türkiye ye nükleer santral kurulması

entry108 galeri5
    51.
  1. karşı çıkılması için bir milyon bahane bulunsa bu bahaneler içine çernobil'in katılamayacağı projedir. Çernobil faciasından bahşedenlerden kaçı bu olayın nasıl olduğu hakkında bir şeyler okumuş acaba? Ben söyleyeyim: hiçbirisi. Çernobil bir kapasite testi sırasında, tüm uyarı sistemleri kırmızı alarm verirken ve mühendislerin tüm uyarılarına rağmen teste devam edilmesi sonucu patlamıştır. Nükleer santraller ancak patlaması için zorlarsanız patlar.
    0 ...
  2. 52.
  3. acilen vazgeçilmesi gereken plandır. çünkü; her şeyin başında temiz enerji olarak ortaya sürülen bu santral kurulurken kullanılacak olan binlerce ton çimentonun yapımında açığa çıkan çevre kirliliğini halının altına süpürerek çözülemeyecektir? hadi çimento işini hallettik diyelim, enerji üretimi sırasında ortaya çıkacak nükleer çöpleri geri dönmüşüm kutusuna atıp sonra da sağ tıklayarak çöpü boşalt deyince o çöpler yok olamayacaklardır. hatta bir adım daha öteye gidersek, santrali soğutmak için kullanılması düşünülen deniz suyu sıcaklığı yazın ortalama olarak 26-28 derece sıcaklıktadır, bu su ile kim neyi soğutabilecektir diye sorulmalıdır!
    0 ...
  4. 53.
  5. karşı karşıya kalacağımız tehlikeler düşünüldüğünde yapılmaması gereken ve bir an önce vazgeçilmesi gereken eylemdir. varsın olsun biz daha az enerji harcayalım ama topraklarımız, doğamız zarar görmesin, yaşacak bir ülkemiz olsun, insanlarımız yaşasın.
    0 ...
  6. 54.
  7. hiç bir zaman abd abinin izin vermeyeceği santraldir.
    1 ...
  8. 55.
  9. tükiye'nin; teknolojik olarak, teknik olarak, bilgi olarak, konum olarak, alt yapı olarak, deneyim olarak, yapı olarak, işlevsel olarak, denetim olarak, müdahale gücü olarak, destek kuvvet olarak, ekonomik olarak hazır olmadığı kurulumdur. "radyoaktif çay daha lezzetlidir" diyen başbakanımız *, "radyasyon kemiklere yararlıdır" diyen cumhurbaşkanımız * ve elektrondan hızlı koşacağına inanan halkımız var bizim.
    1 ...
  10. 56.
  11. elektrik enerjisi, tüm sektörler ve insan yaşamı için vazgeçilemeyecek bir gereksinim olduğuna göre önemli olan, nükleer santralin yapımında kullanılacak teknoloji seçimi ve konuşlandırılacağı alanın; deprem, sel baskını, tsunami, kasırga gibi doğal tehditlerden olabildiğince uzak olmasıdır.
    2 ...
  12. 57.
  13. tertemiz alternatifleri:
    -üç tarafı denizlerle çevrili: dalga enerjisi.
    -rüzgar potansiyeli en yüksek ülkeler arasında: rüzgar enerjisi.
    -ekvatora yakın konumda: güneş enerisi.
    1 ...
  14. 58.
  15. Türkiyede nükleer santral varolması bir zorunluluktur. Nükleer santral yapımında karşı çıkılacak tek nokta, bu santralin başkalarına yaptırılmasıdır.

    Nükleer enerji, ülkemizde atıl olan ve sürekli başka ülkelerce çalınan uranyum madenlerinin aktif şekilde kullanılmasını sağlar. Askerin nükleer savaş halinde kullanacağı bombaları, silahları yapması için gereklidir. Elektrik maliyetlerinin düşürülmesi için gereklidir.

    Bor mineralinin kullanılabilmesi ve işlenmesi için gereklidir.

    Rüzgar enerjisi, verimliliği ve fiyatı nükleer enerji ile karşılaştırılamayacak alternatif bir yöntemdir.

    Termik santraller, kömüre tapan ülkemizce anlaşıldığı üzere de, yine verimliliği nükleer santrale göre düşük, ve zamanaşımı yine nükleerden daha hızlı olan bir santraldir.

    Güneş enerjisi, zararları açısından nükleerden daha kötü, zamanaşımı hızlı ve maliyetli bir sistemidr.

    Bu memlekette nükleere niye karşı çıkıyorsunuz? Patlar da insanlar zehirlenir argümanı ne kadar geçerlidir? Arkadaşım etrafımızdaki gelişmekte olan olmayan bütün ülkelerde, Ermenistan, Gürcistan, Yunanistan dahil dibimizde envai yaşlılıklarda nükleer santral var. Misal yunanistanda patlasa, bütün ege kıyıları zaten zehirlenecek. Akkuyunnun patlamasından bile daha zararlı olacak.

    Şimdi bu gerçekler varken bu neyin argümanıdır?

    Nükleer konusunda karşı çıkılabilecek en önemli nokta yabancılara yaptırılmasıdır. Ülkemizdeki bu denli önemli bir enerji merkezinin komutasının yabancılara verilmesi büyük hatadır. Hoş telekomdan, bankalara, su yataklarına kadar herşey yabancılarda zaten.
    2 ...
  16. 59.
  17. Türkiye'nin gelişmesinde büyük bir adım olur.Bilindiği gibi bütün gelişmiş ülkelerde nükleer santral var.
    0 ...
  18. 60.
  19. bazıları için son derece gerekli olan durum...

    ama bir laf vardır,
    "ben sana balık vermiyorum, balık tutmayı öğretiyorum" derler ya hani...

    nükleer enerjinin de durumu ülkemiz için aynı.

    çok mu gerekli?

    hayır.
    türkiye için hiç de gerekli değil, şayet gerekli olsa tartışılabilir.

    şimdi ben size yenilenebilir enerji kaynakları vesaire safsataları ile konuşmayacağım.
    rakamları konuşturup biraz matematik jimnastiği yapacağız...

    dünyada gelişmişliğin en önemli göstergesi nedir?
    -kişi başına düşen kilovatsaat cinsinden elektrik tüketimi...

    bu rakam halihazırda türkiye için 2238 kws'dir. (kaynek: dünya bankası gelişmişlik endeksi)

    bu rakamın içerisinde evlerimizde aydınlanmak için kullandığımız lambalardan tutun da buzdolabı, televizyon, fırın gibi eşyaların elektrik tüketimi, ayrıca sanayide kullanılan elektriğin nüfusa bölünmesi ile elde edilmiş bir veridir.

    peki, sinop ve mersin-akkuyu'da kurulması düşünülen nükleer santrallerin üretim kapasitesi ne olacak?
    türkiye'nin enerji sarfiyatının sadece yüzde 10'u...

    yani,
    2011 şubat ayında 17 milyar 730 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi üretmişiz.
    kurulacak nükleer santrallerde ise bunun sadece yüzde 10'u olan 1,7 milyar kws enerji üretebileceğiz.

    üstelik,
    devlet bugün doğalgaz çevrim santrallerinden aldığı elektriği akkuyu ve sinop'u işletecek olan rus'lardan yüzde 10 daha pahalıya alacak.
    yani elektrik enerjisinde bir ucuzlama olmayacak...

    ülkemizde elektrik sarfiyatı yıllar geçtikçe artıyor.
    azaltmak elimizde.
    tabii bunu azaltalım derken elektrik kullanmayalım demiyorum...tasarruf edelim diyorum...

    hidroelektrik santrallerin kapasiteleri düşürülerek, linyit santralleri durdurularak doğalgaz yakarak enerji üretiyoruz. ki bu durumu eüaş'de kabul ediyor;
    "Üretimin 5 milyar 344,4 milyon kWh'sı Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) santrallerinden (kamuya ait santraller), 1 milyar 645,4 milyon kWh'sı EÜAŞ'ye bağlı ortaklıklardan, 386,6 milyon kWh'sı işletme hakkı devri santrallerinden, 991,8 milyon kWh'sı otoprodüktörlerden, 3 milyar 822,2 milyon kWh'sı yap-işlet santrallerinden, 1 milyar 111,4 milyon kWh'sı yap-işlet-devret santrallerinden, 4 milyar 289,4 milyon kWh'sı da serbest üretim şirketleri tarafından gerçekleştirildi.
    hidrolik santrallerden üretim yüzde 36,2 oranında azaldı."

    neden?
    türkiye'yi yönetenlerin imzaladığı doğalgaz alım anlaşmaları sebebi ile...
    bunu da geçtim.
    hadi kabul yine doğalgaz yakarak enerji üretelim, ama tasarruf edelim.

    bakınız dünya aydınlatmada led teknolojisine geçiyor, teşvikler var...
    biz ise hala "edison" ampul kullanıyoruz.
    acaba akp'nin sembolü olduğu için mi vazgeçmiyoruz bundan?

    dünyanın kullandığı led teknolojisine geçmek aydınlanmada 4 misline kadar tasarruf sağlıyor.

    bugün alelade bir evin aydınlatma gideri 40 tl ise 10 tl'ye kadar düşüyor...
    bunu bir de caddelere, devlet dairelerine, fabrikalara yaydığımızda elde edilecek tasarruf miktarı korkunç rakamlara ulaşıyor.

    şayet bu gün türkiye'nin tamamı aydınlatmada led teknolojisine geçse enerji sarfiyatımız yüzde 30 düşecektir.
    yani 6 tane nükleer santrale eşdeğer bir rakam bu...
    6 nükleer santral bir yana, elde edilecek bu tasarruf ile doğalgaz çevrim santrallerinden elde edilen elektrik enerjisinde de yüzde 25'lik bir tasarruf sözkonusu. yani santrallerde yüzde 25 daha az doğalgaz sarfiyatı olması mümkün.

    bu yatırımın maliyeti ise nükleer santral maliyeti ile eşdeğer...

    led teknolojisinin faydaları sadece tasarrufla da sınırlı değil.
    bu iş son derece de hümanital ayrıca...

    şöyle ki,
    led teknolojisine geçerek hem nükleer tehlikeden kurtulacağız, hem de organik aydınlanma(!) yaşayacağız...

    organik aydınlanma mı?
    evet, bildiğin organik...bugün evlerimizde kullandığımız her nevi elektrikli cihaz belli bir manyetik alan yaratıyor.
    evleri geçtim, alışveriş merkezlerinde gezenlerin en önemli sıkıntısı bu...manyetik alan ve manyetik alanın neden olduğu baş ağrısı, halsizlik gibi semptomlar.
    ve led teknolojisinde manyetik alan "sıfır"...
    yani led teknolojisi son derece organik.

    lakin bu teknolojide en önemli pazar payı uzakdoğu ülkelerine ait. bu teknoloji bu ülkelerde son derece ucuz. ama teknolojiyi türkiye'ye transfer etmek, üretim ayağını türkiye'ye kaydırmak gerek.
    şayet led teknolojisi ile türkiye'de üretim yapılırsa ithalat maliyetleri de 10'da 1 oranına kadar düşebilir, bu da işletme maliyetini günümüz rakamlarına göre neredeyse tamamen azaltabilir...

    siyasilerimiz gidip ampul ithalatı yapacağına, teknoloji transferi yapmış olsaydı günümüzde bunları konuşmuyor olacaktık.

    evet gerçek olan sadece rakamlardır.
    tasarruf oranları yukarıda.
    bir diğer önemli gerçeğimiz olan kaçak elektrik kullanım oranını da sıfıra indirgediğimizde türkiye cumhuriyeti'nin şu an itibariyle hiçbir şekilde nükleer santrale ihtiyacı olmadığı gayet açık ve net.

    6 adet nükleer santral kurmak mı kolay, yoksa led teknolojisine geçmek mi?

    tabii tüm bunlar göz önüne alındığında türkiye'nin enerji politikasını kollektif bir şekilde değerlendirmek, sorgulamak gerekli...
    elektriğimizin yüzde 65'ini bizde olmayan doğalgaz ile elde ediyoruz. yani çoğunlukla dışa bağlıyız.
    yine ithal doğalgazdan elektrik üreteceğiz derken hidroelektrik santrallerimizin kapasitelerini neredeyse yarı yarıya düşürüyor, bir yandan da yeni hidroelektrik santraller yapmak için doğayı katlediyoruz.
    yüzde 20'lere varan kaçak elektrik kullanımını önlemek yerine nükleer santraller inşa etmeye çalışıyor, memleketimizi adeta ateşe atıyoruz.

    tüm bunlar yok sayılırsa nükleer enerjinin varlığı kabul edilebilir bu ülkede...
    yani,
    elimizden gelen tasarrufu yapalım, kaçak elektrik kullanımını önleyelim, mevcut hidroelektrik ve termik santrallerimizi tam kapasitede çalıştıralım...
    işte o zaman da enerji açığımız olursa nükleer santrali gelin benim evin içine kurun isterseniz. hatta her eve bir nükleer reaktör yerleştirin.

    ama şu durumda ve rakamlar ortadayken türkiye gibi bir ülkede nükleer santral kurulmasını konuşmak cahilliktir, vatana ihanettir, tembelliktir...

    ışık ile kalın...
    8 ...
  20. 61.
  21. yapılmasında çok geç kaldığımız tesis. Nihat doğan gibi "ben kendi elektriğimi kendim üretirim" diyen arkadaşlara lafım yok .
    1 ...
  22. 62.
  23. Bazı yazarların yorumlarını okuyup yok artık siz nasıl bireylersiniz dediğim konu. Rüzgar panellerinin bedavaya üreteceği enerjiyi patlamaya hazır bir bombanın üzerine oturarak gerçekleştirmeye çalışacakları skandal!
    0 ...
  24. 63.
  25. Bir tane ülke adı söylenebilsin ki gelişmiş olarak nitelendirilip Nükleer santrali olmasın. O sebeple şahsi kanaatim nükleer santrale sahip olmak bir gelişmişlik sembolüdür( tabi ki ondan önce daha bir sürü şey var ). bu ülke coğrafi keşiflerde dünyanın gerisinde kaldı, sanayi devriminde dünyanın gerisinde kaldı, nükleer konusunda da geride kaldı fakat, en azından nükleerin önemi devam etmekte ve çağı yakalama şansı bulunmakta. hal böyle iken ülkeye nükleer sanral yapılması gayet gereklidir.
    0 ...
  26. 64.
  27. çaykara da hes patladı. tarım alanları yok oldu, evler çökme riski altında. yatağan da termik santral patladı, 1 işçi yaralandı. nükleer enerji bunlardan daha da tehlikeli bir enerji kaynağı. yarın öbürgün patlarsa daha kötü sonuçları olur. japonya nın hali ortada. o yüzden yol yakınken bu işten vazgeçilmelidir.
    2 ...
  28. 65.
  29. 66.
  30. 12 eylül 1980 de işveç-finlandiye konsorsiyumuyla anlaşmaya varlıp dönemin enerji ve tabii kaynaklar bakanı esat kıratlıoğlu sözleşmeyi başbakan süleyman demirelin onayına sunmayı hazırlanırken darbe olup proje rafa kalkmış:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/404303/+
    1 ...
  31. 67.
  32. türkiye ilk olarak 1956 ylında (57 yıl önce) nükleer santral için ilk incelemeyi başlatmış. siyasi kaoslar nedeniyle sürekli ertelenmiş, 1972 yılında akkuyuda karar kılınmış ancak uygulanamamış. proje 1980 yılında yine gündeme gelmiş.önceki girimde yazdığım gibi proje darbe nedeniyle sekteye uğramış.
    0 ...
  33. 68.
  34. Günümüzde, yönetimi, denetimi ve düzenlenmesi en kolay madenlerden biri olan kömür madenlerinde bile hala patlamalar yaşanan,245 kişinin öldüğü ülkemizde, birde Nükleer santral açılırsa ne olacak çok merak ediyorum. Açıldıktan bir iki ay sonra oda patlar heralde, nüfusu sıfırlarız artık.
    0 ...
  35. 69.
  36. hiçbir şey olmazdı. olası bir nükleer sızıntıdan sonra bile tayyip suçu yine cehape zihniyetine atardı.

    aziz kardeşlerim biliyorsunuz onca ısrarımıza rağmen bu cehape bize zorla nükleer tesis açtırttı falan derdi.
    3 ...
  37. 70.
  38. Maden ocağını doğru dürüst işletemeyen bu ülke bir de nükleer santral mi yapacak? Boşversenize siz...
    1 ...
  39. 71.
  40. Gerçekleşme aşamasında olandır.
    Bir nükleer santralden kazandığın enerji onlarca termik santrale bedel. Termik santrallerde de genellikle kömür yakıldığı düşünülecek olursa kömür ihtiyacını da düşürmüş olacak.
    Denetim konusunda herkes hemfikir. bir nükleer santral ve buna bağlı olarak yüz binlerce vatandaşın sağlığı söz konusu. Ancak bir de şu taraftan düşün: senin komşun olan ermenistan'ın da nükleer santrali var ve sınıra yakın bir noktada. Orada olası bir patlamada sadece ermeniler mi zarar görecek? Sınırda bekleyecek mi o radyasyon? Ermenistan sınırdaki nükleer santralinden bütün ülkeye elektrik pompalarken bizimkiler de "aman biz kurmayalım sonra patlar falan mazallah" derdinde.
    0 ...
  41. 72.
  42. şimdiden söylüyorum, patlamazsa iyi... çünkü yönetici zihniyeti şu: "güvenlikte üç beş eksik olsun, bir şey olmaz. allah korur"
    soma'da gördük...
    2 ...
  43. 73.
  44. Karşı olduğum santral. Bi o kaldı zehirlemeyen o da olsun tam olsun her şeyi yok edelim.
    3 ...
  45. 74.
  46. Patlasa da sorun değil zira hükümet olaya ilişkin medyaya yayın yasağı getirir, halk da 3 güne unutur zaten.

    Hem bütün güvenlik önlemleri alınmış, eldiven ve bone takmayan giremeyecekmiş santrale. Tamam yani...
    3 ...
  47. 75.
  48. Dünyanın her yerinde olduğu kadar riskli ve gerekliliği bulunan eylem.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük