Bir gün önce tamamen deneysel olarak şöyle kahve yaptım:
önce fokurdayana kadar suyu kaynattım. sonra ocağın altını kısarak kahveyi attım.
kahve gerçekten köpüklü güzel bir kahveye dönüştü. Bu sırada şekeri de ekledim. Ancak sanırım bu yaptığım yanlıştı. Şekeri karıştırırken köpüğü gitti. Şekeri cezvenin içine koymak yerine fincanların içine koymalıydım. Kahvenin sıcaklığı ile erir giderdi zaten. Neyse... Kısık ateşte biraz daha bekledikten sonra ocaktan aldım. Kahve fena değildi. Şekeri de fincana koysam sanırım daha iyi olacaktı. O da bir dahaki denemeye....
Edit. Şekeri fincana da koydum. Ancak fincanda dipte kalıyormuş. Ben de fincanda karıştırdım galiba. Şekeri su ile kaynatıp, kahveyi üzerine atmam da tavsiye edildi.* Sanırım öyle daha mantıklı olacak.
Size daha köpüklü bir türk kahvesi deneyimi için küçük bir tiyo (ya da tüyo muydu o ya) vereceğim. Bakın şimdi cezveye suyu koyduk, ocağı orta-kısık derecede açtık, hemen içine kahvemizi ve konacaksa şekerimizi ekledik. Sonra bir kaşıkla tüm hepsini hızlıca karıştıracaksınız, ta ki tüm malzemeler homojen hale gelene kadar.
Sonracığıma, biraz sonra kahvenin çevresi/cezveye değen kısımları kabarmış olacak, tam öyleyken cezvedeki karışımın yarısını bardağa dökün ve cezveyi yeniden ocağa koyun. Daha sonra biraz daha bekleyin ve kahve tam kabarıp taşmadan önce ocağı kapatıp geri kalan kahveyi de bardağa boşaltın ve hazır. Böyle daha köpüklü oluyor, teyzemden bana geçen bir bilgi bu.
Günlük düzenli Filtre kahveye içmeye alıştıktan sonra Ağza yapışan parçaları ile bu nedir ya ben ne içtim dedirtiyor, arada nostalji için manzara eşliğinde içilebilir.
Bir ara halsizlik, uyku hali ve baş ağrısı başladı. Diyabet zannettim. O parmağa iğne batırıyorlar ya, yemedi. Birkaç kez elimi tuttukları an çığlık atıyorum diye ölçüm yaptıramadım. Spor ve sağlıklı beslenme ile durumu kendimce çözmeye çalıştım. Ara ara hâlâ uyukluyorum ve halsizlik yüzünden sıkıntı yaşıyorum diye o parmağa o iğneyi sokturdum. Normaldi her şey. Her seferinde normal görününce anladım Ki kafein bağımlılığı yüzünden yaşanıyor bunlar. Kahveyi korkunç bir baş ağrısı yaşasam bile bir süre sonra bıraktım, tüm belirtiler geçti.
O günden beri kahve içenlere dikkat ediyorum, hepsi bağımlı. Bir bardak türk kahvesi ile başlıyorlar, bir noktadan sonra 4-5 bardağa çıkıyor. O toz karışımından en az 3 içiliyor falan. Aylar sonra bir bardak kahve içeyim dedim, çamuru yalasam daha iyi diye düşündüm. tadı güzel bile değilmiş.
Bu kahveleri güzel bulmak bağımlılık belirtisi olabiliyor yani. Bence dikkat etmek lazım.
Damla sakızlı versiyonu çok güzeldir. Cezvede pişirilir. Kalabalık aileler, 20 kişilik olanlar falan tencerede pişirir. Sade, orta, şekerli klasik türleridir.