buram buram keyif kokan, kaşıklayıp cezveye atmadan önce kokusu ciğerlerin en derinine kadar çekilen, yanında çikolatanın muhabbeti tatlandırdığı, ağır ağır piştikçe güzelliği artan, hiçbir içeceğin duruşuna ulaşamayacağı asilzâde.
sade, orta ve şekerli olmak üzre üç şekilden oluşan kahvedir. ancak damla sakızlı kahve çikolatalı kahve olarak da piyasaya sürülmesi pek hoş değildir. kahveyi yaparsın yanında da çikolata verirsin o ayrı..
tahtakalede daha sokağın başındayken sarar insanı kokusu, mehmet efendinin o eşsiz türk kahvesinin. içine çekince burnunu yakar sanki ama başka bi acıdır burunda bıraktığı. bakır cezvede pişireceğin anı hayal etmeye başlarsın. -hoş cezve bakır olmasa nolur- elde etmek için sıraya girilen tek kahvedir. paketi elinize aldığınızda o mistik koku bütünler sizi türklüğünüzle, göğsünüzü gere gere alirsiniz. şöyle köpürte köpürte pişirirsiniz, balkondaki soğuğa aldırmadan -içinizi ısıtacağını bildiğiniz için- bi sigara yakarsınız yanında. telvesinin damağınızda bıraktığı burukluk gülümsetir. ve türk olduğunuz bir kere daha şükredersiniz. türk kahvesi bir dosttur, kendinize bile hatrınız kalır.
kız isteme olayının temel taşı, keyifli anların tadı, bazen de umudun, dileklerin üstünden oynandığıdır.
daha güzel anlatması için şu yeterlidir sanırım;
--spoiler--
her kahve aynı tadı taşımaz... nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona gore degişir...
sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü, en sevdiğin dostun ağlarken içtigin kahvenin tadı kederlidir... kahve telvesine yüreginin acısı karışır.
bir pazar öğle sonrası annenin "hadi bir kahve yap da içelim" dediği kahve huzurludur... köpükler annenin göz bebeklerine yansır... dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir...
bir gece vakti zil zurna sarhoş birinin içtiği kahve düşülen kuyudan çıkma cabasıdır... koyu kıvamlı kahverengi bir ipe tutunur çıkarsın ... çıktığın an uyuyakalırsın... ferahlıktır!!!
dostlarla içilen kahve neşedir... kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer...
tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve yalnızlıktır... acıdır tadı... ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır...
baban için yaptığın kahve sevgi doludur... çay bardağında, az şekerli...kahve gibi görünmez sana... ama sıcaktır dumanı tüter ve kokusu büyülüdür...
beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve baskadır... isıtır insanın içini...
yorgun olduğunda içtigin kahve hafifletir seni... kendine getirir, unutturur günün ağırlığını...
kahve aynı kahvedir belki... köpüğüyle, rengiyle, dumanıyla aynı kahvedir ama icilen kahveler ruhunun süzgecinden geçer ve tadlari degişir...
gerek tadı olsun gerek kokusu olsun yanında bir de sigarası olsun hayatın anlamıdır dediğim içecek.en az yumurtayla sucuk gibi ayrılmaz bir ikilidir türk kahvesi ve sigara.
Yaşanılan Kırım savaşı, rus savaşı, balkan savaşları, 1. dünya savaşı ve nihayet 2.dünya savaşı nedeniyle kahve miktarı gün geçtikçe azalmak zorunda kalmış ve zamanla kıvamı tutturmak için su miktarı da azalan 2 "hüpte" içilip bitirilen ve haz kısmı dipteki fallara kalmış kafeinli, fincanlı içecek. Sıvı ve katı kısmında mecburen yapılmış bu kısıtlama nedeniyle içen insan ikram edene ziyade olsun diyerek umutsuz bir temennide bulunur.
Şeker miktarı opsiyonel olup yine aynı imkansızlıklardan dolayı şekerli içen kimse ayıplanır. Kalabalıkta orta şekerli içmek kibarlık göstergesidir. böylelikle kahve yapan kişiye ilave zahmet verilmez. bu yönüyle asildir. Kişinin başkası için kendi zevklerinden vazgeçme gösterisidir, nefis terbiyesidir bir yanıyla.
Köpüklü olmalıdır. Köpüğün üretiliş şekli kişi karakteriyle ilgilidir. karıştır, dök, karıştır sistemiyle elde edilebileceği gibi tükrük ile de elde edilebilir. Emek ve iğrençlik arasındaki ince çizginin görüldüğü öenemli eylemlerden birdir bu.
Kız istemelerde törenin en önemli parçasıdır. Oğlanın kahvesine tuz atılarak içirilme alışkanlığı "işte dostum evlilik bu, kahve bile tuzlu sen bir de menemenleri düşün bundan sonra" mesajını vermektedir. Üstelik er kişinin ben az tuzlu yok efendim orta tuzlu deme hakkı bile yoktur. Ta yemenden gelen içeceğin bile hatun kişi tarafından er kişiye bu şekilde hazırlanışı "beni böyle sev seveceksen, olduğum gibi göreceksen" mesajından ziyade "bu içtiğin bir fincan kahve ile sana gürültülü patırtılı kırk yıl vadediyorum" mesajını vermektedir. Böyleikle aşkın şarabının kekremsi tadı yerini yeni bir tada bırakmaktadır.