kendisiyle uzuun uzun yazışırken farkına vardığım gerçeklik. koklanmamış gül mübarek. yılların bana verdiği tecrübe ile bunu net söyleye bilirim ki kendisi su katılmamış bakiredir beyler. buram buram bakire kokusu geldi burnuma. evet evet teşhisi koydum bakire. sadece kafası karışık biraz. yakışıklı uzun boylu prensini arıyor anladığım kadarıyla. uzun boylu derken ne demek istediğimi anlamışsınızdır herhalde, o kadar gerizekalı olamazsınız hahahaha.
Odamdaki yatağa kapaklanıp ağladıktan sonra bu kelimeleri titrek kırmızı dudaklarımın sessizliği bozduğu o saydam yalnızlığımdan yazıyorum...
Ben ki; içinde insanlığa adanmış, kafileler halinde yumrulanmış sevgi taşıyan kırılgan kadın!
tirnak uçlarında kızgın yalanlar dövülmüş hayatına buz tutan minicik umutların tacirliğindeki ben!
şu satirların şahsıma uyguladığı bozgunun altında hezimetteyim...
Şaka lan şaka, bu yatağa kapaklanıp gömüldüğüm anlar oldu ama o zamanlar çok daha farklı bir amaca riayet ediyordum.
Bu arada Kadınım, kadınım demiş miydim? Kadın evet. Kadın da kadın. K a d ı n.
Bir yazarın zarına uyanan merak, takke mi yapacaksıniz o zardan?