Allah'ın öyle dostları vardır ki asla başka insanlarla konuşmaya fırsat bulamamış,
Allah'ın öyle öfkelendikleri vardır ki etraflarındaki kalabalıktan O'nu bulamamış.
bir de atadan kalma deyimle ; az laf çok iş.
islamı, dini, tevhid inancını ve teslimiyeti şekle sokmanın alemi yok
kul ile yaradan arasındaki muhabbette üçüncüye ekmek yok.
mümin kadınlara da söyle: gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). ey müminler! hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.
kuran-ı kerim nur suresi 31. ayet meali.
--spoiler--
ayet net ve anlaşılır bir anlama sahiptir. şüphesiz anlayana apaçık bir öğüt vardır.
türbanın geçmişiyle ilgili bilgisi olmayan kişilerin açtıkları talihsiz başlıklardan birisidir. hiç bir rahibenin kıyafeti dikkatinizi çekti mi? türbanla ne kadar da çok uyuşuyor bir gözlemleyin ve geçmişi henüz 40 yılı bile doldurmamış bu saçma örtünme şeklini savunmaktan vazgeçin artık. takmıyorum ve bununla da övünüyorum. çünkü özenti olmak her zaman kötüdür.
öncelikle, türban islam'ın bir şartı değildir, başını örtmek şarttır. örtünüp örtünmemek o insanı bağlayan bir şeydir, islam'da her şeyde olduğu gibi, yalnızca tanrı ile kul arasındadır. herhangi bir kişinin araya girmesi söz konusu değildir. bu nedenle bilinemeyecek bir şeydir samimiyet.
örtünmek islamiyette kadına emredilmiştir ama başını kapatmayan birisine cehennemliktir demek kimsenin haddi deyildir. böyle düşünen kişi bunu söylerken bu kararı verirken kendsini kimin yerine koyduğuna dikkat etmelidir. fetva veriyorm derken şirke düşüp kendisi daha kötü bir günahın içine düşebilir. bu yüzden bırakalım türban takmayan kızın samimiyeti yaradanla onun arasında kalsın.
allah'la onun arasında olan ve kimseyi ilgilendirmeyen samimiyettir. paranın ve imanın kimde olduğu bilinmez dolayısıyla tipine, giyiniş tarzına bakarak birilerinin dini yargılanamaz.
yıllar önce anneannemden, dedemizin taa van dan rize ye belindeki kuşağında sarılmış yarım ekmekle(yürüyerek)(haftalar sonra) askerden dönüşünü dinlerdik. dinlerkende nenem kendini tutamazdı fakirliklerini anlatırken gözyaşlarını beyaz başörtüsüne silerdi. atatürk ü ilk nenemden duydum ben peygamberimizide gene nenemden. yıllar sonra türbanlı, açık, atatürkçü, dinci diye ayrılacaksınız ona göre büyüyün denmedi. bizde böyle hıyar gibi büyümüşüz art niyetsiz bütünbir. nenem ruhun şad olsun bilme ne halde olduğumuzu.