ben mesaj gönderildi sanmışım. mesaj almıyormuş. neden olduğunu anladım. ben mesajlar bölümünde yeni mesaj atarken mesaj atmış gibi yapıyor ama aslında atmıyor.
sevgili hitay, kendine bir iyilik yap ve o süper zekanı buralarda heba etme.
akıl küpüymüşşün sen maşallah(!)
bu mantıksal bakış açınla, büyük oyunları çözen sezgi kapasitenle abd ye başkan bile olabilirdin oysa.
neyse, umarım bir gün keşfedilirsin.
yok be gözüm, sen yanlış anladın, bozulmadım.
karavana sallamaları ve can sıkıntısına bağlı olarak yapılan sikindirik insan tahlillerini iplemediğim bilinir hepsi bu.
savunmak, taraf olmak, destek olmak, övmek, yermek vs. bunların hepsi ayrı ayrı kavramlarıdır ki, bu kavramların analizi düzgün yapılmadığı taktirde ortaya kakafoni bir durum çıkar.... halk dilinde sallamasyon denir. yani karavana!
yani ayırd etme kabiliyetine sahip değilsin.
yani bu kabiliyet mevzuunu da hakaret anlamında görüp misilleme de yapman sürpriz olmaz.
yani senle aynı dilden konuşamayız biz.
yani sana ayırdığım vaktin sonuna geldim kısaca.
çoğunlukla evsizlerin kaldığı virane bir mekanın girişinde bir yazı okudum geçmiş zaman...
belki de bağımlı bir müptezelin belli belirsiz kaleminden çıkan bir yazı...
mıh gibi aklımda tuttum.
paçozvari yaklaşımları ve karavana sallamaları görünce mutlaka hatırlarım!
''birisine laf sokma çabasına girmeden önce o kişinin umrunda olup olmadığınızdan emin olun.
değilseniz baya bayaa rezillik.''
--spoiler--
beyefendi yarım saattir online idi ve açıklama yapmadan yine offline oldu.
--spoiler--
sevgili kardeşim,
kendine bir iyilik yap ve millete salça olmanın marifet olmadığını bil ve kendini apsürt durumdan başka bir amaçla kullanmadığın şu internetin başından kalk ve gezdir kendini.
beynine oksien gitsin, hava al.
işsizliğine ve işgüzarlğına çare olamam.
önerimi uygula.
Abi galiba 28 Şubat sürecinin tanıklarından. Abi diyorum çünkü bebeydim o dönem. Mirzabeyoğlu severlerden. Nerde denk gelsem Kullandıkları dil üç aşağı beş yukarı aynı; üstü kapalı bir tarzları var. Mirzabeyoğlu, Necip Fazıl gibi adamların fikirlerini dava edip bu üsluba sahip olmayı hiç anlayamadım bu adamlarda. belki zamanında karşı karşıya kaldıkları adalet mahrumu muameleden kaynaklı bir deformasyon. Yalnız abiler yine de bulunduğunuz ortamlara dönün bir bakın; böylesine Mirzabeyoğlu'nu normal anlatsan ne kadar anlayabilecek ki kapalı dil kullanıyorsunuz?
eyvallah sevgili kardeşim.
tespitlerinizde haklı olmakla beraber, ortamın gevşekliği ve fikri yöndeki kalitesizlik göz önünde bulundurulduğunda keşmekeşlik ortaya çıkar ki, bu da sanırım biraz doğal karşılanmalıdır.
dil bahsine gelince bu biraz tarz ve uslüp meselesidir ki yine yukarıda belirttiğim hususlara biraz bağlantılıdır!
aynı zamanda kişiseldir ve şahsi bakış açısıdır aynı zamanda.
kapalı bir dil kullandığımızdan ziyade mensup olduğumuz fikrin kendine has bir dili ve hadiseler karşısında belirli bir yaklaşım tarzı vardır.
yoksa dolambaçlı yolu hususi tercih etmiyoruz..
tarz ve şahsilikten kastım budur. kitaplık çapta ''büyük doğu- ibda'' külliyatı göz önünde bulundurulduğunda ne demek istediğim daha net belli olacaktır.
üstad ve kumandan salih mirzabeyoğlu arasında geçen ve s. mirzabeyoğlu'nun ''kökler'' adlı eserde geçen şu bahsi göz ününde tutmanızı öneririm.
ve biraz bu bahsi didiklemenizi!
selamlar....
''dedi ki:
tamam, çok güzel söylüyorsun; ifrat...
önce müşahhas bir realiteyi ortaya koyacaksın, sonra mücerret fikri "massedip-yedirip" yutturacaksın.
sana akıncı güç için de söyledim, rapor'da da söyledim; alaledeyi bırakıp çok mücerrete dalıyorsun, anlamazlar!...
ben mücerretler adamıyım, benim kumaşım mücerret...
benim hayatımı yazarken en dikkat edeceğin husus da bu; millet saf fikirden anlamaz!...
ama fikre de kıymamak lazım.
benim yazılarımı anlamadıklarını söylüyorlar; dönüp tekrar okuyorlar...
ben öyle anlaşılmaktansa böyle anlaşılmamayı tercih ederim!''
büyükdoğu mimarı üstad necip fazıl'ın ''fikir haysiyetinin müstesna genci'' diye nitelendirdiği mütefekkir salih mirzabeyoğlu hukusuz yargı kararları neticesinde 16 yıl hüküm giymiştir ve yargılandığı davadan '' hukuka uygun kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden '' 2016 yılında beraat etmiştir.
kitaplık çapta eserleri (ibda külliyatı) bandrollü ve yasaldır.
Çizgisini beğeniyorum, aynı şekilde devam etmesi dileğiyle. Bir de gereksiz kişilerle, gereksiz tartışmalara girip moralini bozmasa keşke diyeceğim ama tabi ki kendi bilir.
bu da bana söv diye ara ara taciz eder beni.
siyasal islamcı diye kendini tarif etmiş salak.
oysa ben 1 kez bile ateiste, dinsize, kafire gavata, işsize, salağa, öküze,bilumum piçe veya hayvanata çatmam durup dururken.
imkanlar dahilinde cevap vermeye çalışıyorum, orospuluk yapmayın yani.
ben ileri geri birinin hakkında kritik yaparsam ileri geri cevap alacağımı bilirim ve bunu keyfe keder yapmam!
şimdi siktirolup gidelim en iyisi burdan.
adam olan az sayıdaki insana hayırlı akşamlar dilerim.
tanımıyorum ama hatırı sayılır bir süredir sözlükte olması kuvvetle muhtemel.
geçmişte bir tartışmamız olmuştu, bir kanunun orijin metninin alıntı yapıldığı ülke ile ilgili yanlış bilgi vermişti, ben düzeltmiştim bu konuda baya tartışmıştık lakin sonra konu kapanmıştı tabi ki benim haklı olduğum şekilde.
başka da hatırlamam bir tartışma yaşadığımı. ama aynı çizgide değiliz onu söyleyebilirim.