bugün

turkiye'de, mazotun 1 ytl olmasiyla birlikte sabaha karsi 3'te * * yakilacak olan kiliselerin acilmis olduguna yonelik bir iddadir.

ayrica akillara "acilsa ne olur?", "turkiye de din ozgurlugu yok mudur?", "turkiyede bulunan herkes musluman olmak zorunda midir?" sorusunu sordurtan bir olaydir.

ek:
dahasi, bu tarz sasirtici, kucuk dusurucu, kabul gorulmeyen dini konularda yapilan her idda siz sevgili musluman'lari dinci terorist statusune sokmaz mi?
birak acilsin ne olacak, sen dinden mi cikacaksin ki?
eskişehir' de de onlarca kilise vardır ve hristiyanların sayısı tahminimce bu kadar yüksek değildir. düşünün onlarca kilise..
neye hizmet ediyorlar, öğrenmek lazım.
soros tarzı bir şey olmadıklarını, inanç özgürlüğü namına hareket ettiklerini düşünmek biraz zor.
haydar baş' ı da hiç sevmem ama bir yerden dediğini irdelemek lazım.
il başına 500 kilise eder ki, avrupa da bu oranı yakalayabilmek meseledir kanımca..
Türkiye'de 353 kişiye bir cami, 60 bin kişiye ise 1 hastane düşüyor. Kadrolu 21 bin doktora karşılık 66 bin imam çalışıyor.
- 1 milyon sinagog, 5 milyon da taoist tapınağı var ayrıca

- gaffar abi iyi misin ?

- değilim hamza... şuraya uzanıyım ben biraz.

- bence de abi...
türkiye de kaç kilise olduğu ya da müslümanlık dışındaki dinlerin ibadethane sayılarının fazla olduğu sorgulanarak, insanımızın ebeveynlerinin dahil olduğu dini öğrenme ve hayatına tatbik konusunda problem yaşaması konusu sorun olarak lanse edilmeye çalışılmış fakat yanlış hedef gösterilerek, yanlış yere işaret edilmiştir.
dünyanın herhangi bir yerinde insanların ibadet etmeleri için kilise, havra, sinagog, cami, ve benzeri ibadethaneler olması kadar normal birşey olamaz.
artık devletlerin bu işlerden elini çekmesi, vatandaşların da kendileri dışındaki insanların dini durumlarını sorgulamaktan vazgeçmeleri gerektiği gayet olağan ve gerekli bir tespittir.
kiliselerin sayılarının çoğalması, devlet ve ülke nezdinde sorgulanmamalıdır.
sorgulayacağımız tek şey, dinimizi ne kadar iyi yaşadığımız olmalıdır.
birileri sizin yaşayarak gayet rahat tanıtacağınız dininiz yerine misyonerlik faaliyetleri ile kendi dinlerini tanıtıyorlarsa ve bu tanıtım sonucunda da taraftar kazanıyorlarsa hatayı kendimizde aramamız gerekir.
kaldı ki ülkemize her yıl milyonlarca turist geldiği ve bu turistlerin ağırlıklı bir bölümünün hristiyan olduğu, dolayısıyla da bir haftalığına bile ülkemize gelmiş olsalar da ibadet haklarının olduğu hesaba katıldığında, aslında kilise sayısının çoğalması ile misyonerlik faaliyetlerinin bağlantısı olmayabiliri de düşünmek gerekir.
bir yandan inanç özgürlüğü kavgası verip, bir yandan da birilerinin inançlarını özgürce yaşamalarına olanak saglıyacak yapılanmaları redderek, özgürlük karşıtı bir tavır sergilemek, insanın kendisi ile çelişmesinden başka birşey olmasa gerek.
sadece bana özgürlük diyen insan, özgürlük adına değil, kendi varlıksal egosunu tatminden başka birşey yapmıyor demektir.
özgürlüklerimizi olağan kılan sınırsız özgürlüğe açık olamadıktan sonra, özgürlük için savaştığımızı iddia etmeyelim lütfen.
hepsinin papazı var mı sorusunu akıla getirir. çorum`da da var kilise ama papazı yok sonuçta.
konu din, inanc özgürlügü ise,insan haklari,fikir inanc özgürlügü savunucusu Avrupa da cami acmak neden yasaktir.inanc özgürlügü türkiyede birkac bini gecmeyen hiriytiyana serbest iken, 20 milyonu askin müslümanin yasadigi Avrupada neden camilerin acilmasi yasaklanmistir.
bağnaz ulusalcıların din elden gidiyor probagandası.
(bkz: zirve yayınevi katliamı)