3-4 saatlik uykuyla yetinmek zorunda kaldığımız durumdur. ayrıca bugün yaşadığım durumdur. sabahın köründe babamın key ödemelerini kontrol etmem için uyandırmasıyla başladı.. offff.
gündüz vakti yorgunluk, bitkinlik, halsizlik, hırçınlık, algıda bozukluk meydana getirir. gözler sulanır, kızarır, kapanır.. altları şişip morarır. daha da olmadı başınızı ağrıtır.
ne yediğinizden zevk alırsınız, ne okuduğunuzu anlarsınız. aynı satırı okuur okuur okuursunuz.
bir sebebide düşünmektir. düşünmek en derin uykuları dahi kaçırabilmektedir. insan uykusuzluğu yenmek istiyorsa vücuduyla birlikte düşüncelerinide bir güzel yormalı.
hayal gucunun sinirlarini zorlar. millet osura osura uyurken yaninizda, siz camdan gokyuzune bakip derin derin dusunursunuz. 25inize gelmeden kafada sac kalmadigini farkedersiniz, olsun seda sayan kel seviyor zaten.
Şu an karşı masamda duran evlilik hazırlıkları yapan ve uyuyamayan yiyemeyen iş arkadaşım . Uykusuzluk bu gibi hallerde insanın başına musallat olunca yüzde kalem izi olarak belirir.
dünyada cehennem azabı yaşamaktır.
gözünüzden uyku akar resmen; hatta uykusuzluktan artık göz yaşlarınız kendini iki yanağınızdan aşağıya doğru yuvarlamaya başlamıştır, göz kapaklarınız uykuya direnemez vaziyettedir ama bedeniniz '' ben uykuya geçmeye hazır değilim '' der gibi sizinle inatlaşır.
yatakta o kadar dönersiniz ki 1000 km koşsanız bu kadar yorulmazsınız. ve artık gün yavaş yavaş ağararak size hala uyumadığınızı göstermeye başlar, işte o an kendinize acımaya başlarsınız çünkü işe gitmek için sadece 4 saatiniz vardır ve bitkin düştüğünüz için aslında bunu istemiyorsunuzdur, kısaca fecidir bu meret.
saatlerce gebere gebere uyuyabilen uyku sıkıntısı olmayan bir bünyede ertesi gün erken kalmak gerekince peydah olan durumdur efendim. iki saattir dönüp duruyorum uyuyamadım. kafayı yemektense sözlük iyidir.