hani bazı şeyler yapılmak için yapılırya, dışarıya bakın bizde yapabiliyoruz işte demek için, göz boyamak için. işte türk eğitim sistemide böyledir, doğru bi amacı yoktur, iş olsun torba dolsun mantığı ile yürütülür. koşmayı geçtim yürümeyi bile bırakmıştır, sistem ayakta dursun yeterdir türkiyedeki eğitim sisteminin mantığı. o değilde ayakta bile zor duruyo lan bu.
sistemsizliği sistem edinmiş bir ülkenin eğitim sistemidir. diğer her sistem gibi onun da içi boştur. ne anlamak istediğinizi anlayabilirsiniz, ne de onun anlatmak istediğini...
bu sistemin üniversite ayağında bir doğru cevabınıza bir size bakıp "aferin doğru yapmışın ama benim istediğim yoldan değil" diyerek cevabınıza sıfır veren hocalar vardır.
tıpkı kurban bayramının her sene gününün değiştiği gibi,her sene değişebilen bir sistemdir.
kime"türkiye'deki eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsun?"diye sorduğunuzda cevabı hiç şüphesiz olumsuz olacaktır.eğer içlerinde sistemi beğeneni görürseniz bilin ki onlarda bir anormallik vardır.sistem böyle olunca olan öğrencilere oluyor.mesela bir anne çalışmayan bir çoçuğuna "ay bu çocuk hiç çalışmıyor,napcaz bununla,bu gidişle sınıfta kalıcak"ya da buna benzer cümleler söyler.acaba hiç empati kurup çocuğunun neden çalışmadığını düşündü mü?hadi onu da geçtim,kendileri bu dönemde okuyan bir öğrenci olasalardı çok mu zeki olurlardı!(Amacım velileri suçlamak değil kesinlikle.)
dünya her yıl dğişiyor,yenileniyor.şimdi çocuklarına kızan anne,babalar genelliklle"bizim zamanımızda bilgisayar mı vardı sanki."derler.nedense o dönemde okuyan çocuklar başarılı olmak için k.çını yırtarmış.o zamanlar teknolojik aletler yok,parasızlık,okuma hırsı var.e,hal böyle olunca çocuk okumak istiyor,çalışıyor.genellikle bazı anne babalar çocuğun çalışmadığını görünce hemen özel ders,dershane gibi yöntemlere başvuruyor.bu da bir nevi ailenin kaçış yöntemi.daha çocuğa bile sormadan hemen dershane işlemlerine başlıyorlar.yahu bir sorun bakalım çocuk istiyor mu?başarısız çocuk zaten dershaneye gitse bile başarılı olamaz.öğrenci bunu kendi kabullenmişse bu böyledir.velilere de hak vermek lazım"aman oğlum okusun,aman kızım doktor ol,aman aman aman"say say bitmez daha.şimdiki zihniyet bu ne yazık ki.yani biz okuyamadık,bari çocuk okusum anlayışı.işte bu zihniyet yüzünden öğrencilere baskı yapılıyor.çocuk da doğal olarak sıkılıyor.biz bu konuda hep kendimizi yabancı ülkelerle karşılaştırırız.onlar eğitim konusunda bizden daha üstünler ve de gelişmişler.türkiye gibi bir ülkenin onlara benzemesi neredeyse imkansız.arada dağlar kadar fark var,ama amacım kesinlikle ülkemizi aşağılamak değil.çünkü amerika,ingiltere,almanya vb. ülkeler zaten en başından beri bu düzeni sağlamış.her dersin ayrı labaratuvarı var,bahçeleri büyük,falan falan.öğrencileri sıkmadan eğitmeyi hedef edinmişler.aynı siste türkiye'de olsa belki birşey değişmez ama en azından öğrenciler eskisi kadar sıkılmaz.tabi ülkemizde özel okullarda bu konuda ciddi projeler yapılıyor!,hakkını yememek lazım onların.karşılaştırma yapmak çok saçma,ama avrupa ülkelernde sistem bizdeki gibi her sene değişip"LPG,OGS,SOS,YGS"gibi saçma sapan isimlerle adlandırılan sınavlardan ibaret değil.Evet, yabancı ülkelerde de birtakım zorluklar var,ama öğrenciler her hafta protesto etmiyor hiç değilse,çünkü belli bir düzen var.sonra da bazı bilmişler"niye bilim adamları hep avrupa'dan çıkıyor da türkiye2den çıkmıyor"diyor.şimdi ben onlara aynı soruyu soruyorum,sizce niye?bir düşünün bakalım,sebep milletin çalışmaması mı,yoksa devletin akılalmaz sitemleri mi!türkiye'de eğitim sistemi bu şekilde devam ederse, daha milyonlarca kişi işsiz kalır.aslında suç,kimsede değil,bu sistemi yapanda,okullarda en ufak bir yatırımda acımasızca çocukların cebini soyanda,öğreniclerin geleceğini tek bir sınavla belirleyende,kısacası bu durumu kabullenip kolunu kıpırdatmayıp rahatça oturanda(anladınız kimi kastettiğimi)..
sözün özü;bu devran döner,dünya değişir,insanların beyni yıkanır,ama bu ülkenin eğitim sistemi asla değişmez.çünkü o,tıpkı bir kedi gibi dokuz canlıdır!
geçirdiği değişimlerin hızını takipte zorlandığım sistemdir.
insan yetiştirilmez.beyin asla geliştirilmez bu sistemle.
hemde burada farklı bir konu devreye giriyor.insan hayatının en zor devresi ergenlik dönemidir.ve bu dönem içersinde bireyin kişisel karmaşıklık,kimlik arayışı hallerinde oldugu zaman hayatını etkileyen saçma sınavların yapılması ne kadar etiktir anlayan beri gelsin.
Sabah saat 6 buçuk. Gün henüz aydınlanmamış. Bembeyaz örtüye sarılmış şehir. Arabama bindim işyerime doğru yol aldım. Radyomu açtım, duruma uygun şarkı buldum ; Bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna. Bir kar tanesi eri ağzımda. Islıklarla eşlik ettim şarkıya, keyfim binbeşyüzdü.
Sonra yol kenarında, duraklarda, kaldırım boyunca sıkı sıkı giydirilmiş, atkılar sarılıp sarmalanmış,ancak gözleri görülebilen, sırtlarını kamburlaştıracak kadar ağır olan sırt çantalarıyla, gözlerindeki uyku, yorgunluk, bıkkınlıkla öğrencileri gördüm. Henüz 6-7 yaşlarında miniminnacık çocukları gördüm. Sağa çektim arabamı. Bin bırakayım seni okuluna dedim. Korktu belli ki gerek yok dedi. ikna ettim, yola düştük.
- Okulu çok mu sveiyorsun bakayım sen ?
- Hayır ama annem zorla yoladı. Ben dedim hava soğuk gitmiyeyim diye.
- Neyse canım okula gidince ısınırsın artık.
Sonra sustuk yol boyunca.
Düşündüm. Ney içindi bunca çaba, fedakarlık ? Öğrenme aşkı mıydı ? Çocuğun söylediğine göre değildi. Ya ne için harcanıyordu bu yıllar okul köşelerinde o halde ? 12 yıl sabah gün ağarmadan gidip akşam yorgun argın eve dönmelerimiz ne içindi ? Senelerimiz ne uğruna tükendi, kafalarımız kimin hangi düşünceleriyle bulandırıldı okullarda ? Bilgi gerçekten okullarda mıydı ? Eğitimin yeri gerçekten de okul mu ? Ne öprendim 12 yıl boyunca ? Ne konuda yetkin oldum ? Kim nasıl eğitti beni sorguladım.
Sonra okul yıllarımdaki direnişimin haklılığını farkettim.
Bilgiyse istediğim ; okula gitmemeliydim.
Ama diplomaysa ; evet okul tam yeriydi.
Böyle açma sapan düşündüm işte.
Dedim lanet olsun kendimi okullarda öğrenim gördüğümü sanıp kandırdığım yıllarıma.
Sen mi eğiteceksin beni lan üç kuruşluk aklınla dedim içimden tüm öğretmenlerime, kustum öfkemi.
12 yıl beni tek başıma bir kütüphaneye tıksalar, prof olur çıkardım lan oradan diye sitem ettim sisteme.
bu eğitim sistemine maruz kalan ( maruz kalan diyorum çünkü bir nevi radyasyondur kendisi kalıcı hasarlar bırakır bünyede ) insanların büyük bir kısmı hayatlarını keşkeyle başlayan cümlelerle , akabinde de allah belanızı versinle devam eden sitemlerle yaşarlar. aslında türk eğitim sistemi demek bile gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemlerine bir hakaret olacaktır kanımca yani bu sistemse onlar ne ? ortada bir sistem falan yok işin doğrusu bu . padişahlık babadan oğula geçmeye devam ediyor tüm hızıyla bu ülkede . parası olan çocuğunu gönderiyor özel okula sorun falan yok ortada ohh mis ama parası olmayan için türk eğitim sistemi devreye giriyor işte tam o anda ....
sağlam bir reformla baştan aşağı yeniden yapılandırılması gerekirken, sadece mağdurun adını değiştiren ancak mağduriyet durumunu ortadan kaldırmayan, her gelen iktidarın kendi ideolojik bakış açısına göre kendisine yakın olanları kayırmak amacıyla katsayı, sınav sistemi, müfredat gibi konularda değişiklik yaparak daha da içinden çıkılmaz hallere soktuğu sistemdir.
geçenlerde milli eğitim bakanı olacak olan zat-ı şahane "gerekirse yasa değiştiririz" dedi bir konuda. çok afedersiniz sayın bakan da, siz hiçbir halt yiyemezsiniz bu sistemi adam gibi temele oturtmak için!
hatırlarım , ilkokulda türkçe dersinin bir bölümünde -hatta genelde ilk derste kitabında ilk sayfası olduğu için- istiklal marşı işlenirdi . öğrencilerden bir ya da bir kaçına ya da kıtaları tek tek olacak şekilde okutturulur ve mısraların ne anlama geldiği sorulur . şimdi düşünüyorum da çok isterdim o mısraların o kıtaların tek tek kafaya soka soka ne anlama geldiğinin öğretilmesini . öğretmenin bir mısrayı okuyup burda ne anlatılmak istendiğini öğrencilere söylemesini ve öğretmesini .
mevcut eğitim sistemi sikinin keyfine göre hareket eden yetkililer, iktidar sahipleri tarafından maymuna döndürülmüş, beş para etmez eklemeler, farklı ülkelerin eğitim programlarından aşırtmalarla kimsenin ne olduğunu çözemediği bulmacaya benzemiştir kanımca.
gözden geçirilmesi gerekendir.
sistem düzeltirilirse veya eksikleri giderilirse bu sefer de sorun olarak "sistemde çalışanlar" olacaktır ki bu daha büyük bir sorundur.
her eğitimci veya öğretmenden bahsetmiyorum, ama özellikle branş öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğu 2 kelimeyi yanyana getiremeyen, 1 matematik sorusunu çözemeyen öğretmenlerden oluşuyor. en azından bu güzelim mesleği kirletmeden emekli olunda gidin artık be kardşim !!