aşırı bir absint bağımlısıdır.. Doğal olarak bütün yan etkilerini görür halisünasyon, duvarlarla konuşturan ve dahası yeşil periyide göstermiştir van gogh reyise absinth..
van gogh reyisin etrafındaki insanlar bu ne yapıyor böle kendi kendine konuşuyor deyip reyisi deli hastanesine tıkmışlardır..sonra bir gün yine bir absinth aleminden sonra saçma sapan sesler duymuştur, sesi susturamamış sinir haliyle o zaman kulak sende duyma diye söylenip kulağını kesmiştir, öylede piskopattır hani..
kardeşi teo'ya yazdığı mektuplardan oluşan kitabı okumak isterdim. ankara cer modern'deki üç boyutlu van gogh sergisinde mektuplarından pasajlar vardı. hepsi duygu yüklüydü. ayrıca arkadaşlığa da verdiği önem de o mektuplarda hissediliyordu. dostu gogen gittiğinde çok üzüldüğünü belitiyordu o satırlarda. yıldızlı geceler serisi harika.onları akıl hastanesinin penceresinden yapmış yattığı dönemlerde. yaşarken sadece bir tablosunu satabilmiş. bense o'nun solmuş ayçiçeklerinden oluşan demeti resmettiği tablosunu severim. hüzün verir o bana.
aramızda kalsın ama, kendisi bayağı çılgınmış.
Eugène Henri Paul Gauguin ile sanatçı komünü yaratmak üzere harekete geçerler. ama kurmak istedikleri komün başarısızlığa uğrayınca, sinirlenip kulağını keser vincent.
ayrıca, kendisinin 1800'lerde hollandalı madencilerin resmini çekmek gayesiyle maden havzasına yerleşme isteğinin kökeninde, misyonerlik faaliyetleri de yatar.
kardeşinin torununun torunu Lieuwe van gogh'un orda burda ağzını yüzünü büzerek çektiği fotoğrafları twitter'a koyacağını bilseydi intihar ederken kardeşini de öldürürdü herhalde.
gençlik yıllarında sanat simsarlığı firmalarında çalışmış daha sonra babası gibi rahip olabilmek için rahip okuluna yazılmıştır. ancak kısa sürede burayı terkedip kardeşi theo nun yanında resim yapmaya başlamıştır. ruh durumu son derece bozuk bir sanatçıdır. ömrü sefaletle geçmiştir. birlikte olmak istediği bir çok kadın tarafından reddedilmiştir. ingiltere de sanat simsarlığı firmasında çalışırken kaldığı evin kızına, kendinden 6 yaş büyük kuzenine (kuzeni ona hayır,asla, hiçbir zaman demiştir) ve hatta bir fahişeye bile aşık olmuş ancak hepsinden olumsuz cevap almıştır. gaugin le dostluk kurmuş, hararetli bir tartışma sonrası kendi kulağını kesip bir fahişeye vermiştir. resimlerinde sarı ve tonları hakimdir. girdiği bir bunalım sonucu kendini karnından vurmuş, kardeşi theo nun kollarında "mutsuzluğum sonsuza kadar sürecek" son sözlerini söyleyerek 37 yaşında ölmüştür.
1990 yılında "portrait of dr.gachet" adlı eseri bir japon işadamı tarafından 82,5 milyon dolara alınmıştır.
eserlerinin iyi bir replikasını amsterdam daki van gogh müzesi 34.000 dolardan satmaktadır.
kıssadan hisse: ne zaman van gogh la ilgili bir şeyler okusam hüzünlenirim. yoldaşlarımı yanıma alıp onlara dört yol ağzında şiirler söyletirim.
hayatı tablolarla film olacak.
200 ressamın çizdiği tablolar gogh'un tablolarındaki estetiği koruyor. 56 bin tabloyla yapılması beklenen uzun metrajlı film, yöntemiyle bir ilke de imza atmış olacak, tabii bitirilebilirse. vizyon tarihi 2015 lakin fragmanı şimdiden dönmeye başladı: https://www.youtube.com/watch?v=r3LSfvcmrf0
içinde olduğu ruhi bunalımları bir renk üstadı olarak tuale yansıtmış, 1853 yılında hollandanın güneyinde bir köyde doğmuş usta ressam. van gogh'un acıya saplantılı olduğu söylenebilir. bu durumu en güzel kendisi anlatmıştır.
''acı duymak gülmekten iyidir, zira acı insanın yüreğini arıtır. insanları diri diri gömercesine kilitleyip çevrelerinde duvarlar örenin ne olduğu bilinmez ama yine de bir takım duvarların, tel örgülerin, demir parmaklıkların varlığı hissedilir. bütün bunlar bir kuruntu, bir hayal midir? sanmıyorum. ve insan kendi kendine sorar; tanrım bu uzun süreli mi, temelli ve herkes için geçerli olan bir ebediyet midir?"
ayırca şüphesiz ki gauguin gidişi de kendini bu kadar acılara vakfetmesine sebep olmuştur. ayrıca van gogh, gauguin gitmesi üzerine bir kulağını ustura ile kesmiştir.
dünya genelinde en çok tanınan ressamlardan biri olan vincent willem van gogh, 1853-1890 yılları arasında yaşamış olan hollandalı bir sanatçıdır. ressamın günümüzde sahip olduğu üne kavuşmasında en az eserleri kadar hayatının son iki yılında yakalandığı akıl hastalığının da etkili olduğuna dair görüşler bulunmaktadır. van goghun geçirdiği hastalığa; aralarında şizofreni, bipolar bozukluk, frengi ve güneş çarpması gibi sağlık sorununun da yer aldığı 30′un üzerinde teşhis konulmuştur. ancak günümüzde hala kesin olarak sanatçının hangi hastalığa yakalandığı bilinmemektedir. resim ve eskizleri günümüzde birçok sanat tarihçisi tarafından insanlık tarihinin en önemli eserleri arasında gösterildiğinden, sanatçının eserleri en pahalı olan ressamlardan biri olduğu söylenebilir. gençlik yıllarını bir sanat timsarının yanında geçiren vincent van gogh, sonraki yıllarda öğretmenlik ve misyonerlik yapmayı da denemiştir.
Van Gogh, gençliğini bir sanat simsarlığı firmasında çalışarak geçirmiş, kısa süren bir öğretmenlik deneyiminden sonra da Belçika'da fakir bir madenci kasabasında misyoner olmuştur. Resim kariyerine 1880'den sonra başlamıştır. Başlangıçta koyu ve kasvetli renklerle çalışan Van Gogh, Paris'te tanıştığı izlenimcilik ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş; Güney Fransa'da geçirdiği süre zarfında da bugün yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir.
Vicdan insanın pusulasıdır. Sözüne sahiptir. Çok okumuştur. Klişeden afaroz edilmiştir. Sokak kadınlarına ve düşkünlere yardım etmiştir. 30 yaşından sonra resme başlamıştır.
Son resmini bir buhran anında çizer. Güneşi gökte üç taneymiş gibi tasvir eder ve intihar eder. Van gooh sarısının yaratıcısıdır. Bu rengi doğal bitkilerden elde etmiştir. Çoğu tablosu farklı kiliseler de bulunmuştur. Perspektif çizim tekniğinin öncülerindendir. Ayrıca bir buhran anında kulağını kesip aynaya bir kere bakarak kendisini resmetmiştir.
doctor who izleyenler bilir vincentlı özel bir bölüm yapmışlar çok da güzel olmuş tavsiye edilir. resimlerindeki firca darbeleri orjinal bir dehanın imzasıdır.
absinth tutkunu olan ressam. gördüğü halüsinasyonlar yüzünden kulağını kestiği söyleniyor. mahallenin yalancısıyım ben de.
tablolarına bakıldığında genelde karamsarlık söz konusudur. bunun sebebi de yaşadığı dünyasıdır aslında. yani bizim gördüğümüzden ziyade kendi gördüğü dünyasıdır.
Aslında bir rahip olmak isterken kiliseden afaroz edilmiştir. Okumaya ve yazmaya çok meraklıdır. Hayatında bir kez bir sokak kadınına aşık olmuştur. Terk edilmiştir. 30 yaşından sonra resim yapmaya başlamıştır. Hayatı boyunca kardeşi teo ona maddi manevi yardım göstermiş bulunmaktadır. sattığı resmi red vineyarddır. ilk ve son. Ama beniç favori tablom starty nightstır. Farklı ve harika bir insandır aslında van Gogh. Yaşadığında sokakta yaşayanlara da yardım etmiştir. Arada bir boyalarını yiyip hastanelik olmasa sıkıntı yoktur. A doğru birde kulağını kesmiştir. Fakat rivayete göre arkadaşı gauguininde yapmış olabileceği ihtimalidir.