bugün

temeli, fiziki özellikler ve kişilik arasındaki ilişkiye dayanan kavramdır. sheldon'ın vücut dili üzerine yaptığı çalışmada insanlar 3 grupta incelenmiştir.

1-endomorph: oval vücut hatlarına sahip olan kişilerin oluşturduğu gruptur. sosyal, duygusal, affedici özellikleri ve rahat tavırları dikkat çeker.
2-mesomorph: kas yapısı gelişmiş, genellikle üçgen vücutlu kişilerin oluşturduğu gruptur. kendinden emin, enerjik, dominant, girişken ve çabuk sinirlenebilen bir yapıya sahiptirler.
3-ectomorph: ince vücut yapısına sahip kişilerin bulunduğu gruptur. detaylar konusunda seçici davranan, gergin ve çekingen yapıya sahiplerdir.

aynı zamanda sheldon ince bacaklar ve dar kalçalara sahip olan kişiler için; kendini çevresindekilere anlatırken güçlük çeken, özgüveni eksik olan ve derin duygular düşünmekten kaçınanlar ; geniş kalçalara ve ince bir üst bedene sahip olanlar içinse tam tersi özelliklere sahip olanlar açıklamasını yapmıştır.
neymiş efendim, sürekli burnuyla oynuyorsa insan yalan söylüyormuş! benim zırt pırt burnumda sivilce çıkar. hem de tam ucunda. ben de habire durmadan oynarım burnumla. pinokyo muyum ben şimdi? gerekli mercilerden açıklama bekliyorum.*
(bkz: inanmayın kardeşim) (bkz: hurafe bunlar)*
emre altug'un kapış kapış adlı sarkısında seslendiği dişinin sevişme şekli.
ağzın içinde ki dil işte. anlamsız tanım. şimdi kol desek vucut kolu mu dememiz lazım.

not : bu entry şabalaklık içermektedir.
asla yalan söylemez, tabii kişi profesyonel değilse. ayrıca karşında konuşan birinin yaptığı hareketlerden kişiliği hakkında birşeyler çıkartmak için profesyonel olmaya da gerek yoktur, biraz deneyim yeter.
(bkz: Sen sus gözlerin konuşsun)
kesinlikle çene kadar dişli değildir ve istediğini yaptırmaz vicdana. ele verirsiniz kendizi. saklanılmaz saklanılacak şeyler. vücut dili duygu yüklüdür ve konuşturunca emin olun ağzınızdan daha fazla etkilersiniz karşınızdakini. kısaca düşüncelerinizi betimlersiniz.
'lie to me' dizisini akillara getiren olay.
sanılanın aksine dünyada en çok konuşulan dildir.
bu dili kullanması sanattır, karşındakinin vücut dilini okumak ise bilimdir. her insanın tez zamanda öğrenmesi gereken dildir. zira bilirseniz her insanın el, kol, ayak, mimik, gözlerini kırpmasından bile o anki haleti ruhiyesinin taslağını saniyesi saniyesine çıkarabilirsiniz. ve ona göre hareket edebilirsiniz. kim karşısındakinin 5 saniye sonra vereceği tepkiyi önceden bilmek istemez ki, şüphesiz dillerin atasıdır. bir kaç yöntem;

-yan yana oturmak iyidir, karşı karşıya ise kötüdür, tartışma çıkabilir.
-kahverengimsi renkler karşıdakini çok konuşturur.
-mavi renk her zaman güven verir.
-kafayı 15 derece büküp gözlerine bakıp konuşmaya ve anlatmaya dinlerseniz doyamaz anlatan.
-yürürken adımların aynı frekansta olması, dururken benzer bir biçimde durmak yakınlaşmak için iyidir.
-ayakları çapraz yapmak, elleri kenetlemek tedirginliktir. diken üstücülüktür.
-kalabalık içinde varsa sizden ilgilenen biri farketmeden kolu, ayağı ya da sigara gibi bir aksesuarı ile sizi göstermektedir.
-sizden hoşlanan birinin göz bebekleri büyür.
-kendinize dokunursanız, karşınızdaki de dokunma güdüsünü harekete geçireceksiniz.
-eller önde kavuşmuş ise kendine o an güveni olmadığını gösterir.
-topluluğa seslenirken kolları bel hizasından yukarda tutmak ve avuçları göstermek "benim saklayacak bir şeyim yok"çuluktur.
-elleri bele koyup, kafayı arkaya vermek özgüvendir.
-karşı cins karşınıza geçip ayak ayak üstüne atmışsa ve ayaklar size dönükse sevinin size farkında olmadan kur yapmakta.
-genellikle vücudun büyük bölümü kur yapılan kişiye dönük olur, saçlarla oynanır, giysi düzeltilir.
-avuç içi kur yapilan kişiye doğru açılır.

tabi bu kadar değil, aklıma gelenler bunlar. en iyi okumaya sahip olmak için insanların hareketlerini sürekli incelemek gerekir. bi yerden sonra hem eğlence olur hem de alışkanlık olur. hadi iyi okumalar...
tüm dillerin atasıdır. her zaman söylerim benim 5. yabancı dilimdir.

araştırmak isteyenler için bir örnek vermek gerekirse;

burnu havada, söyleminin aslında burunla alakalı değilde, boyunla alakalı olduğunu bana öğretmiştir. mesele orada burunun havada olmasından ziyade boynun karşındaki insana ya da insanlara gösterilmesidir. insanın en ölümcül bölgelerinden olan boyunun, vücut dilindeki anlamı özgüvendir. mesajın anlamı açıktır. sizden ya da senden korkmuyorum, bak boynum açık ama sen bir şey yapamazsın anlamına gelir. tersi durumdada boyun eğer omuzlar ile korumaya alınmışsa, bu kişinin pasif, özgüven kaybı yaşayan biri olduğunu bize gösterir. haliyle burnuda havada değildir. örnekler çoğaltılabilinir.
(bkz: lie to me)
hakkında dizi bile çekilmiştir. etkileyici.
en etkili dil.
iletişimin aslını oluşturur.
unut gitsin sözleri.
üzerine ilk kitabı darwin'in yazdığı, insanları etkilemekte cümlelerden çok daha önemli olan, özellikle yüzündeki mimikler, el - kol hareketleri ve omuz salınımı doğru okunduğunda insanların gerçek düşüncelerini anlamamıza olanak sağlayan hareketler bütünüdür.
Duruşumuz, hareketlerimiz ile iç dünyamızı deşifre eden sözsüz dil.

Kaygılı, stresli olduğumuz anlarda özgüvenli, kendinden emin duruşlar sergilemeyi alışkanlık edindikçe zamanla farkında olmadan bu duruşlar benliğimize işleniyor yani taklit ede ede gerçekleşiyor ve bu sayede hem dışarıya düzgün bir profil çiziyoruz hem de vücudumuzdaki kortizol(stres) oranı aşağılara iniyor..

Sosyal Psikolog amy cuddy bu durumu iyi ifade etmiş, izleyin derim.

https://www.ted.com/talks...s_who_you_are?language=tr