süründürmekten başka bir şeye yaramadığı denmesine bir türlü anlam veremediğim, insanın hayata tutunma duygusu. galiba umut denilen şeyin hemen gerçekleşmesini istiyoruz ondan deniyor böyle. halbu ki sadece var olsa, tutulduğunu bilse insan, umudu hep sever.
umudu yitirmek aslında sürpriz değildir hiçbir zaman çünkü umut hep kuşkuyla kol kola dolaşır ve kaybolmaya yaklaştıkça bir şekilde kendini tazelemenin bir yolunu bulur. bir nevi zümrüd-ü ankadır ümit. yanar, yakar, kül olur, kül eder ve küllerinden doğar. çoğu zaman...
bazen birşey olur, bu "şey"in büyük olması bile gerekmez, ufacık bir gerçek kırıntısı bile yeterlidir aslında. böyle düşününce umudun aslında ne kadar kırılgan olduğu da ortaya çıkıyor belki ve o küçük kırıntı kendinize yarattığınız yalan, kandırmaca dünyasını paramparça eder. siz kendi zehrinizle; cahillikle mutlu mesut el ele dolaşmayı kabul etmişken belki de istemediğiniz halde uyandırılırsınız rüyanızdan. sonra da farkedersiniz rüyanızın rüya olduğunu ve gerçeği en başından beri bildiğinizi... sizi ayakta tutan şey, zehriniz, uyuşturucunuz, sonsuz rüyanız; umudunuz bitmiştir sonunda...
Hiç olmayacak bir şeyi hep aynı istek ve heyecanla bekleyebilmektir. Herkes olmayacak derken senin kimseye söylemediğin "belki" kelimesidir. Kimini hayata bağlayan kimini hayattan koparan bir duygu.
her zaman var olsun umut. bence biz bencil insanlarız hepimiz. umut bir heyecan getiriyor diye , hemen olsun istiyoruz istediğimiz şeyi. beklemeyi , sabretmeyi süründürmek sanıyoruz. hemde bunun adı bir umut olmasına rağmen öyle düşünüyoruz bazen. ama yanlış bence.
Umut nedir? Umut, susarak beklemek midir? Ya da Umut, kendini parçalarcasına bağırıp çağırmak mıdır? insanlar, bekleyerek mi umut ister yoksa bir şeylere tutunmaya çalışıp umut mu arar? Umut, akan göz yaşlarında mı gizlidir? Umut, yarınlarda mıdır? Umut nedir?
Ne kadar dolu ne kadar anlatılmaz, Dünyanın en güzel kelimesi. Öyle ki kocaman bir dünyayı tek bir kelimeye sığdırırız da onun hissettirdiklerini ifade edecek kelimeler topluluğu bile bulamayız.