çok kendine hastır. öyle ki yazılanla uygulanan farklıdır. başka nerede bu böyledir merak konusu.. yazılan yapılandırmacı eğitim, pragmatizm felsefesine dayalı ilerlemecilik eğitim felsefesini yalayıp yuttuk; uygulanan ise bildiğin ezberci eğitim.
gerçekten kendine hastır.
1 nisan şakasıdır. ezbere dayalı, sadece diplomayı al çek git dışardaki okumayan adamdan tek farkın o kağıt parçasıdır der gibi bir hava içerisinde olan kökten yıkılıp yenilenmesi gereken sistem.
türk okullarında eğitim diye bir şey yoktur, dolayısıyla türk eğitim sistemi'de yok gibi bir şeydir...
saçma sapan bir türk öğretim sistemi vardır onunda, nasıl nesiller yetiştirdiği ortadadır. yani insan kendi kendine bir şey katabiliyorsa ne güzel yoksa maalesef, tek tük bulunan kaliteli öğretmenlerin verdikleri yetmiyor.
ilk, orta ve lise yani "klasik eğitim sistemi" dediğimiz şey için fazla söylenebilecek şey yoktur.
öss, lys, lgs, ogs, kgs, kss, am, g.t,s.k ve bunlar gibi saçma sapan sınavlar için eğitim veren sistemdir.
bu sınavlar için gereken bilgiden fazlasını alırsanız, sistem sizi kabul etmez. açıkçası kaldıramaz.
potansiyel tehlike olursunuz. tinerci olursunuz. aman dikkat.
dershanelerin ortaya çıkmasını sağlayan ve her geçen gün daha fazla boka saran, ama kimsenin umrunda olmayan gençlerin başı yandığından hiç kimsenin bir çözüm bulmadığı ve bulmayacağı sistemdir.
yardım alınmadan başarılı olunamayacak sistemdir.
uzun süredir matematik dersi veriyorum evimde ve ciddi paralar kazanıyorum. yaklaşık olarak haftada bir gün tam zamanlı çalışınca kazandığım para bir aylık öğretmen maaşını geçiyor. insafsız, kan emici bir para düşkünü olarak görebilirsiniz beni ama bu böyle. çünkü bu sistem kendi içinde benim gibileri yaratıyor, bu sistem içinde bir öğrencinin başarılı olma şansı "0", "zeki ama çalışmıyor" bu sistemde geçmiyor artık.
bu aralar ders verdiğim bir öğrenciden bahsedeceğim, kendisi 9. sınıf öğrencisi 8.sınıftan (yani ortaokuldan) 100 üzerinde 85 ortalamayla mezun olmuş, ilk geldiğinde çokta boş olacağını düşünmemiştim, tabi ilk derse kadar. geometriyle başladık, size lise 1 geometrisinden bahsedeyim temel kavramlar, açılar, koordinat sistemi ve oda ne "çokgensel bölgelerin alanı" şaşırdım defterde üçgenleri aradım, kitaplara baktım yok. çokgende alan bittikten sonra üçgende benzerlik, açı kenar, alan konuları falan var. şaşırdım. bu çocuk üçgen bilmeden çokgeni nasıl yapacak ki. benzerlik bilmeden nasıl yapacak. ben size söyleyeyim o, bütün alan parçalamaları ezeberleyecek neden, nasıl, ne için yaptığını bilmeden. bu, sistemin eksiği işte, tabansız tamamen ezberci politikalar.
peki bu sistem çok kötü de bu sistemin çarkları "öğretmenler" çok mu iyi, bunu sorgulamak bana düşmez yada burda bahsedeceğim herşey tüm öğretmenler için geçerli değildir ama işte sistemin çalışmasını sağlayan çarklardan bahsedeceğim size başka bir öğrenci 6. sınıf okul birincisi ama neden ebob, ekok yaptığını bilmiyor. yapıyor aslında çokta güzel çözüyor ama "yavrum bunu neden böyle yaptın" deyince öğretmenimiz öğle öğretti dedi, "peki ben sana bu soruyu şöyle sorsaydım" dedim, kaldı bilmiyorum bunu dedi. gösterdim nasıl yapabileceğini, neden ebob yada neden ekok kullandığımızı anlattım, amacının ne olduğunu, bunların sonucunda ne bulacağımızı. şimdilik o öğrendi ama bütün eğitim hayatı boyunca bana gelemez bu çocuk. şimdi başka bir öğretmenden bahsedeyim size 8.sınıf öğrencimin matematik öğretmeni, kendisi kitap okumaya karşı, geçenlerde öğrencime benim verdiğim bir kitabı, "bunu okuyacağına test çöz" diye almış elinden. şimdi kitap benim çocuk korkudan bana söyleyemiyor da, "kitabı bitirdin mi" diye sordum çünkü her hafta yeni kitap veriyorum (bilimadamlarının hayatları, bilimsel öyküler, matematik masalları, eğlenceli bilgiler falan ) "daha bitmedi" dedi, "tamam" dedim ama biliyorum zehir gibi çocuk bana ilk geldiğinde 40 alırken şimdi 90-95lerde geziyor. annesi aradı bugün "kitabı öğretmeni almış, çocuk size söyleyememiş, ben gidip alıcam, alamazsam da aynısı alır getiririm" dedi. şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim. bu öğretmenler benimle yaşıt olabilir yada ben öğretmenliği seçseydim şuanda bir okulda öğretmen olabilirdim o yaştayım ama ne yazık ki bu insanlarla okadar farklı pencerelerden bakıyoruz ki hayata, o öğrenciler için üzüldüm. bomboş yetişiyorlar, kendim içinde üzüldüm ne için çabalıyorum ki ?
sistemsizliktir. bunca yıldır ezbere dayalı koyun sürüleri yetiştirme dışında bir sistemi görülmemiştir. ve sistemsizliği sistemi olmuştur. bu yıl geçerli olan şeyler seneye değişiyorsa bir sistemden bahsetmek salak yerine koymaktır.
üzülerek söylüyorum ama, acınacak haldedir... hele programın güya yapılandırmacı yaklaşımla hazırlandığı şu son senelerde, daha da kötüleşmiştir... hiç bir geçerliliği olmayan yöntemler, her işi öğretmene yıkmaca, tamamen formalite uygulamalar, öğretmeni şebek, öğrenciyi melek gibi gören bu sistem, hiç olmasa daha iyidir..
