özellikle de dedeler ve babalar yapar. bide yine her önüne gelen de yapar. en çok da araba devrildiği zaman yaparlar * çünkü araba devrilince yol gösteren çok olur.
--spoiler--
danışan dağlar aşmış danışmayan düz yolda şaşmış.
"bin de bilsen, bir bilene danış.
Yola bilenle giden yorulmaz.
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp.
Soran yanılmamış.
Kırlangıç bir zararsız kuş; git Yemen iline danış.
Yolu sormak, kaybolmaktan iyidir.
Sora sora Bağdat bulunur.
Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi.
Bir senden büyüğün, bir de senden küçüğün sözünü dinle.
Bekâr gözüyle kız alınmaz. (tercübe sahibi bilir)
teker kırılınca yol gösteren çok olur.
eskiden danışma kültürü vardı. kim, hangi konuda kime neyi danışancağını bilirdi. şimdi ağzı olan konuşuyor. cahiller herbokolog olmuş. aklına esen öğüt veriyor. çoğu da cahil. bişey bildiği yok. evet..
ücret ödemeden alınan aklın, ücretsiz olan diğer tüm ürünler gibi değersiz olarak algılanması nedeniyle beğenilmeyen kültürdür. avukattan veya danışmanlık firmalarından para vererek akıl (tavsiyeler) almak sorun değildir ama bir dosttan akıl/tavsiye dinlemek sorundur. "akıl verme, para ver. akıl bende de var" anlayışı, kendini çok beğenmenin ve kendine çok güvenmenin bir tezahürüdür. oysa herkesten tavsiye alıp süzgeçten geçirmek ve sonucunda aklının yattığını yapmak en sağlıklısıdır. buna islami literatürde "istişare" denir.