bir çok yerde nickini görünce bakayım dedim neymiş ne değilmiş.
5 aylık sekizinci nesil bir yazarmış.
buraya kadar normal de beş ayda 5605 entry demek ayda 1121 entry demek günde öhöm...
her neyse bildiğiniz yazı makinesidir.
galatasaraylı olduğunu farkettiğim yazar. gece gece aslan bir savunucu görünce mutlu oldum , sevindim ne bileyim , cidden ben niye bu kadar sevindim ki? neyse güzel güzel uyuyacağım şimdi. *
sol alttaki kişinin kendisi olduğu söylenmekte. ayrıca sağ köşedeki gözlüklüye de dikkat etmesi gerekiyor. zira o kişinin nereye baktığı belli olmayan bir kişi *.
ayrıca durmadan facebook'tan dürtüp duruyor. ceza almışız, ekle diye dürtük atıyoruz, adam durmadan dürtüyor, durduramıyoruz.
yanlış anladınız değil mi ? sokayım sizin zihniyetinize, liseliler sizi. öyle bir insan değil lan, yani önüne gelene yazıyor derken mesaj atıyor, hal hatır soruyor. allah belanızı vermesin, çıkın siz dışarı.
neyse, kendisiyle ilgili anılarımı anlatayım bari. hadi çömelin önüme ve önünüzde yanan ateşte marshmellowlarınızı * ısıtın özentiler sizi, amerikan gençlik.
öncelikle 2-2,5 yıl kadar oldu zatalileriyle tanışmamız, o zamanlar varuna kafe vardı ki şimdi yok malesef oradaki zirvede tanıştık.
zatalileri hep "eve girdin ışığı açtın" başlıklı sorular sorar, ben hep cevap olarak "kaçarım" sözünü söylerim ki kendisiyle gerçekleştirmiş olduğumuz bir espridir aramızda.
özellikle "kısıtlı ama samimi" zirve kadromuzun demirbaşıydı zatalileri, muhakkak her hafta buluşur ve o konu senin bu konu benim sohbetimizi gerçekleştirirdik. sohbetimize bazen çay ve sigara, bira ve sigara, kahve ve sigara eşlik ederdi. kısacası sigaramız üçlü ilişki yaşıyordu içtiklerimizle, bir nevi çoklu eşli gibi yaşıyordu şerefsiz allahsız sigara, sigara üresin.
kendisiyle hayat ve futbol üzerindeki sohbetimizi hiç bir şeye değişmem, ayrıca kimseyi güldüremeyen (daha doğrusu yaptığım esprilere kişilerin gülmesi için mizah zekası gerekiyordu) nacizane esprilerim zatalilerini güldürmüş ve "vay, oğlum hakkaten nihayet biri anladı benim espri anlayışımı. dur sırtımda taşıyacağım ben bu adamı" dedirtmiştir bana.
kadınlar konusunda ortak düşüncelere sahibiz bu beyfendi ile, arada sırada kadınları da çekiştirdiğimiz olmuştur.
bu arada en büyük fobisi kalp kırmaktır, bu kadar.
her gün yazdığı, arkadaşlarıyla sohbet ettiği, mık gibi müdavimi olduğu mekanlar bulunan yazar. lets write ile mık' ın masalarından birine oturup tess gerritsen ve futbol sohbeti yapmak çok hoşuna gider mesela.
yıllar boyunca kendi düşüncelerini taçlandıran ama rakip düşüncelere saygı duymayı bilmeyen bir sürü zorba, ismini vermek istemeyen, bahadır adam görmüştür, yine de futbolu çamura bulayan bu kişilere rağmen, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor taraftarını sever, sayar. fanatikleri ise patlamış mısır yiyerek izler. devam edin, komik oluyor.
skydancer ile ortak çalışan yazardır. zirvelere katılım bedelleri belirleyip iyi bir meblağ elde ettikten sonra new york' a kaçıp bir iş yeri açacağız. * ayrıca herkesin kararına saygı duymakla birlikte, ramazan' da içki içmeyi tasvip etmemektedir. *