sistemi olmayan sistemdir. bireyleri 18 yaşına kadar ne için eğitildiklerini bilmeden eğitir. 18 yaşında biraz tarih, biraz coğrafya, biraz matematik biraz ıvır zıvır bilen bireyleri gudik bir sınava sokarak o bildiği biraz bilgiyle hiç alakası olmayan ön lisans ve lisans bölümlerine yerleştirir. bu bölümlerle alakaları olmyan öğrencileri de üniversite bitince bir sınava daha tabi tutarak yine çoğunlukla alakası olmayan bölümlere yerleştirir.
akşamdan sabaha kendini genellikle negatif sonuçlar doğuracak şekilde revize eden bir sistemdir. mesela bir lise öğrencesi gece yatmadan önce mühendis olabilecekken sabah kalktığında bu hakkının elinden alınmış olduğunu sadece belirlenmiş mesleklerle ilgili tahsil yapabileceğini öğrenebilir bu sistemde.
öğretmen yetersizliğinden dolayı ilköğretimde genellikle derslere branş hocaları gelmez onun yerine maaşı yetmediği için ek derse girmek zorunda olan diğer branş öğretmenleri boşlukları doldurur.
eğitim sistemimiz yüksek öğretim seviyesinde bilimsel makale fakiridir hiç denilecek kadar az makale yayınlar güzide üniversitelerimiz. öğretim üyelerimiz yeterli kadro olmadığı için ünvan alamazlar. bazende siyasi ideolojileri yüzünden.
ilköğretim sonunda çocukların eğilimlerini belirleyip uygun eğitim yönlendirmeleri yapacak bir rehberlik sistemine sahip değildir. çocuklar gitmek istedikleri okulları sınavlardan alabildikleri puanlara göre belirler dolayısıyla o okulun diğerleri tarafından ne kadar tercih edildiğine bakarak.
spor imkanları ilk ve orta öğretimde neredeyse hiç yoktur bu yüzden olimpiyatlarda hiçbir zaman başarı elde edememişizdir. el becerileri kuvvetli sanat dallarında gelecek vaadeden öğrencileri tespit edebilecek yetenekte branş hocaları yie aynı durumun oluşturduğu kısırdöngü yüzünden yoktur.
ama hepsi bir yana çok severiz, ücretsizdir ne de olsa!
altyapı hazırlanmadan sürekli değişiklik yapılan, her yapılan değişiklik elde patlayan, olan değişiklik yapılan seneki nesle olan, örnek vermek gerekirse; lise sona gelmiş insanlara sistemi değiştirip bundan sonra hiçbir okula gidemeyeceksiniz demek ve binlerce insanın kapasitesinin çok altında bölümlerde okuyup, sevmediği-sevemeyeceği işlere mecbur edip, hayatlarını hep biraz yarım geçirmelerine sebep olmak gibi. ya da insanları ilgi alanlarının çok uzağında bölümlere mecbur etmek gibi.
mutsuz ve işini sevmeyen insanların bir numaralı sorumlusu, hep doğruluk adına değil siyaseten değiştirilen, deneme yanılma yöntemiyle değişiklik yapılan, deneklerin ise insan olduğu bir sistemdir türkiye' de eğitim sistemi.
sindirim sistemiyle arasinda pek fark görünmeyen sistemdir. günü gecmis besin maddeleriyle günlük ihtiyaclar karsilanip, sonucunda ishal ya da kabiz olmaya mahkumdur. normal dışkı henüz görülmemistir.
ilkokula basladigim donem her sabah saat yedide okulun bahcesinde koyun gibi dizilir, andimizi okurduk.Hep hatirlarim o andimizi okumak icin secilen ogrenci cok gururlu olurdu.guzel gunlerdi ancak her seyi sadece ezberlemeye, ilkelerin ve fikirlerin mantigini anlamadan sorup sorusturmadan ne denirse dogru kabul edip a,b,c ya da d siklarindan birine secmeye o zamandan baslamistik.Andimizi,istiklal marsimizi ezbere bilir hemen hemen her gun okurduk.Simdi dusunuyorum da bir seyi cok okumak mi yoksa anlamini gercekten hissetmek,kafanda degerlendirmek mi dogrudur?Istiklal marsimizin guzelligi o zoraki siralarda cuma cikislarinda arada kaybolup gitmistir cogu zaman.Malesef ogretmenler de dahil cuma bayrak torenleri sadece bir formalite olmustur.Bu arada cok basariliydim(sonradan yanildigimi anladim) testlerde yanima yaklasilmazdi.Ilkokul boyunca sabahlari 5 de kalkardim namaz kilmaya degil mihriban hocadan ders almaya giderdim.Rahmetli iyi ogretmendi yanliz soruyu bilemediniz mi kafanizda kalemi cat diye kirabilirdi.Herkes ogrencisi olamazdi rahmetlinin,once bir elemeden gecer o kucu yasta sizin yaninizda sizde cevher gormediyse velinize direk sizin cocugun kafa basmiyor diye durumu oldukca acik ifade ederdi.
Fena olmayan bir puanla iyi bir anadolu lisesine kapagi attim. O zamanlar egitim sistemi hala sekiz yillik degildi.Ilk turkce sinavinda 60 puanlik dilbilgisi 40 puanlik ise bir kompozisyon vardi.Dilbilgisi bolumde 55 toplayan sahsim kompozisyonda 0 cekmisti.Evet tek bir cumle bile yazamamistim.Hayatimda kompoziyson nedir gormemistim ki!!hani siklar olsa sakla samani gelir zamani atasozunu en iyi assagidakilerden hangisi ifade ediyor diye kesinlikle dogru sikki isaretlerdim.
Efendim iyi bir hazirlik surecinden sonra fen ve matematik dersleride dahil olmak uzere ingilizce egitim aldik.Ardindan lise yillari geldi.Tekrar hayatimiz siklara bagliydi.Yabanci dil egitimi sallanmis herkes paso test cozmeye odaklanmisti.Okulda en cok onem verilen olay erkkeklerde sac,sakal ve spor ayakkabi; kizlarda ise corap rengi, oje gibi hususlardi.Kizlarin muz rengi corap giyme heveslerinin kursaklarinda kaldigini animsarim. He ilkokuldan liseye gelen bu yolculuk da aynen nizami sekilde yagmur,kar,kis dinlemeden hala koyun surusu gibi okul bahcesinde otlar pardon beklerdik. Nobetci ogretmen bir kolordu komutani edasinda herkese bi gunaydin nasilsiniz ceker ondan sonra okul giris kapisinda detektor gibi beklerdi.Amac disiplini saglamakti. Sakin ogretmenleri sucladigimi dusunmeyin onlar sadece gorevlerini yapiyorlardi.Nasil devletimin polisi vatandasi disipline etmek,toplumsal barisi saglamak icin coplar onun gibi iste.Sistemimiz tek duze degilmidir zaten?Hep bizden olmayana kizmak dislamazmiyiz? Suruden kacani kurt kapar dememismidir atalarimiz?Belki de sorun sistemimiz de degil bizlerin genlerindedir.Kim bilir orta asyadan bugune hayvancilikla tarimla ugrasan bizler belkide toplumuda koyun surusu gibi gormekteyiz.
Her neyse aradan cok zaman gecti lise universite derken yavas yavas hayata atildik.Ben hala sabahlari ise gidince acaba patron bugun istimaya kaldirir ya da sac sakal kontrol eder mi diye aklimdan zaman zaman geciririm.
niteliktense niceliğe önem vermesi ile toplam faydasi işlevselliği yerlerde kalitesi yerlerde sürünen, çarkın terazisi boktan oldugu için ana okulu ögretmeninden tut ta bilmem nereye kadar uzanan mertebelerdeki egitim ve ögretim kadrolarinin önceleri cabalamalarina ve bezmelerinden dolayi cartayı cekmiş kaostur. sistem denmez buna kaos denir zirt pirt kaideler değişir içerik yalanlarla doldurulur. coktan gebermiş olan ayaklı cenazedir. ağlayani yoktur. ögrencisine kaz kafalı piyade eri muamelesi yapan sistemin meyvalari elbette nurlu safaklara cikartamaz ülkeyi.
lise din sinavinda "uhud savasi kac muslumanin olumune kac tanesinin yaralanmasina sebeb vermistir" gibi bir soru sorulmasina musade eden sistemdir.
1 yili hazirlik olmak uzere toplam 12 yil okuduk. okuma yazma ve 4 islem disinda ne ogrendik ? elalemin universite birinci sinifta okudugu fizik, kimya, biolojiyi bize orta 2'de ogrettiler, aferin, boyumuz uzadi.
tamamen ezbere dayanan, sosyal ya da politik yonu hic ele alinmayan tarihi olaylari en ince detaylarina kadar ezberlettiler. var mi bu ezberlediklerimizi simdi hatirlayan ?
zorlama muzik, resim ve beden egitimi dersleri verildi. bunlara yetenegi olmayan kisiler hocadan azar isitti! bana zorla sarki soyleten ve sesim kotu diye azarlayan sistemin ben icine ederim.
ogrenmeye en musait oldugumuz yaslar malesef evde deli gibi ev odevi yaparak, kurslara giderek gecti. sonra dusunuruz, bu ulkeden diye dunya capinda sporcu yada sanatci cikmiyor diye.
dünyaya egemen anglosakson tinin yönetim biçimi olan kapitalizmin kendi işleyişini sağlama almak amacı ile insanların bilinç altlarına hitaben geliştirdiği; evrensel olarak yönlendirilebilir, dindar, milliyetçi, içki, sigara ve uyuşturucu bağımlısı, cinsel sapkınlık ve spor fanatikliği gibi paraya dönüştürülebilir tutkuları olan, tersine evrilmiş bir güruh elde etmeyi amaçlayan kusursuz bir telkin ve şartlandırma düzeneği.
- çocuklar sorular zirve kırtasiyede 10 soru var 9 unu sorucam .
- yaaa hocammmm 9 tane verseydinizz yaa
- ii madem 3.soru çıkmıycak çalışın gelin .
- hocamm çok tatlısınızzz .
ezberden kurtulmaya çalışan sistemdir efendim. unutululan bir şey var ki oda öncelikle ezberci öğretmenden ve derisi kırışmış dinazor görüntüsü veren öğretmenden kurtulmak gereklidir. emekli yaşı 65 olunca o nasıl olacak o da muamma.
eğitim sistemini öss ve oks 'den ibaret sayarsak pek ilerlediğini söyleyemeyiz . fakat ilköğretimde yeni yeni temelleri atılan müfredatla gelişme göstermekte olduğunu söyleyebilirim. yeni sisteme göre artık öğretmen değil öğrenci merkezli eğitim söz konusu . bir anda buna geçilmiyor fakat şu an için öğrencilerin düşünceleri ön planda . günlük hayattan örneklet vererek yorum yapmaları sağlanıyor . öğrencilere araştırma görevleri veriliyor . fakat ödevleri yapmada adaletsizler oluyor malesef.imkanlar dahilinde araştırma yapanlar ve imkansızlar dahilinde araştırma yapanlar . ama ben ilerlediğini düşünmekteyim .
berbat bir sistemdir. düzelmisi için kanımca önce eğitimcilerin düzelmesi gerekmektedir. zaten maddi anlamda tatmin edemediğimiz eğitimcilerimizi en azından manevi anlamda tatmin etmemiz geekmektedir. mesela yeni atanmış genç bir öğretmene en kötü sınıf verilir genelde. oysaki o genç öğretmen çok büyük bir heyecanla başlar mesleğine ama karşısında hayal ettiği aç öğrencileri bulamaz ve zamanla soğur mesleğinden 5 yıl içinde ne haliniz varsa görün cümlesi en çok kullandığı cümle olur ve o öğretmen de artık sistemin bir parçası haline gelir. ama siz o öğretmene en iyi sınıf verirseniz, karşısında kendisini zorlayacak aç öğrencileri bulursa ister istemez kendini geliştirmek zorunda kalacaktır her anlamda. ve mesleğini zevk alarak yapacaktır. dolayısıyla karşılaştığı zorluklarla(yaramaz bir öğrenci, ilgisiz bir veli) daha rahat savaşabilecektir, daha güçlü olacaktır.