varoşlara hitap eden ve son derece düşük espri düzeyi ile sadece küfürlerle güldüren birisini bulmuştuk. ama yahşi batı öyle değil, eski cem yılmaz'a bir dönüş bu. sözde rakibi şahan gökbakar üç filmdir üzerindeki gömlek ve pantolunu bile değiştirmezken cem öyle bir dekorlar kurmuş ki, çağır abd'den milleti gelip oynasınlar; o düzeyde. espriler, göndermeler, vahi öz'e gönderilen selam, kostümler o kadar şahane ve yerinde ki anlatmaya kelimeler yetmez. ara verileceği zaman yapılan espri ise müthişti. bir de film bittikten sonra küçük ekranda gösterilen bölümler neredeyse film kadar güzeldi.
--spoiler--
bu artık son, komediyi bırakıyorum.
kime bırakıyorsun?
--spoiler--
toplamda 2-3 yerde güldüren diğer yerlerdede sadec tebbessüm ettiren filmdir. cem yılmaza yakışmamıştır. film accaip belden altıdır. filmde bolca küfür ve ima vardır. Hadi bizi geçtik biz alışığız fakat filme çocukda gidiyor kadında bu kadar küfür fazla be cemo. bidaha ki film böyle olmasın tamam mı?!*
cem yılmaz filmi yaparken iki tür izleyicini profilini düşünmüş.birinci profil,film kültürü olan,entellektüel birikime sahip insanlar ,ikinci profil nispeten daha az filme merak duymuş,ara sıra yerli filmlere giden sıradan yurdum insanı.şimdi bu birinci gruba giren insan tipinin güldüğü espirilerle,ikinci gruba giren insanların güldüğü espiriler farklı olacaktır.örneğin filmin başından örnek verelim, kovboyların ingilizce küfürü türkçe küfüre çevirdiği sahne yurdum insanı için bir gülmece unsuruyken, entellektüel bir insanda aynı etkiyi bırakmıyor.güldürmüyor demiyorum ama yardırmıyor. ama kızıldereli oğlanın aslında üniversite öğrencisi olup (harvırd mıydı oksford muydu unuttum şimdi) yazları kabilesiyle geçirmesine gülmek için biraz entellektüel birikim gerekir.yada westtern filmlerinin değişilmesi öğesi olan topak biçimindeki çalı çırpıyla ilgili sahneleri anlamak ve gülmek biraz film kültürü,biraz da mizah kafası ister.işte cem yılmaz bunları göz önüne alarak biraz da filme küfür sahneleride yerleştirmiş ve pek filmlerle ilgili olmayan kesimi güldürmek istemiştir.
5) duvardaki guns and roses yazısı da çok güldürdü beni..
6) ikide bir kadraja girip ''daha kötü şeyler olacaak'' diyen abi beni hiç güldürmedi. bir de filmin sonuna kadar düzenli olarak çıkıp aynı şeyi söylemesi bi git be adam dedirtti..
7) sikmeseler bari repliğine filmin sonuna kadar aklıma geldikçe güldüm diyebilirim..
9) kelebek sahnesine salonda kimse gülmeyince kendimi tutmak zorunda kaldım tek başıma gülmeyeyim diye.. aslında bunu yapmak zorunda olduğum birçok sahne vardı ne yazık ki..
11) cem ve demet in kanto yapması,ozan ın da zamanı harkulade kullanıp kanto biter bitmez kolyeyi getirmesi güzeldi..
12) cem düello sahnesinde siyah gömleği ile bi değişik göründü gözüme.. karizmatik mi desem çekici mi desem?..
13) filmde dilek çelebi yi görmek çok güzeldi. anında görüntü show'da sürekli kullandığı o sevimli konuşma tarzını sonunda bir filmde kullandı,çok da güzel oldu..
14) sağlam güldüğüm (ne demekse..) sahnelerden biri de chuck'ı konuşturma sahneleriydi..
kim ne derse desin arogdan da gordanda recep ivdik serisinden de daha güzel olan filmdir. hele zafer algöz döktürmüştür. vahi öz gibi konuşması yardırmıştır. belki fazla güldürmez ama acayip sargın bir konusu vardır. helal olsun cem yılmaza. arogdan sonraki prestij kaybını düzeltmiştir.
filmi izlediğim sinema salonunda film 10 dk ara verdiğinde perdede recep ivedik faciasının 3. filminin fragmanı gösterilmeye başlandı ve salonun %60'ı ehuehueeu şeklinde gülmeye başladı. sonra düşündüm kendi kendime 'Cem yılmaz filmine gelen bu kitle (ki çoğu gençti) niye bu saçmalığa böyle taparcasına gülüyor? ne yani? film sadece küfür ve argodan oluşuyor zaten belli.. bir amacı,belli bir iskeleti bile yok filmin..' sonra sorularıma cevap bulamadan bu manzaraya daha fazla şahit olmamak için hızla çıktım salondan.. sonra farkettim ki o kitle sadece küfür duyduğunda gülüyor.. cem yılmaz ya da şahan farketmez yani..
cem yılmazın çok eleştiri aldığı film. ozan güvenin umarım gerçekten son komedisi olur. hatta mümkünse bir süre sinemadan uzak dursun farklı bir şeyler yapabilene kadar.
çok yüksek samimiyetimle söylüyorum geniş aile'nin her hangi bir bölümünde daha çok gülüyorum. gönderme diyorsan yine eline su dökemez. yine de güldüm yani o kadar emek harcanmış, gerek yokmuş yani o kadar emeğe. buna güldüm.
bugün seyrettiğim berbat, sıkıcı, komik olmaya kasan ama olamayan cem yılmaz filmi. teknik açıdan süperdi. çekimler şunlar bunlar, evler, kostümler.. oscar ödülleri türkiye'de verilse teknik dalların hepsini alır kimseye bırakmazdı. ama sadece o. teknik açıdan yani. duygusu, senaryosu, esprileri berbat. komedi filmi gibi ama değil gibi. gülmedim arkadaş tebessüm bile edemedim. zafer algöz de olmasa, bitmeden çıkacaktım. sıkıcı çünkü. gülmek için gittim halbuki hem de ön yargısız.
şimdi herkes atlayacak, zaten atlamışlar da atladıkları kadar, yok ince espriler var salon onlara gülmüyor sonra çıkınca kötü diyor falan. e ben yakaladım o esprileri? ama espri ince diye komik olmuyor ki? brokbeck'li berry buck, kentucky fried chicken, johnny walker, cannon ball, at sikindeki kelebek.. komik değil bunlar. uçak serisi vardı bi dönem, çok gülerdik. absürd esprilerle doluydu çünkü. ama o dönem 15 yaşındayken bitti. e filmde zaten +13 sınırı var. kim gülecek bu filme? hiç kimse.
cem yılmaz sinemada böyle devam ederse anca türkiye'nin leslie nielsen'i olur. başka da bi skim olamaz. hayır abi bu filmi yazan da cem yılmaz, her şey çok güzel olacak'ı yazan da cem yılmaz. ne oldu bu adama? stand-up şovlarındaki üstün zeka nerde abi? götüne mızıka sokan adam değil ki bizim bildiğimiz cem yılmaz?
bu filme gülmek istiyorsanız grup olarak gidin. ince(!) espri yakaladığınızda yanınızdakini dürtüp yakaladığınızı belli eder onun gururuyla biraz gülersiniz. belki.
ha bu arada, ilk gördüğüm yerde yakandayım cem. bilet paramı geri istiyorum. hadi paradan da geçtim bu filme harcadığım zamanı geri istiyorum. uyusam daha fazla faydası olurdu.
cem yılmaz'ın arog ve gora'ya kıyasla çok kötü gişe yapmış filmi. ben henüz izlemedim. kişisel bir yorum katmak istemiyorum o yüzden rakamlara gecelim.
gora üçüncü haftasında 3.085.561 yapmış.
arog üçüncü haftasında 3.123.541 yapmış.
yahşi batı ise üçüncü haftasında 1.901.612 yapmış.
bu demek ki dogru olmayan bisey var sevgili cem. rakamlar yalan söylemez.
niye bu kadar eleştirildiğini anlamadığım film. gayet de gittim, yarıldım.
hayır bu bir gösteri değil ki, niye her saniyesinde gülmeyi bekliyor insanlar? arog ve gora'daki kadar gülmedim ama, yakındı gerçekten. konu olarak bakınca da çok çok güzel olmuş, ufak ayrıntılar falan.
kötü bir filmdi demek ne kadar haksızlık olacaksa da böyle ağız dolusu güldüğüm bir sahne olmadi filmde. ee cem yılmaz sözkonusu olunca insan beklentisini yükseltiyor. ama gora dan sonra bu kaçıncı film be cem yarılma ümidiyle izlediğimiz?
çoğu insanın beğendiği, benim ise pek beğenemediğim film.
hayır cins falan değilim, çok şey de beklemedim, yer yer gülümsedim de ama bu film olamamış geldi bana.
teknik açıdan iyiydi, senaryo desen kopuk. zafer algöz ali şen rolünde..
artılar:uçan çalı,kfc, zafer algöz, barış çubuğu, temsili düşman, bir apaçi ağlıyor şiiri
eksiler:zorlama romantizm, on kere tekrarlayan çak/chuck esprisi, şerifin şapsal oğlu, çok sayıda bel altı espri (pompa mesela)
küfre karşı değilim ama yerli yersiz kullanılmamalı diyorum.
bilmiyorum sevemedim. gerçi önce avatar a gitmem etkili olmuş olabilir.
edit:bir de anlayamadığım nokta bu filmdeki esprileri anlayanların kendini einstein sanması. gayet basit esprilerdi bence özel bir zeka gerektirmiyor, hiç havaya girmeyin. ikinci nokta da beğenmeyen recep ivedik e gitsin yorumları üzerine. ya kardeşim arog kötüydü de bu çok mu iyiydi? sanki hable con ella seyrediyorsun, içinde "pompa" esprisi barındıran bir film. daha ne diyeyim.
beğenmeyen kişileri zan altında bırakmak gibi olmasın ama beğenmeyen insanların bir çok espriyi anlamayarak, bay geçmek zorunda kaldığı için beğenilmeyen filmdir.
filmi izleyip ve beğenmeyen arkadaşlara filmin bazı yerlerini tekrar anlattığımda gülme krizlerine girdiler. bu filme gidip daha "at tarağında kelebek" sözünü bilmeyen kişiler var ki filmde geçen bu sahnede full çeken sinema salonunda gülen sadece 3-4 kişi vardı.
arog'da da benzer bir durum söz konusuydu maymunların arasına düşen kara lahitli sahnede sinema salonu tepki vermemişti. aslında o sahnede 2001 a Space Odyssey filminde geçen bir sahneye atıf yapılmıştı ve bence çok komikti.
özetle "cem yılmaz artık bitmiştir, güldüremiyor ancak küfür ediyor" fikrine katılmıyorum. cem yılmaz filmlerinin üzerine koya koya ilerliyor. istediği şeyde izleyicilerinde bu ilerlemeye ayak uydurmaları. kendilerini geliştirmeleri.
bence harikulade bir filmdi yahşi batı, devam filmide büyük ihtimalle gelecektir. filmin sonunu izleyen arkadaşlar bunu algılayabilmiştir inşallah.
hokkabaz'ı ayri tutarsak cem yılmazın en iyi ve en komik filmidir yahşi batı.gerek çekim kalitesi, gerek kostüm ve mekan başarısı, gerek barindirdiğı detaylar, ince espriler ve gondermelerle diğer ikilinin önüne gecmeyi başarmiştir.gora ve arog gibi, yahşi batı'da da tek seferde izlenip yakalanamayacak ince espriler var.olumsuz eleştri sahiplerine en az bir kere daha izlemelerini oneririm.ayrica filmdeki esprilerin bi kısmı konu hakkinda* biraz bilgi sahibi olan izleyicilerin yakalayabilecekleri esprilerdi.o yuzden bu adamin her filminde oldugu gibi peşin konuşmak yersiz.çünku karşinizda recep ivedik benzeri bi film yok.veya izlediginiz bi stand-up show değil.