bugün

yazarların yaş ortalaması hakkında bu saat itibarı ile çok güzel bilgi veren sözlük. *

sözlüğü açtım, sol frame'e baktım, çok garipsedim. 1. sayfa gayet normal, 2. aynı, 3. aynı, 4 de öyle. yani; türbanlı muhabbeti yok, futbol geyiği yok, abazan başlıkları yok, sözlüğü saçma sapan bir yere çeviren hiçbir şey yok. sözlük, sözlük gibi yani.

sonra aklıma bu saatlerde öss'nin olduğu geldi. saçma başlıklar yoktu çünkü öss vardı... *
bilgi edinmek, eğlenmek ve yeni arkadaşlarla tanışmak için oluşturulmuş sözlük klonu. Vakit geçirme aparatı.
fikir adına, düşünce adına, edebiyat ve mizah adına en kutsal ve en zor olan şeyin, üretimin yapıldığı yer.
[kat: zall]
[kat: ismail alpen]
uludağ sözlük gariptir;

bayan bir yazara çok güzel olmuş bu şeklinde mesaj atarsanız Abaza, erkek yazara aynı mesajı atarsanız götü kalkmış ukala olursunuz.

uludağ sözlük gariptir;

en kafa görünen adamla kanlı bıçaklı olursunuzda en alakasız adamla can ciğer jamaica sarması olursunuz.

uludağ sözlük gariptir;

en boktan entry sözlükte kalırken yarım saat uğraşarak girdiğini enty iki nokta bir virgül yüzünden silinir.

uludağ sözlük gariptir;

modlar dini ve resmi bütün bayramları, dünya sigarayı bırakma gününü, basurun ilk keşfedilişini, midye dolmanın tamamıyla boktan oluşunu kutlarken size özel kutlamalar yapmazlar. Konuyu biraz açmak lazım. Kişiye özel kutlamalardan kastım; ''kanka mesut söledi. Dün gece mala vurmuşsun. Aslanım benim be''; şeklinde değil de en basitinden ''doğum gününüz kutlu olsun'' şeklinde olabilir. Lan bankalar bile kutluyor be ; ''sayın meme ucu; doğum gününüzü kutlarız. Son dönem ödemenizin yapılmaması halinde yasal takibe geçilecektir'' Bu ne lan ibneler!!!

uludağ sözlük gariptir;

danua nın biri alkollü kafa ile biricik sözlüğe(!) bir sürü laf eder kimse siklemez ama başka bir danua çıkıp din ya da siyaset hakkında kendi fikirlerini dürüstçe beyan edince aktif gurup seksin ortasında tek pasif olarak kalır.

uludağ sözlük gariptir;

sözlükten her boka bakınız verilirde iki tane kaliteli pornonun linki en temiz duygularla verilemez. Eyy en temiz duyguların insanları; eğerki elinizde böyle linkler varsa özel mesaj yolu ile beni ışığa ulaştırın. Aslında en başından beri amacım buydu da anca söleyebildim. Bu günlerde temiz süt emmiş bir adult forum bulmak cidden çok ama çok zor. bilen bilir.
Aslında şu an ne yazacağımı bilmiyorum.
Daha doğrusu aslında sizlere ne yazmam gerektiğini bilmiyorum.
Uludağ sözlük ilk açıldığında buraya üye olan kişilerden biriyim ben.
Çok fazla başlık açıp entry gir(e)mesem de, birçoğunuz gibi üretken olamasam da her gün mutlaka uğradığım ve yazılanları okuyup günün stresini attığım bir yer burası.
Bu platformda bulunmaktan, insanların "ya başka işin mi yok, burada vakit öldürüyorsun" lafazanlıklarına aldırmadan, hayatın debdebesinden kaçıp geldiğim yerlerden birisi Uludağ sözlük.
iyi ki varım dediğim.
Birçoğu Galatasaray'lı ve Beşiktaş'lı olan dostlarla amiyane tabirle geyik yapıp eğlendiğim bir yer burası.
Kimi zamanda -belki de benim size yaptığım gibi- yazılanları okuyup hüzünlendiğim bir yer.
Ama bulunmaktan mutluluk duyduğum bir yer.
Yazılanlara bazen üzülsem de, kızsam da...

Annemin vefatının ardından gerek nickaltıma girilen entryler gerekse de mesajlaşma fasilitesi sayesinde atılan mesajlar inanın beni sayısız kez ağlattı.
Benim için her biri bir hazine değerinde olan o yazıların ve mesajların hepsini neredeyse üçer defa okudum.
Sayenizde yalnızlığım, acım, üzüntüm azaldı. Bunu en içten duygularımla söylüyorum.
Birçoğunuzun ortak olarak dile getirdiği gibi sıkıntılarımın bir katre de olsa azalmasının sebebi, bunları sizlerle paylaşmam, sizin engin gönül kapılarınızı "kardeşinize" ardına kadar açmanız ve "kardeşinizin" bunu idrak etmesidir.
Her birinize ne kadar teşekkür etsem az.
Sağolun, varolun arkadaşlarım, dostlarım, ağabeylerim, ablalarım ve kardeşlerim.

inanın bunları yazmak çok zor ama annemin vefatının ardından ayakta kalabilme nedenlerimden birisi de sizin yazdıklarınız, kendi acılarınızdan örnekler vererek bana kudret vermeniz oldu.

Harala gürele içerisinde, yüzleri maskeli yüzlerce insanların laflarını dinlemek yerine sizinle konuşmayı ne kadar çok isterdim bir bilseniz. Anlatamam...

Hayatımın bu "lal" evresinde benim yanımda olan ve bunu gerçekten hissettiren, annemden ve benden dualarını eksik etmeyen, hiç tanımadığım ama aslında hepsini tanıdığım siz Uludağ Sözlük kullanıcılarına binlerce kez şükranlarımı sunarım.
Annenin ölmesi başlığına yazdığım yazıyı eksileyen arkadaşlar dahil Allah hepinizden razı olsun.

AYRICA BAŞTA July4th olmak üzere, validemin kaybına yakın alaka gösterip, acımı sizlerle paylaşma imkanını veren Uludağ Sözlük Moderasyonuna da binlerce kere teşekkür ederim.
Minnettarım.

Bunları bu durumda nasıl yazdım bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, bu naçizane teşekkür sizin bana yazdıklarınızın yanında yavan kalır. Ama başta da söyledim. Ne yazık ki ben birçoğunuz gibi üretken bir yazar değilim. Üstelik de hayatımdaki güneş tutulmuşken.

Özel mesajlarınızın her birine teker teker cevap vereceğim.Bilmenizi isterim. Ama bir şablon oluşturup onu hepinize forwardlama densizliğini yapmayacağımdan, her birinize ayrı ayrı cevap vereceğimden ve takdir edersiniz ki şu an içinde bulunduğum durumdan mütevellit sizlere geri dönüşüm biraz geç olabilir. Bunun için de affınıza sığınırım.

Beni çok ama çok mutlu ettiniz.
Gözyaşlarımı ve kederimi tebessümle şerbetlediniz.
Allah hepinizden razı olsun.

Kardeşiniz Free Your Mind
5 yaşındaki yeğenimi yazarlığa kabul etmeyen sözlük...
neymiş daha okuma yazma bilmiyormuş, lan bilenleri alıyorsunuz da ne oluyor! ***
sahibi zall'dır ve kimse kusura bakmasın ama dalağını sikim bu sözlüğün tamam mı.

çünkü ben sabah 7 den akşam 7 ye kadar bu sözlükte takılan biriyim. işim gereği çoğu vaktim boş çünkü... doğal olarakta paso okur okur okurum.. e peki ne okuyorum abi?. tabiki am göt meme. sol framede başka bi bok yok çünkü.. doğal olarakta senelerdir bu şekil takılınca balatalar gevşedi burda.

( ekmek çarpsın şu yazıyı yazarken elim ayağım titriyor...)

zira az evvel toplantıdan çıktım. aslında pozisyonum gereği böyle ağır toplantıyla hiç işim olmaz. sıradan, pasif, orta halli bi çalışanımdır. bu tip toplantıları genelde müdürler ( kodamanlar ) yapar.

hülasa çağırdı sekreter, kuki patron seni de toplantıya çağırıyor dedi. ciddi misin kız dedim. he valla ciddiyim dedi.

hayırdır inş deyip daldım salona. karşımda genel müdür zeki bey oturuyor. onun yanında ticari pazarlama müdüresi figen hanım var. çok seksi bi kadın. yanımda da satın alma müdürü pinti hilmi var -ki patronun yanında hilmi bey diyom-

neyse girdi patron içeri. sanki gece siki kalkmamış gibi surat ifadesi var. sanki karısı da buna ihihii kikiki diye gülmüş sanki. kaşının biri aşağıda biri yukarda bakıyor. bildiğin sevişememiş işte.. konuştu konuştu ve birden sesisini yükseltmeye baladı. zeki bey dedi, 2013 e çok kötü girdik. belirlediğimiz hedefin çok çok altındayız. satışlarımızda hep iadeler oluyor. plasiyerler, şefler, müdürler bunlar ne iş yapar dedi. zeki bey de bıdı bıdı yaladı yuttu. sıra hilmi'ye geldi. siz hilmi bey '' ürün alırken bir çok şirketle temas haline geçiyor musunuz. daha kalitesini, daha ucuzunu araştırıyor musunuz. son aldığımız 50 koli maldan zarar ettik. meğer daha ucuzu varmış '' falan filan dedi. hilmi de usta bi manavreyle işi halletti.

sıra bana geldi. siz dedi kukla bey ( bağırıyo göt ) '' marketlerdeki o mörş elamanlarıyla ilgilenin diye zeki bey size talimat vermedi mi? hiç ilgilendiniz mi? takip ettiniz mi onları'' dedi.

gırkk diye yutkundum, verdi tabi fatih bey dedim, daha geçen hepsiyle toplantı yaptık. şefler de her markete gittiğinde denetimini yapıyor. yine yapacağız toplantı dedim. ( yalan amk. ne toplantı yapması, 12 saat onlineyiz, entry giriyoz paso )

''ne zaman yapacaksınız'' diye daha gür bir sesle bağırdı.

kafamı hafifçe patrona doğru çevirip '' am itibarıyla bugün yapcaz fatih bey '' dedim.

( ohaa anasını.. am dedim lan ben. bildiğin toplantının ortasında am dedim. şimdi ben bu uludağ sözlüğe küfür etmeyim de kim etsin. ben bu zall a kaymayım da kim kaysın. bu toplantı odasındaki yer şimdi yarılmayacaksa ne zaman yarılsınnnn? )

hilmi hemen eliyle bacağımı sıktı. patron sustu. ortam acaip sessiz. zeki beyle figen hanım eşek siki görmüş sevgili gibi bana bakıyor. suratlar şaşkın. çıt çıkmıyor odada. yer de hala yarılmıyor amk. rezillik diz boyu. bir şeyler yapmam gerekiğinden usulca tekrar patrona bakıp '' dediğim gibi an itibarıyla bugün toplantı olacak fatih bey '' dedim. ( aklım sıra durumu kurtaracam. an diyorum bu sefer... anını sikim )

patron kıstı gözünü. tamam kukla sen çıkabilirsin dedi.

kalktım ayağa...

hiç bir kapı tokmağını bu kadar arzuyla kavramamıştım.. açtım kapıyı ve çıktım.

sekreter gördü. noldu kuki niye geldin dedi.

''am var dediler geldik'' dememek için kendimi zor tuttum.. tekrar yutkundum. yok bir şey deyip odamın yolunu tuttum.

özetle sözlük; işte bunlar hep senin suçun.. eskiden dutluktun... şimdi hıyar tarlası oldun...

nolcak sonumuz hayrolsun mına koyum. sıyırdık iyice...
ya yazılanları fazla okumayan ya da oylamayan yazarların bulunduğu ilim irfan yuvası. efendim bunu da şu şekilde anlamış bulunmaktayım: adım istatistiklerde en çok oylama yapanlar listesinden düşmemektedir. oysa sözlükte geçirdiğim zaman kısıtlıdır. ben en çok oylamayı yapanlardan biriysem bence bu işte bir yanlışlık var! yazıları eleştirin ya da övün fakat bunu belli edin derim haddim olmadan.*
nick altlarında "150 kere çaylak 8 kere silik oldum yarraaammm sen kime artislik yapıyorsun", "toplam çaylaklık sürem 500 gün var anuna goduğumunun", tarzı çok büyük bir marifet işlemiş entrylerle dolmaya başlayan sözlük... mapushane gibi oldu aq... çaylaklık sayısı 15'i geçen kendini bi'şey sanıyor hele üstüne 2-3 kere silik yedin mi tamamdır... kralısın buraların... öyle güzel bir yer işte... şimdi biri çıkıp begenmeyen gitsin diycek ben peşin peşin "sen sktir git" diyorum yarraaaammmmm... zira modaya ben de uyuyorum 15 çaylaklık var toplamı da 100 gün anuna goduğum...

neyse kovulmadıkça gitmeyeceğim sözlük.
her geçen gün kalitesinden bir şeyler kaybeden sözlük. evvela 2010 yılı istatistiklerine temas etmek lazım. en beğenilen 100 entrynin tam 30 tanesi bir tek yazara ait çıktı. şimdi bu noktada biraz düşünmek gerekir. bir yazar sözlüğü bu kadar domine edebilir mi? geçen yıllarda ekşi sözlükte gofret beyin yılın en beğenilenlerine 4 entrysini sokmuştu da büyük olay olmuştu. biz burada 3 değil 5 değil tam 30 entryden bahsediyoruz. bana göre bir yazar ne yaparsa yapsın en beğenilen 100 entry arasına 30 entry sokamaz. (artık 97 entry arasına) binlerce yazarın her gün yazdığı bir sözlükte karşılaşılan bu durum tamamen sözlük yazarlarının oylama konusundaki başarısızlığıdır. ben bu 2010 yılı istatistiklerini pek çok açıdan ülkemizdeki seçimlere benzetiyorum.

oylama konusundaki sıkıntıdan hemen herkes şikâyetçidir. günün beğenilenleri listesine baktığımızda 30 entryden yarısından fazlasının hayal kırıklığı yarattığını günün beğenilenleri listesini az çok takip edenler bilir. bazen entryi okur ve ne demek istediğini anlamazsınız tümünü göster dedikten sonra bunun basit bir ayardan ibaret olduğunu görürsünüz. beğenilen bir entry bu kadar basit midir? ben son haftalarda tam üç kez embesilite nickli yazarın girdiği 1. entryden sonra entry ve nick uyumu bakınızı veren yazarların günün beğenilenleri listesine girdiğini gördüm. yine defalarca inci sözlükten yapılan alıntıların en beğenilenlerden olduğunu gördük. bir günde 5 tane olduğu bile oldu. hiçbir emek harcamadan sadece kopyala yapıştırla artı oylanmak çok zevkli olsa gerek. beni en çok kızdıran ise 1 ocak gününün beğenilenlerinde hem de ilk sırayı büyük ikramiye rakamlarından devlet bahçeli'nin 40 hesabını çıkaran yazarın alması oldu. bu 9 şubat'ta bahçeli'nin o konuşmasının üzerinden tam 2 yıl geçmiş olacak ama hala bu sözlükte o espriye pirim veren insanlar var. bununla ilgili (#10375385) numaralı entrye bakılabilir.

hepimiz çok iyi biliyoruz ki sol framedeki kirlilik yüzünden pek çok kaliteli entry hak ettiği değeri göremiyor. bir yazarın diğer yazarların yazı yazamayacağı kadar sıradışı entrysi sol frameden hızla akıp giderken polemik yaratan ve onlarca entry girilen başlıklar uzun süre solda kalıyor. bu sebebple o güzel entry tesadüfen 1-2 artı oy aldığıyla kalırken günün beğenilenlerinde kalitesiz ayar entrylerini görüyoruz. bu durum aralarında benim de bulunduğum pek çok yazarı sözlükten soğutuyor. öyle ya yazdıklarımız ilgi görmüyorsa niye yazalım? bu oylama sıkıntısına dair kendimden çok çarpıcı bir örnek vereyim. yazdığım iki farklı entry özel mesajdan tebrik edilmesine rağmen hiç artı oy almadı. hatta bir tanesi eksilendi. yahu adam özel mesaj yazıp tebrik ediyor fakat pekiyi pek güzel butonuna tıklamaya üşeniyor.

sol framedeki kirliliğin en önemli sebebi yazarların çok fazla entry girme merakı. bir günde 50-60 hatta daha fazla entry giren yazarlar var. bir de marifetmiş gibi bunu taltif eden en çok entry giren yazar istatistiği var. bakıyorsun adamda ne düzgün bir cümle var, ne imla, ne noktalama. bilgi desen o zaten yok. pek çok yazarın her konuda yazmak zorunda olmadığını anlaması gerekli. ama eğer moderasyon kalite değil de tık olarak fazlalık istiyorsa o zaman bize de diyecek bir şey kalmaz.

ben 4 aylık sözlük hayatımda hiç başarısız bulunan bir yazarın silindiğne şahit olmadım. olan varsa beri gelsin. silinen yazarlar genellikle belli bir seviyenin üzerinde olan yazarlar. bu da ister istemez kafalarda soru işareti oluşturuyor. yeni yıla girilmesiyle birlikte çok ihtiyaç varmış gibi sekizinci nesil yazar alımı da başladı ve daha 1 ocak itibariyle sekizinci nesillerin 10'ar entryi tamamlar tamamlamaz yazar olduklarını gördük. bana göre yazar seçimlerindeki yetersizliğe en güzel örnek 100 metre alkollu kosucusu nickli yazarın daha ilk günden silinmesi olmuştur.

sözlüğün acilen bir kalitesiz yazarları temizleme politikasına girmesi gerekmektedir. eğer yetersiz bulurlarsa beni de silebilirler. fakat yukarıda belirttiğim gibi amaç kaliteyi değil tık sayısını artırmak değilse. bu aralar bize şükela butonunu aşındırmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor. tabi bu kadar uzun yazdıktan sonra uzun bir ara vermek şart olur.
kendisine el emeği göz nuru el sanatımı armağan ettiğim,
saatlerimi ayırıp gözlerimi bozmama sebebiyet veren eserimi hediye ettiğim,
fekat kabul etmeyen sözlük.

olsun varsın bu sevda karşılıksız. silinmeden önce şöyle birşeydi;
görsel
allah aşkına şu "oy butonlarının" tıklama problemi giderilsin abi.
oy veresi gelmiyor adamın, sağına soluna denk geliyor tıklamalar butonun ve çalışmıyor işte o şekilde.

millet oy verildi sanıyor tıklandığında ama veriye geçmiyor tam ortasına tıklanmadıkça. küçültün mesela biraz.

edit: bugün fark ettim evet çalışıyor her şekilde artık, çalsın davullar zurnalar!
seviyorum lan burasını. gün itibarıyla rusya büyükelçisine suikast girişimi oldu, adamı konuşma yaparken öldürdüler. sonra berlin'de kamyonla vatandaşın arasına dalıp saldırı gerçekleşti, çok sayıda yaralı ve ölü var. nişantaşın'da patlama sesleri olduğu söyleniyor. orda da çatışma bilgisi var. bazıları 3. dünya savaşı başlangıcı olabilir diye teori üretiyor.

ama ilk göz ağrım olan uludağ sözlüğü açıyorum. gündem; 'seksten daha fazla zevk veren şeyler' başlığı olmuş.
''sıçmaktır'' yazmış adam oraya. ulan alemsiniz tipinizi siktiklerim ya. özlemişim.
kesinlikle oylama özürlüsü oluşum. ya okunmuyor ki oylanmıyor ya da okunuyor oylanmıyor ama oylanmıyor.

ekşi sözlük'te bir başlığın altına "a" yazsanız iyi ya da kötü dakikası geçmeden oylanırsınız. ama malesef bu alışkanlık burada yok. eh, bu da kişinin yazma hevesini de dolaylı yoldan etkiliyor.

okunan ve oylanan bir sözlük olması dilekleriyle.
"adrian lima kürt sevgilisiyle gittiği fenerbahçe-beşiktaş maçında eski sevgilisi galatasaraylı sabri sarıoğlu'yla karşılaşınca gerginlik yaşandı"

sol frame'de gördüğüm kelimelerden oluşturduğum bir cümle. evet sözlük bu.
sicar gibi entry girenlerin boklarina basmadan yurumek icin zeybek oynar gibi gezdigimiz sozluktur. kaliteli yazi ve yazarlar da yok degil ama zor oluyor bulmak bu ishal arkadaslar yuzunden.