şahsen uludağ,tamek,dimes,doğanay ve birkaç tane daha limonata markası denemişlik tecrübemle, ilk üç içerisine zorlayarak sokabileceğim limonata markasıdır. bazılarının içine atılan nane ekstratı, bazılarındaki limontuzu oranının abartılması ve bazılarının da içine limon kabuklarının da doğranması sebebiyle her ne kadar doğal ve ev yapımı limonataların yerini tutmasa da favorim doğanay limonatadır. köftehorun acısız şalgamını da severdim eskiden beri. genel anlamda hazır limonataların içine yüzde 10 oranında doğal limon suyu koyarsan olacağı budur zaten. hakiki limonatanın limon suyu oranı en az dörtte bir olmalı ve şekeri de iyi ayarlanmalıdır. büyük büyük dedem, sultan beşinci abdülazizin ibrişimcibaşısının kuzeni olan tokmakçızade halim selim beyin harem dairesinde hanım sultanlar için yaptığı bol buzlu portakal kokteylli meyan limonataları sebebiyle kendisine padişah tarafından takılan üstün saki sunum madalyası, arzu edenlere (bkz: kolleksiyon görmeye meraklı kızlar) büyük bir iftiharla gösterilebilir.
her gün yeni bir özelliğini keşfetmekten zevk aldığım %10 limonlu su. ben bu limonlu suyu bardağıma doldurduktan sonraki süreçte şişenin kapağını kapatıyorum yavaşça, ama bildiğin yavaşça yani. sıkmıyorum kesinlikle. 1 saat sonra açmaya geldiğimdeyse bu garip şişenin kapağı açılmak bilmiyor. buzdolabının soğutucu etkisi olabilir diycem ama o zaman kola şişesinde de aynı olayın vuku bulması gerekirdi. hem de kola şişesinin aile bireyleri tarafından gazı kaçmasın diye daha da sıkı kapatıldığını, iyice sıkıldığını biliyorum. buna rağmen kola şişesi sanki açılmaya gönüllü bir kapağa sahip gibi hemencecik açılıveriyor.
bir ihtimal daha var elbet: aile fertlerinden biri benden hemen sonra gizlice mutfağa girdikten sonra buzdolabını açıp uludağ limonata şişesinin kapağını sıkıyor olabilir. mutfaklara gizli kamera şart oldu bu devirde.
edit: kesin kardeşim olcak haylaz herif yapıyo. bu akşam paylıycam sevgili okurlarım, gelişmeler yine bu başlıkta.
o değil de diye entrye başlamak, yazılan diğer şeyleri önemsizmiş gibi göstermek sefil hayatımdaki şu andakien büyük heyecan.
bunun cam şişeli modeli var ki hayatımda en beğendiğim şişe modeli. dur resmini falan bulursam koyayım da buraya ortam şenlensin. buldum linki koyuyorum sonra şey olmasın.
işbu linkteki şişeye kız olsam veririm değerli okuyanlar. yıllardır özenen bir bireyim nihayetinde böyle şeylere. dizilerde, filmlerde hep böyle şişelerden içtiler biraları, çok özendim be sözlük. biz hep normal ev bardağından içtik her şeyi. en şık kutu kutu kola kutusuydu. ama bu şişe ayrı bir şey.
tadı boktan gelse de bana bu şişeden uludağ limonata bile içerim. itiraf ediyorum sözlük. o kadar özendim ki bu şişeyi ilk aldığım günden beri saklıyorum ve bütün içeceklerimi buna doldurup içiyorum, mınakoydum tezgahın sıvı dökmekten. zira aktarma konusunda çok başarısızım. sonu gelmiyor entrynin.
votkanın öz gardaşı olan içecektir. bu ikisi ruh ikizidir ayırmamak gerekir. etle tırnak gibidirler, ermanla şansal gibi
yazarla klavye gibi birşeydir onlar ayıramazsın. tutuştular bir kere elele ancak ölümle ayrılırlar ki onları içerek öldürebilirsiniz.
bağımlılık yapan içecek. bu sıcaklarda içilmesi bünyeye ferahlık veriyor. kıran kırana geçen ve 1 saatten uzun süren bir basket maçından sonra içildiyse eğer, kişiyi dünyanın en mutlu insanı moduna sokabilir.
etiketli diğer sıvı gıdalar gibi içeriğinde bolca katkı ve kansolojen madde bulunduran ama bunun yanında da çok sempatik bir reklama sahip olan bir içecek türümüzdür ne var ki tadı pek iç açıcı değildir çünkü oldukça şekerlidir ama bunun sayesinde evde denemeler yapıp havuçlu naneli limonatayı keşfettiğim ve patentini uludağ limonata yetkililerine makul bir fiyata satmayı düşündüğüm üründür.