bugün

*öndekinin koltuğu sonuna kadar yatırıp neredeyse kucağınızda uyuması
*ayaklarınızı dizlerinizden ön koltuğa dayamışken öndeki yolcunun aniden koltuğu yatırması.

ikiside katil eder insanı. insanın tüküresi gelir öndeki yolcuya, hemde şöyle okkalısından.Yazarken bile sinirlerim bozuldu bak şimdi.
yanınızda oturan insanın sürekli kolunu bacağını sizin koltuk sınırlarınız içine sokması.
bir yolcunun* köpeğiyle yolculuk etmeye çalışması. köpeğin her moladan sonra kargo bölümünden 1 saat "vıyk vıyk" efektleriyle ağlaması sonucu kimsenin uyuyamaması.*
- hacıyağ sürmüş altmış yaş üstü.
- cocuguyla yolculuk etmek zorunda kalan aileler...
- devamlı kusan ananesinin kucagında oturan 5 - 6 yaslarında ki erkek cocuk...
- gizli gizli osuran yolcular...
şöförün sizi mola yerindeki tuvalette unutması.
yanındaki kişinin senin bardağını boş zannedip bitirdiği kendi bardağını seninkinin içine koymaya çalışması ve bu sırada bardağının içinden fışkıran kolanın üstünü berbat etmesi.

evet benim başıma geldi.

ama kolayı döken kişiydim.
yan koltukta oturan adamın üst tarafında hiçbişey olmadan, çıplak oturması.
hele bide sıcaksa durum daha da beter tabi. *
sürekli oturmak.
uzun süren yolculuklarda az verilen mola nedeniyle sigara tiryakisi kişi olarak sigara içilmemesinden afyon patlaması olayının yaşanması ve akabinde muavini öldürerek sigara içilmesiyle son bulan olaylar bütünü.
yanınıza oturan kişinin ayakkabı veya terlik herneyse çıkartması. tam katil olunacak durum.
koridor tarafında oturuyorsanız, muavinin her geçişte kolunuza sürttürmesi.. Birde pencere tarafında oturduğunuz halde sürttürüyorsa önce skip sonra öldürmek daha caizdir. *
muavinin sürekli bir yazış hallerinde olması.
(bkz: otobüste piknik yapan sülale)
ufak oğlanı koridora yatırmak, akabinde ayak sallanırken kafasına döşemek bunun nezdinde çıkan tartışmada '' sizi bana sayıyla mı verdiler be! '' diyerek cinnet geçirmek. * *
- ses sisteminden gelen arabesk müzik
- yolculuk nereye? diye başlayan muhabbeti açan kimsenin dayanılmaz devamlı soruları
- yazın sıcağında klimanın kapatılmasını isteyen teyze
- yasak olduğunu bile bile hareket halinde cep telefonu ile konuşan kro
- yanındakiyle yüksek sesle konuşan denyo
- ter kokan hatun yada erkek kişisi

(bkz: deniz otobüsünde cinayet sebepleri)
yolculuk nereye diye soran yan koltuk yolcusu.. maksat muhabbet başlatmaktır.. aynı otobüsteyiz diye cevaplandırılıp geçiştirilebilir.
5 vakitte yol üzerindeki muhtelif camilerde namaz molası vermek, yolculuğu 2 saat daha uzatmak. şöförü öldürüp oracıkta cenaze napazını kılmak uygunur. kalanlarada kaza namazının ne durumlarda kılınacağı anlatılıp yola devam edilir..

--spoiler--
http://www.kodadimedya.com/detay.php?id=20317
--spoiler--
uzun boyunuz (195 cm) yüzünden koltuğu azıcık yatırmak istediğinizde arkadaki lavuğun size çıkışması.

en kestirme çözüm (bkz: tren yolculuğu) (bkz: kapıkule ekspresi) unutmadan (bkz: tvs2000)

tcdd sen de olmasan ne yapardık...
(bkz: kusan bebekler)
zaten uzun olan otobüs yolculuklarında insanı çileden çıkartabilen sebeplerdir. sessiz sakin bir yolculuk geçirmek isterken yanınızdakinin sizi sürekli dürtüp sen okuyor musun evladım ve benzeri, ardı arkası kesilmeyen gereksiz sorularıyla karşılaşmak gibi...
(bkz: okuyor musun sorusuna alternatif cevaplar)
hemen arkanızda böğüre böğüre kusan bir çocuk, koltuğunuzun sürekli kendiliğinden arkaya yatması, perdenin kornişinden çıkması ve güneşin yüzünüze çarpması, ön koltuğa bağlı olan ve bardak tutacağı bulunan ufak masamsı şeyin sürekli önünüze düşmesi gibi otobüslerden nefret etmenizi sağlayacak ve o uzun yolculuğu size zehir edecek sebeplerdir.
otobüsün çeşitli kokularla ölümcül hale getirilmesidir. arkadaki kadının çocuğunun bezini yolculuk esnasında değiştirmek istemesi (bkz: mola niçin verilir) ve ortalığa yayılan biyokimyasal etkinin otobüsteki diğer küçük çocukların kusmasına sebebiyet vermesi ve ardından bütün otobüsün kusmuk, kaka,osuruk ve ayak kokmasıdır. muavinler her ne kadar ellerindeki oda spreyiyle ortalığın kokusunu gidermeye çalışsalarda bu derin nefes alış süreleri 6 saniyeyi geçmez. gerilen sinirler ve uyuşan beynin getirdiği açık ya da kapalı önermeler sonucunda katil olunmaması için sebep yoktur.
şüphesiz ki sizin bir hafta öncesinden özellikle seçip aldığınız koltukta bir başkasının oturması, bu yüzden tartışma çıkması ve kötü sonuç olarak da yerinize oturan kişinin kalkmaması.

geçen gün üniversite okuduğum şehirde tek dersimin bütünleme sınavına girmiş ve evime geri dönmek için otobüsüme binmiştim. günler öncesinden biletimi almıştım, 4 numaralı koltuk benimdi. yolu izlemek için orayı tercih etmiştim ama artık tercih etmemem gerektiğini anladım. neyse, uzatmayalım; bindim otobüse bir de ne göreyim, benim yerime ve yanındaki koltuğa 70 yaşlarında falan bir teyze uzanmış, (3-4 numaralı koltukları kaplamış ve ayağında ayakkabı yok) yatıyor. neyse, iyimser düşünmek istedim, yanı boş olan teyze birisi gelene kadar uzanmak istemiş. geldim, teyzeyi uyardım, cam kenarını işaret ederek "teyze orası benim yerim, geçebilir miyim?" diye sordum. teyze hiç istifini bozmayarak beni "sen git başka yere otur!" diye öyle bir tersledi ki neye uğradığımı şaşırdım. "teyze nereye oturayım, sen şu an benim yerimde oturuyorsun, kalkar mısın yerime oturayım" dedim. tam o esnada otobüs yola çıkma hazırlığı içinde, aşağıdan binen 20-24 yaşlarında leş gibi sigara kokan bir bayan (bayan demeye bin şahit) "teyze gonya'dan beri orda oturuyor bırah otursun nolacak!" diye azarladı. bu lafın ve kabalığın karşısında ikinci bir şok dalgasını atlatan ben bu kadına "siz karışmayın!" diye çıkıştım sonra teyzeye geri döndüm. teyze bu esnada doğrulmuştu. o inat ben daha da inat. yok, kadın kalkmıyor. 4 numaraya oturmuş benim de 3 numaraya oturmamı istiyor. ortada bir 3 numara olsa ya da yandaki koltukta da bir kişinin sığacağı kadar boşluk bıraksa teyze tamam oturacağım da, oturmam için gösterdiği koltuğun da yarısını kaplamış. aşağıdan başlayan bir sinir dalgası tüm vücuduma yayılırken gelen muavine durumu anlattım falan muavin oldukça ilgisizdi, "başka yere oturun." dedi. hayatımda ilk kez böyle saçma bişeyle karşılaştığım için şok üstüne şok geçiriyordum ve tüm otobüs bana bakıyordu. muavine "ne demek başka yere otur, yer mi var? ayrıca benim yerim 4 numara, 4 numaraya oturmak istiyorum!" diye çıkıştım ama adam cevap vermedi. öte yandan otobüsün de kalkış saatinden 10 dk geçmişti. neyse sinirim tepeme çıkmış vaziyette oturdum 3 numaraya. teyze az önce bağırdığı ben değilmişim gibi konuşmaya başladı. "bende şeker tansiyon var ben oraya oturamıyorum, başım dönüyor. yerimden de kalkamıyorum" falan zırvalamaya başladı. önce hiç oralı olmadım sonra susmayınca "tamam teyze, neyse." deyip konuyu kapatmak istedim. bu kez de "nerelisin, öğrenci misin" muhabbetlerine başladı. cevap vermedim. sonra teyze ne dese beğenirsin? buna damadı başka bir firmadan 28 numarayı almış, 28 çok arkada diye oturmak istememiş. sonra gelmiş bu firmadan almış, 11 numarayı vermişler ama orda rahat edemememiş. konya'ya gelince muavin bunu 4 numaraya almış. sonra yanına bir kız oturmuş, o hiçbişey dememiş ben neden böyle yapmışmışım falan. kadın konuştukça sinir katsayım artıyordu ama sustum. aslında koltuk numarası 11 olan bu teyzenin 4 numarada oturmasına izin veren aptal muavindeydi bütün suç! neyse muavin yolcu sayımı yapmaya başladı. bu esnada saat 15:00'da kalkması gereken otobüs 15 dk geçmesine rağmen halen kalkmamıştı, muavin yanımıza geldiğinde "3-4 burda değil mi?" diye sordu. o sinirle adama nasıl patlamışsam artık ben bile korktum kendimden. "ben 4'teyim ama sizin yüzünüzden 3'te oturuyorum!" diye sesimi yükselttim. artık kendimi tutamıyordum. muavin geçiştirir gibi "yahu o teyze hasta hasta, otursun ne olacak" deyince "ben de hastayım, burda oturamıyorum başım dönüyor. o müşteriyse ben de müşteriyim, ben 1 yıldır bu firmayı kullanıyorum, dünyanın parasını kazandırdım ilk kez başıma böyle bi saçmalık geliyor!" dedim nefes bile almadan. muavin dayanamadı: "teyze tamam sen kalk ordan, geçsin yerine" dedi. ama teyze bu kez muavine bağırmaya başladı, muavin nasıl kaçtığını bilemedi. bir yandan muavinin aptal tavırları, öte yandan teyzenin susmayıp söylenip duran çenesi... bir an içimden otobüsü yakmak geldi. sonra düşündüm ki, ineyim ve daha iyi bir firmadan bilet alayım. nasıl olsa 1 saat sonrasına vardır, bilet param da yanarsa yansın... kalktım, giydim paltomu. bu esnada otobüsün birkaç koltuk arkasında sayım yapmakta olan muavinin gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. "valizimi verin ben inicem, istemiyorum!" dedim. muavin neye uğradığını şaşırdı, tam ağzını açtı ki tam teyzenin arkasında 8 numara cam kenarında oturan bir kadın "sorun cam kenarıysa buyrun yer değiştirelim." falan dedi. kabul etmedim, "istemiyorum ben böyle rezillik görmedim. kamil koç'tan başka bilet alacağım!" dedim. kamil koç lafını duyan muavin lafa daldı, "hanfendi yerini vermeye razı oldu, isterseniz değişin." dedi. kadın da ısrar edince ben de kavga etmekten yorulduğum için kabul ettim ve eve öyle geldim.

ve bu hikayede en çok canımı sıkan, sinirimi bozan şey de işi bu tip durumlarda orta yolu bulmak olan muavin bozuntusunun aptal tavrıydı.

otobüsün cazgırı gibi bişey oldum ama kafam öyle bozulmuştu ki nerdeyse bilet için ödediğim paranın yanmasını göze alarak aşağı inecek ve başka bir firmadan bilet alacaktım.

fakat bu bana ders oldu, bundan sonra pamukkale'nin 2+1 koltuklarından alacağım biletleri. öğrenciyiz, 3-5 ucuza gelsin derken çektiğim çileye değmeyeceğini net olarak anladım.
hayır hep bana mı denk geliyor nedir, önde ki adam veya kadın 180 derece koltuğu yatıracak illa. ayrıca yolculuklarımın vazgeçilmezi, horlama ve osuruk da bonusu.
birincisi Habire ağlayan çocuktur kesinlikle tepenizde vicdan azabı gibi dikilir.

ikincisi ise habire otobüste siyaset yapan adam yahu arkadaş tamam yandaşsında yeter yahu

Sonuncusuda sadece gezmek için otobüse binen ve hunharca yer isteyen yaşlılar.