kesinlikle ben değilimdir. kolay mı 28 sene olmuş? ben daha 20 yaşındayım. ama küçüklüğümden beri sarıya ve laciverte karşı büyük bir sevgiyle bağlıyım. doğrudur, türkiye kupasını görmedim bile. tabi takımlarını sırf kupa aldıkları için ya da şampiyon oldukları için tutan kişilere çok garip hatta komik bile gelebilir bu. ama fenerbahçe sevgisi kupa ve şampiyonluk ile ölçülemez. siz kendi takımlarınıza olan sevginizi ölçebilirsiniz ama biz ölçemiyoruz. illa kupa sevdamız olsaydı birçokları gibi sırf uefa kupasını aldı diye galatasaralı olurduk biz de. ama biz fenerbahçe ruhuna aşığız. daha 28 yıl kupa görmesek de bu hiçbir şeyi değiştirmez. çünkü fenerbahçeli olmak bambaşkadır. onun sevgisi hiçbir kupa ya da şampiyonlukla ölçülemez. doğuştan gelir, ölene kadar da bu gururu yaşarsınız. bu da fenerbahçemizle dalga geçmeye çalışanlara gelsin:
--spoiler--
sarı lacivert rengimiz
fenerbahçem her şeyimiz
hiçbir şeye değişmeyiz
çünkü fenerbahçeliyiz
--spoiler--
fenerbahçelilerde savunma mekanizmasının oluşmasına neden olan hazmetmesi derbi mağlubiyetinden çok daha zor olan beceriksiz bir klübün futbolcularıdır.
tüm fenerliler haklı ve eze eze aldığı galibiyetin verdiği huzurla mışıl mışıl uyurken, gözüne uyku girmeyen bjk taraftarı,kendi uykusu gelmediğinden boş bulduğu sözlükte egosunu tatmin etmektedir an itibariyle.
tamam lan karışmıyoruz bak, alın gece gece kullanın sözlüğü.
ama yarın fenerli arkadaşlarınızdan uzak durun ki, aynı kemiği aynı yerden kırmasınlar.
kastedileni anlamış olsak da, yanlış ifade edilmiş fenerbahçelilerdir. türkiye kupası'nı her sene oynanan final maçında, televizyonda görüyoruz, kazanan takımın kaptanının ellerinde yükselirken, ama alamıyoruz işte. (bkz: almakla görmek arasındaki fark) **