üniversiteye kadar tüm okul hayatları boyunca sıraya sokulup içeri alınmaktan bıkmayan, ne düşündüğünden ziyade kılığıyla kıyafetiyle, saçıyla başıyla paranoyakça uğraşılan ülkem gencinin çok normal isteğidir. ziira başka bir şey öğretilmemiştir ki.. adam etmekten düşündürmeye fırsat bulamayan militer zihnyetin yetiştirdiği çocuk elbette üniversitede dahi milli güvenlik dersi isteyecektir. korkular, vazgeçemediğimiz içimizi kemiren korkular.
*öyle deme hocam jeopolitik.
*kim söyledi bunu sana yavrum.
(bkz: (#891777))
cumhuriyetin ilanından sonraki hafif relief zamanlarda genç subaylarla sohbet eden atatürk "bir harp anında ankara'yı nasıl korursunuz?" diye sormuş. çeşitli parlak fikirler ileri sürmüş genç subaylar amma gazi beklediği yanıtı alamamış onlardan: "kıbrıs" demiş, "kıbrıs'ı korumazsanız, ankara'yı koruyamazsınız." bilmiyoruz işte bunları. liselerde türkçe'yi okuyup yazmayı bilemeden, dinini imanını tanıyamadan mezun ettiğimiz gençliğimizi bir başka tehlikeye daha maruz bırakıyoruz.
kökü dışarda şer odaklarının devlet yönetimine en büyük dahlinin göstergesidir eğitim sistemimizin kendinin ve ulusunun içine itildiği aymazlıklar. liselerde derse giren yakışıklı jilet gibi genç subayları ağzının suları akarak dinleyen genç kızlar ve durumu hasetle izleyen ergen oğlanların aklında kalsa kalsa bir kaç rütbe kalıyor.
israil örneğinin dikkatle incelenerek, dünyanın çok hassas dengeler üzerinde olduğu bu dönemlerde her türk gencinin (kız-erkek) kampüslerde acemi eğitiminden geçmesi gerekliliğini dikkatlere sunuyorum.*