george perec ın uyuyan adam diye bir kitabı var.
bir adam sadece uyuyor, ve okula giden, ise giden komsularının ayak seslerini dinleyip senaryolar kuruyor.
bunu okudugumda paris te yasıyordum. bunalımdaydım. gitmem gereken bir okulum vardı. ben evden cıkmıyor, komsuların ayak seslerini dinliyordum, onlar sabah cıkıyor, kosturuyor, aksam donuyorlardı.
" Çevremdeki bütün maddeler benimle aynı maddeden yani benim gibi sakil bir acıdan yapılmıştı. Dünya o kadar çirkindi, dışımda, masanın üzerinde şu kirli bardaklar, aynanın lekeleri ve patron kadının şişman sevgilisi... Dünya'nın varoluşunun kendisi o kadar çirkindi ki kendimi yakınlarımın yanında gibi rahat hissediyordum. "