istanbul aşığı, titiz ve başarılı bir şair. 1935 de istanbul valiliğinde yaptığı bir konuşmada: "istanbul, türk sanatına uygun olarak imar ve mamur edilmelidir. boğaz altından geçit yapılabilir ama köprü felakettir." demiştir. aradan 75 yıl geçmiş henüz tüp geçit hizmete açılmadı ama üçüncü köprü projeleri ortalıka geziyor.
yahya kemal istanbulun edebi değerini anlayan anlatan ilk şair diye de bilinir. aziz istanbul adlı eserinde istanbul dan uzun uzun bahseder.
Mükemmeli arayan ve bana göre de bulmuş şair kişidir. Okuduğum bir yazıda Türk şiirine gerçek lirizmi getiren kişidir deniliyordu. Yahya Kemal klasikten uzaklaşma temayüllerine karşı taraf olmuş yeniyi eski biçim ve formlarla uygulamıştır. Kendi beyanımca Yahya Kemal Türk yazın tarihinin en büyük şairlenden biridir, zannımca da en büyüğüdür. Klasik edebiyatımızın acımasızca terk edilmesiyle Türk şiirinin kriz içine girdiğini belirtir.
Yahya Kemal bunu: "Eski şiirimizin kainatı yıkıldığı günden beri Türkçede halledilmemiş bir şiir meselesi vardır. Eski şiirimizin kainatı yerli yerinde dururken bir şiir meselesi yokdu" der. Edebiyat birimlerinde sıklıkla söylenen kökü mazide olan atiyi aramaktadır Yahya Kemal.
"Gönlüm, dilim, kanım ve mizâcımla sizdenim;
Dünyâ ve âhirette vatandaşlarım benim." diyecek kadar da milletine bağlı bir üstün şahsiyettir.
milli tarihimizin 1071 malazgirt zaferiyle başladığını düşünen büyük türk münevveri. malazgirt öncesini, özellikle orta asya'yı bizim için müphem bir devre olarak kabul eder.
nesir yazılarında bile bi şairaneliğin görüldüğü kanımca türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. ayrıca ahmet hamdi tanpınarın hocasıdır. ahmet hamdi tanpınar yahya kemal öldükten sonra artık şiir yazmanın gereksiz olduğunu söyleyerek yahya kemalin ne kadar büyük bir şair olduğunu belirtir. şiirlerini okunmak için duyulmak için yazmıştır. bu sebeple ki yaşadığı süre zarfında hiç kitap yayınlamamıştır. öldükten sonra nihad sami banarlı çeşitli şiirlerini neşretmiştir. siyasi görüşü şiirinin önüne geçmediği için günümüzde gerekli ilgiyi görememiş bi şairdir. öyle ki edebiyat bölümünde okuyan bi arkadaşım ya bu yahya kemali okula konferansa getirelim bile demiştir.
izmir in yunan işgaline uğradığı sıralarda, 1922 yılında ' tevhid i efkar ' daki yazısında izmir in işgalinin yıkımından bahsettikten sonra şu cümleleri kurmuştur:
" istiklalsizliği kızgın demirden tadacağımıza, morfin gibi uyuşturucu, bayıltıcı bir usulde tatsaydık çok fena olurdu "
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi,
Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi,
Ta ki, yükselen ezanlarla müeyyed namın
Galib et, çünkü bu son ordusudur islamın.
(26 ağustos)