kendisini bolmek isteyen teroristine, ve kurucusu ve kurtaricisina hakaret eden kabadayisina *"devlet statusunde" dokunulmazlik veren yonetime sahip ulke. **
teröristlere karşı yaptığı operasyonu, yine teröristlere, ülkesinin televizyon kanallarından canlı yayınla izleten tek ülke. sonra hukumetin yayin yasagi istemesi kaka olur, pis olur.
bayrak şatışlarını arttıran, ülkeyi refah ve huzurlu hale getirmek için sadece savaş ı öngören, salsanız dağa koyun gibi kapılacak bünyelere sahip, ** sınırları folloş hayat kadını vajinası gibi bir ülke efendim türkiye. dik oraya beton duvarlarını be. dik o zarı artık yeter...
vatan kurtarmak sözlük başından * guttirik protestolardan ibaret olan yer.
ha halisini yapana Allah rahmet eylesin. 3 aylık eğitimle anca o kadar olur.
iç savaşın eşiğinde, dış savaşa da hızla ilerlemekte olan ülke. farklı kökenlerin kültür zenginliği yerine sorun teşkil ettiği, bir türlü tek yumruk olmayı başaramayan bu ülke hızla kutuplaşmaktadır.
adapazarı'nda askere tekrar alınmak için dilekçe verenlere, otobüslere doluşup kerkük türkmen cephesi'ne yardıma giderken aileleri tarafından engellenen gençlere, operasyon yapılır diyerek teskeresini almak istemeyen askerlere sahip ülke.
vatan millet sevgisi had safhada olan vatandaşlara sahip ülke. fakat, madem bu kadar seviyorlar, niye kimse silahını alıp mehmetçiğe katılmıyor, ya da askeralma dairesine uğramıyor, merak ediyorum.
edit: noldu, zorunuza mı gitti? yoksa evden "ordu kuzey ırak'a girmeliydi, çok geç kaldı" diye sipariş vermek daha mı kolay geliyor?
edit2: şu askeralma dairesine başvuru hususuna da bakalım;
67 kişi çok be, yarısı kalsaydı. türkiye nüfusunun tam "bir milyonda biri".
edit3: şöyle bir internet sitelerini gezin. 100 bin kişi bulursunuz vatan millet kurtaran. icraate geçip, orduya katılıp, "gerçekten" yardım etmek isteyen kim var?
taş çatlasa 100 bin kişi.
msn'den "şunu bilmemkaç kişiye gönder" deyince kurtuluyor vatan ama.
o kadar ekonomik sıkıntılara ve krizlere göğüs geren; ancak terörizme artık dayanamayıp sokaklara haklı olarak dökülen canım ülkem, memleketim, vatanım.
2 milyon 708 bin türk ve kürt, evlilik yoluyla, birinci dereceden (çekirdek aile) akrabalık bağı bulunmaktadır,
2 milyon 661 bin türk ve diğer etnik kökenlerden kişilerin, evlilik yoluyla, birinci dereceden (çekirdek aile) akrabalık bağı bulunmaktadır,
353.000 kürt-zaza ve diğer etnik kökenlerden kişilerin, evlilik yoluyla, birinci dereceden (çekirdek aile) akrabalık bağı bulunmaktadır.
Bu akrabalık ilişkileri, Türkiye'nin toplumsal yapısının, beraber yaşayan, birbiriyle evlenen ve ortak kültürler oluşturan farkı farklı grupların birbirine geçen ilişkileriyle oluştuğunu göstermektedir.
benden başka herkesin laf söylediği *, benden başka herkesin yönettiği *, benden başka herkesin verği kaçırdığı *, benden başka askeri şehit olmayan *, benden başka herkesin toprak sahibi olduğu *, benden başka herkesin tarihini eleştirdiği * benden başka herkesin...
canımız, ülkemiz. içinde bulunduğumuz asırda bu satırları yazarken nerede tertemiz kavramlar varsa edepsizlerin bu kavramları kendilerine kalkan yaptığını itiraf etmek istiyorum. işsiz bilim adamlarını, matematikçilerini, mühendislerini bağrında yaşatan candan ötem, canım ülkem. Ne yunan'ın megola ideası, ne ırakta oluşan kürt devleti ne de bir taraftan dünyayı sömürürken demokrasi ve barıştan söz eden batıyı tehlike olarak görüyorum bu ülke için. bu ülke için potansiyel tehlike çeşitli dernek ve vakıflar altında örgütlenmiş olan kendi vatandaşlarıdır. her bir bireye farklı etiket yapıştırarak, asırlardır özümüzde yaşayan değerleri kirleterek devletimin vatandaşımın parasını kokteyllerde ve toplantı salonlarının yanar söner ışıkları altında tıkınan kendi evlatlarıdır. insan hakları, düşünce dernekleri, sendikalar amaçsız kuruluşlar olmaktan çıkmalıdır. son temennimiz cumhuriyetimize dokunulmamasıdır.
özlenmesinin ve sevilmesinin tek nedeninin ailenin hep burada olmasından kaynaklanır. yoksa her şey o kadar çarpıktır ki arkanıza bakmadan kaçmanız icap eder.
Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Gürcistan, Honduras, Irak, Litvanya, Filistin, Tanzanya, Zambiya, Botswana, Mauritus, Afganistan, Çek Cumhuriyeti, Arnavutluk ve Letonya'nın bulunduğu toplantıya "demokrasi ortağı" sıfatıyla bu ülkelerle aynı düzeyde, abd tarafından davet edilen bahtsız ülkem.
türkiye bu toplantıya en üst düzeyde -başbakan- katılmıştır. demek ki, ayak ayak üstüne atarak dik duruş gösterilmiyor, demek ki, ayak ayak üstüne atmak, acizliği gidermiyor.
tayyip erdoğan'ın ısrarla tekrar ettiği "medeniyyet" demek böyle bir toplantıda bulunmak demekti herhalde...
tabi işin başka tarafı da var, başbakanın çok sevgili dostu bush, kendisine randevu vermediğinden belki bir göz teması sağlamak istemiştir kendisi.