Bir film, kitap, hapishane, hastahane veya bir şiir insanın hayatının belli bir kısmını etkileyebilir. Özümü kaybediyorum bazen renkli dünya hayatına aldanıp gidiyorum. Bir film izledim ve hayatım değişti. Bunu yüreklice söyleyebilmeyi ne çok isterdim lakin bir film izledim ve son 1 saatim değişti diyebilirim.
Sabah uyanınca yeniden kötü alışkanlıklarıma devam edeceğim belki ama bir film, kitap, şiir, hastahane veya hapishane...
Bütün bunlar insanın aklını başından alabilecek ve hayatını değiştirebilecek kelimeler.
Yunus emre bizden kaç asır önce yaşamış şair ve hala ismi bilinmekte.
Onun yolundan gitmek için uğraş veren insanlar
insanlık ve sevgi yolunun tozundan faydalanmak ve Yunus Emre'nin adını yaşatmak için kendini onun menziline koyan adsız adanmışlar var dünyamızda.
Şiirleri bin bir mana.
Nasıl oldu da bu ismi unutup kötü bir insana dönüştüm. Özümü her geçen gün kaybediyorum ama derinliğimde bir yerlerde hala Yunus Emre'nin ismi zikredilince pırlayan kıpırtılarım ayakta.
Filmde asıl adı Uğur olan lakin kendisine Yunus diyen bir adamın hikayesi var.
Bugün yatmadan önce Yunus Emre şiirlerine sarılıp yatmak istiyorum.
Yaratılanı hoş görmek Yaratandan ötürüdür demek istiyorum.
Sabah kalkıp kötü yaşamıma devam etmeden önce bir kaç şiire sarılıp huzur bulmak istiyorum.
beynimize, vücudumuza yazık ediyoruz. uykunun en verimli olduğu saatlerde entry girmekle meşgulüz. ama geç yatmak bağımlılık gibi bir şey, bırakılmıyor.
gerçekten çok fakir düşünüyorsunuz. biri çay der biri menemen der. biraz barbekü günlerini, pirzola günlerini düşünün, havyar yediğiniz günleri. yanında şampanya içtiğiniz günleri. ne bu be?
röpteşambır giymiş, fakirler anlamaz izah edeyim. hani siz az fakirler bornoz ( çok fakirler bunu da bilmez ) giyiyorsunuz ya onu ipekten düşünün. kabaca öyle bir şey. neyse. elimde viski yazıyorum. arkadaşlar dolabında toblerone ( fakirler bunu da bilmez) çikolata olan var mı?
fakirlerle iletişim ne kadar zormuş ya.